hikmet-temel-akarsu-james-15052025210143.jpg


Bu buluşma, bazı büyük yayınevlerinin “genç, bilmiş ve özenti” editörlerinin Times Litarary Supplement’in best-seller sayfalarında gördükleri her ödüllü kitabı okumadan, anlamadan, kapıp getirip alelacele çevirtip, cafcaflı kapaklarla, gürültülü bir şekilde yayınlaması gibi değil. Bir edebiyat bilinci ve duruşu taşıyor. Gösterişsiz fakat kaliteli sunumlar, nitelikli çeviriler ve gerçekten kuvvetli bir edebiyat duygusuyla seçilmiş eserler.

Bunlardan en son okuduğum eser Amerikalı bir yazar olan James Salter’a ait Bir Oyun Bir Eğlence.

Yayınevi, kendini kanıtlamış bu yazarı Amerikan Edebî kanonunun önemli bir unsuru olarak tanıtıyor. Burada hangi kanondan bahsedildiği tartışmalı.

Amerikan edebiyatında tek bir kanon var mı; bu nereden neşet edip nereye gider; bunlar gerçekten açıklamaya muhtaç.

Ama illa bir açıklama gerekiyorsa ben bir tez atayım ortaya: Bir Oyun Bir Eğlence romanında gördüğüm kanon Beatnikler ya da Jazz Çağı filan değil.

James Salter, Amerikalıların en sevdiği yazınsal tür olan Paris-Fransa sergüzeştli kanondan olan Henry Miller (Yengeç Dönencesi), Scot Fitzgerald (Geceler Güzeldir), Ernest Hemingway (Güneş de Doğar), Paul Auster (Cebidelik) gibi yazarların yolundan yürüyor. Ama çok çok güzel yürüyor.

Romanın konusu anılmaya değmeyecek kadar sade ve sıradan. Amerikalı varsıl bir ailenin hayta evladı Fransa’ya geliyor ve 18’lik bir “manita” (!) yaparak gününü gün ediyor. Ancak James Salter bunu öylesine bir edebi estetik ve varsıllık içinde anlatıyor ki bu yazınsal kumaşa hayran olmamak elde değil. Kuşkusuz kitabın çevirmeninin Suat Kemal Angı gibi edebiyatın derin sularında çokça yüzmüş bir şair olması bu edebi kaliteyi algılamamızda etkili oluyor.

Roman sözünü ettiğim diğer Amerikalı yazarlar gibi münhasıran Paris’e ve Riviyera’ya odaklanmıyor. Autun, Dijon, Angers, Orleans gibi taşra kentlerini de etkili bir yazınsallıkla yansıtıyor.

Ayrıca romanda geçen Avenue Foch, Boulevard Raspail, Rue de Rivoli, Chatelet, gibi cadde ve ortamları, Fransa ve Paris yaşam tarzını bilmek ve yazarın sık sık başvurduğu, herkesin anlayabileceği sevimli, “bonjour, voila, tiens, ces’t ça” gibi beylik Fransızca ünlemleri adeta bir mülemma lisanıyla eser boyunca aralara soktuğunu görmek hoş bir okuma zevki veriyor.

Zaman zaman pornografiye kaçan erotik anlatı bende Philip Roth gibi cinselliği hayvanî bir şekilde anlatan Amerikalı yazarlarınki gibi itici bir duygu yaratmadı. Bilakis tıpkı yazarın Fransa’yı estetize ederkenki başarısını andırır şekilde son derecede zarif ve endazesinde geldi.

Kitapta anlatılan dönem olasılıkla Paris’in eksistansiyalist duygulanımlarla helak olduğu 60’lı yıllar. O yüzden Sartre’ın Ivich’i gibi, Camus’un Mersault’u gibi tavırlar içinde bohem, aykırı, özgürlükçü, avangard, eksistansiyalist, ilerici ve duygu dünyası gelişmiş kahramanların edim ve tercihlerini izliyoruz kitap boyunca.

Kitapta en sevdiğim taraf ise dramatik yapı ve mantık dizgesi açısından ele alınacak olsa bizdeki Dil-Tarih Coğrafya Fakülteleri’nin yazma sanatı derslerinde kesin sınıfta kalacak olan “absürd” anlatının umursamazca, yüksek edebiyat uğruna icra edilmiş olması.

Daha açık anlatayım: Kitapta roman kahramanı Dave ile 18’lik Fransız sevgilisi Anne’nin aralarında geçenler kimi zaman olayın üçüncü kahramanı olan anlatıcı tarafından birinci tekil şahısla anlatılırken; sonra yazar coşuyor ve yatak odalarına dalıp Tanrı yazar olarak her şeyi görüyormuşçasına anlatıyor. Bu, tabii ki bir mantık sorunu yaratıyor. Ama işte iyi edebiyatta buna hiç bakılmaz.

“Absürd”ün “Absürd” olduğu o güzelim, ilerici, çılgın, özgür, avangard yıllar bir daha geri gelir mi acaba?

James Salter tanışmaya, okunmaya değer, son derecede nitelikli bir yazar.

BİR OYUN, BİR EĞLENCE

JAMES SALTER – ROMAN

ÇEVİREN: SUAT KEMAL ANGI

JAGUAR YAYINLARI – 192 SAYFA

JAMES SALTER KİMDİR?

James Arnold Horowitz (10 Haziran 1925 - 19 Haziran 2015), daha çok kullandığı takma ad ve sonrasında yasal adı haline gelen James Salter ile tanınan Amerikalı bir roman ve kısa öykü yazarıydı. Aslen ABD Hava Kuvvetleri'nde kariyer subayı ve pilot olarak hizmet veren Horowitz, 1957 yılında ilk romanı olan The Hunters'ın başarılı bir şekilde yayımlanmasının ardından ordudan ayrıldı. Kısa süren bir senaristlik ve yönetmenlik kariyerinden sonra, Salter 1979'da Solo Faces adlı romanını yayımladı. Eserleriyle farklı edebiyat ödülleri kazandı ve yayımlandıkları dönemde eleştirilen çalışmalarının zamanla değer görmesiyle birlikte geniş çapta tanındı.

Babası, Kasım 1918'de West Point'ten mezun olan ve hem Ordu hem de Yedek Ordu ile Mühendislik Kolordusu'nda görev yapan bir emlak komisyoncusu ve iş adamıydı . Yaşlı Horowitz albay rütbesine ulaştı ve Liyakat Nişanı'nın sahibi oldu .

Horowitz, Manhattan'da büyüdü.

ÖDÜLLERİ

2014 Fitzgerald ödülü.

2013 Windham–Campbell Edebiyat Ödülü 

2012 PEN/Malamud Ödülü

2010 Rea Kısa Hikaye Ödülü

1989 PEN/Faulkner Ödülü

ROMANLARI

Avcılar (1957)

Et Kolu (1961)

Bir Spor ve Bir Eğlence (1967)

Işık Yılları (1975)

Yalnız Yüzler (1979)

Cassada (2012)

Her Şey (2013)

HİKAYELERİ

Alacakaranlık ve Diğer Hikayeler (1988)

Dün Gece (2005)

Toplanan Hikayeler (2013)

SENARYOLARI

Yokuş Aşağı Yarışçı (1969)

Randevu (1969)

Üç (1969; ayrıca yönetmen)

Eşik (1981)

Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler