
Ağır pandemi koşulları ve kapanmalar, üzerine bir de ekonomik ve siyasal çalkantılar, döviz krizleri vs. tuz biber olunca, sayısız harika kitap son dönemde gürültüye gitti. Bunlar arasında bir tanesi var ki gerçek bir yürek ezintisi olmuştur. Yazarlarının çıkar çıkmaz bana ilettiği “Şehir ve Hayvan” kitabı hakkında birçok defa yazmak için oturdum. Fakat bir türlü kısmet olmadı. Oysa bu özgün ve çok yazarlı kitap alışkın olmadığımız ve dünyada giderek gündeme oturmakta olan ve uygar dünyanın kaygılarını yansıtan pekçok kavram ve yeniliklerle doluydu. Eleştirel Hayvan Çalışmaları gibi…
Kitabın adından da anlaşılacağı gibi ilgi alanı ve vazettiği kavramsal yenilikler sevgili mağdur dostlarımız; mahzun ve bîçare hayvanlar hakkında.
Kitap akademi orijinli yazarlar tarafından kaleme alınmış sekiz makaleden oluşuyor Tabii bunlara derleyici Ayten Alkan’ın makalesini de eklemek gerekiyor. Kitapta yer alan makaleler günümüzde “sulusepken bir aşk”(!) olarak hüküm sürerek gerçek anlamda sulandırılmakta ve dejenere edilmekte olan hayvan sevgisine ve hayvan haklarına güncel bilimsel-akademik retorik çerçevesinde yaklaşımlar sunduğu ve günümüz dünyasında bu alanda gelişmekte olan yenilik ve yaklaşımları ülkemiz gündemine taşıma kaygısı güttüğü için çok önemli. Çünkü suistimal ve popüler şovlar için son derecede elverişli olan hayvan hakları konusu günümüzde ziyedesiyle istismar edilmektedir. Hepimiz hayvan sevgisi diye yola çıkıp pet shoplardan satın aldıkları hayvancıkları apartman dairelerine ya da balkonlara kilitleyip kendi egosunu tatmin ettikten sonra ıssız ormanlara terk eden insanlardan en az birkaçını tanıyoruz. Oysa bu kitap tam da bu anlamda doğru tavrın ne olması gerektiğini gösteren sayısız argümanla dolu. Direk kitabın editörleri tarafından dile getirildiği şekliyle alıntılayalım:
“Elinizdeki derleme, Türkiye şehirlerini hayvanların penceresinden nasıl görebileceğimiz ya da Türkiye’deki şehir kavrayışını hayvanları merkeze alarak nasıl gözden geçirebileceğimize dair fragmanlar sunuyor, fikirler üretiyor. Bu makalelerin, şehrin haritasına hayvanları yerleştirmek ve şehri kavradığımız kuramsal yaklaşımları hayvanları da hesaba katarak gözden geçirmek doğrutusundaki yeni çalışmalara ilham olmasını diliyoruz.”
Kitabın popüler kültürle arasına sağlam bir mesafe koyması ve makalelerin akademik yazım ciddiyetini bütünüyle taşıması ve günümüz dünyasında bu alanda gelişmekte olan uygulama ve anlayışları Türkiye’nin entelektüel ortamına taşıma kaygısında olması Hayvan Hakları Külliyatı’na büyük bir katkı. Dahası kitapta yer alan makaleler ciddi anlamda okuma zevki veren ve tarihsel, sosyal bilincimizin gelişmesine katkı koyan pekçok bilgi ile dolu. Örneğin tanıdığım en içten Hayvan Hakları aktivistlerinden biri olan Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı hocası Doç. Dr. Cansu Özge Özmen kitapta yer alan makalesinde ABD’li seyyahların gözünden 19. YY Osmanlı şehirlerinde insan hayvan karşılaşmalarını anlatıyor ki yazarın doktora tezininin de 19. YY Amerikan Seyyahlarının Osmanlı Coğrafyası Seyahatnameleri hakkında olduğunu biliyoruz. Orhan Pamuk’un “Kafamda Bir Tuhaflık” romanında yazdığı kentli köpekler, İstanbul sokaklarında Kedi’nin temizliği, Zonguldak’taki emekçi katırlar, kurbandan kaçış, Konya’da kuşlar ve daha neler neler. Bir de üstüne üstlük olağanüstü bir kaynakça zenginliği…
Bu kitabı, uygar bir topluma evrilme serüvenimiz için okunması elzem kitaplardan biri olarak sadece hayvan haklarına ilgi duyan ve sağlam bir vicdan sahibi kişilere değil tüm şehirlilere tavsiye etmeden önce son sözü kitabın yazarlarından Doç. Dr. Cansu Özge Özmen’e bırakıyorum:
“On sene öncesiyle kıyaslanamayacak sayıda hayvan hakları mücadelesine, hukuki, siyasi, tarihsel, felsefi, spiritüel açılardan yaklaşan, Türkçe yazılmış çalışmalar daha fazla. Daha fazla sayıda dergi, belli sayılarını hayvanlara ayırmaya başladı. Fakat maalesef çeşitli Avrupa ülkelerinde ya da ABD’de hayvan haklarıyla ilgili yazılan eserlerle kıyasladığımızda durum hiç iç açıcı değil. Bunun temel nedeninin hayvan hakları mücadelesini ciddiye almayışımız olduğunu düşünüyorum. Hak mücadelelerini henüz bütünleşik bir bakış açısından değerlendirmiyoruz. Dolayısıyla hayvanlarla ilgili okuma yapmıyoruz. Satın almadığımız için yayın evleri de bu konularda eserleri yayınlamakta tereddüt ediyorlar.”
Bitirmeden son bir küçük eklenti yapalım. Ayten Alkan’ın derlediği ve Hülya Yalçın, Cansu Özge Özmen, Kimberly Hart, Özlem Güçlü, Derya Acuner, Figen Uzar Özdemir, Ezgi Burgan ve Pınar Karababa’nın makaleler ile katkı koyduğu kitabın geliri, derlemeye katkı sunamadan, aniden hayatını kaybeden, çocukluğundan beri hayvan hakları hareketinin çok önemli bir noktasında duran, hayvan özgürlüğü aktivisti Burak Özgüner’in kurucuları arasında olduğu Hayvan Hakları ve Etiği Derneği’ne bağışlanıyor. Unutmayalım değerli hayvansever okurlar; biz bu kitaplara ilgi göstermezsek yayınevleri de göstermiyor. Sonrasında “Şehir ve Hayvan” bilincimiz gelişemiyor ve olan zavallı masum dostlarımız hayvancıklara oluyor.
DERLEYEN: AYTEN ALKAN
KATKIDA BULUNANLAR: Hülya Yalçın, Cansu Özge Özmen, Kimberly Hart, Özlem Güçlü, Derya Acuner, Figen Uzar Özdemir, Ezgi Burgan, Pınar Karababa
Patika Kitap – 280 Sayfa
*27 Nisan 2023 tarihli Cumhuriyet Kitap Eki’nde kısaltılarak yayınlandı.
Hikmet Temel Akarsu
Gerçekedebiyat.com