halit-payza-bir-cumhuriye-13052025224010.jpg


CHP Genel Başkanı Özgür Özel hazırlık çalışmaları 1,5 yıl süren, çekimleri Musiki Muallim Mektebi, Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nde yer alan Türk Ocağı Sahnesi gibi tarihsel mekânlarda yapılan, Özsoy Operası’nın konu edinildiği “Bir Cumhuriyet Şarkısı” filminin senaryosunu 3 Mayıs 2025’te yaşamını yitiren DEM Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’in yazdığını kendisine sır olarak söylediğini açıkladı.

‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’ bir dönem filmi; filmde genç cumhuriyetin kuruluş aşamasında modernleşme sancıları anlatılıyor.

Özsoy Operası’nın içeriğini bizzat Atatürk veriyor ve Türkiye’yi ziyaret edecek olan İran Şahı Rıza Şah Pehlevi onuruna sahnelenmesini istiyor.

Özsoy Operası ilk Türk operası olarak, İranlıların Şehname destanından esinlenilmiş, 19 Haziran 1934’de Ankara Halkevi’nde sahnelenmiştir.

Sayın Özer’in bir sır olarak kendisine emanet edildiğini söylediği filmin senaryosu Önder tarafından yazılmış olmasına karşın, Önder filmin senaryosuna imzasını koymaktan çekinmiş, sır olarak kalmasını vasiyet etmiştir.

Önder’in cumhuriyet temalı bir filmin senaryosuna yazmasının bilinmemesi kişisel bir ikirciklenme midir, ya da siyasi bir strateji mi?

Önder, cumhuriyetin modernleşme aşamasındaki sanatsal devrimini, kendi politik seçeneklerine uygun görülmesinin bilinmemesini mi istiyordu?

Bir Cumhuriyet Şarkısı filminin konusu: 

İran Şahı’nın Ankara’yı ziyaret edeceği kesinleşince onu nasıl etkileyeceklerini düşünen yöneticilere Atatürk bir opera izlettirmeyi önerir. Ancak ziyarete 26 gün vardır ve bu sürede bir opera nasıl bestelenip oynanabilir? Atatürk buna ‘biz 4 günde Büyük Taarruz’u kazandık’ diye yanıt verir. Librettosunu çoktan yazmıştır ve beste için Avrupa’daki eğitiminden yeni dönmüş müzik öğretmeni Ahmet Adnan Saygun adlı gente karar kılınır. Ancak Ankara Türk Ocağında yatıp kalkmaya başlayan genç bestecinin önünde, yaratma sancılarının sanatçıdaki etkisinin yanında inşaatçıların dışardaki gürültülerinden mevcut orkestrayı günde bir saat veren İstiklal Marşı bestecimizin akıl almaz kıskançlığına kadar onlarca sorun vardır.

Yönetmen koltuğunda Yağız Alp Akaydın’ın oturduğu filmin senaryosunu BKM (Beşiktaş Kültür Merkezi) yazı ekibinin yazdığı filmde belirtiliyor. Netflix’te gösterilen film Cumhuriyetimizin 101. yılını kutlayacağımız 29 Ekim’de gösterime girecek.

Bir sanat insanı olmasının yanı sıra toplumla sürekli ilişki içinde bulunan, toplumsal yapıyı siyasetle ilişkilendiren Sırrı Süreyya Önder neden yazdığı senaryonun altına imzasını koymaktan kaçınır, görünmez olmayı yeğler?

Sanatçı iç dünyasını, deneyimlerini,  duygularını, düşüncelerini, toplumsal sorumluluklarını sanatı uygulayarak, öykülerini anlattığı insanlarla ilişki kurmak, yapıtlarını birer miras olarak bırakmak, kalıcı bir iz bırakmak için gizlenmeyi değil görünür olmayı yeğler.

Okur/izleyici izlediği yapıtın kimin sözü, düşünceleri, duyguları, deneyimleri olduğunu, izleğin arkasında kimin olduğunu bilmek ister.

Her anlatı, anlatma biçimiyle olduğu gibi, kimin anlatısı olduğunu, etik yükün kimde olduğunu kavratmayı hak eder.

Türk sinemasına oyuncu, yönetmen ve senarist olarak önemli ve değerli filmler kazandıran Sırrı Süreyya Önder’in simgesel değeri olan ‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’ filminin senaryosuna yazan yaratıcı bir beyin olarak adını gizlemesi çelişkidir.

Önder, senaryoyu yazarken dönemin ideolojik doğasını, tarih bilincini içselleştirdiği halde şimdi neden bu yükü üstlenmekten kaçınır?

Bu çelişki sadece Önder’in değil, cumhuriyet düşüncesini içselleştirememiş aydınların/yarı aydınların/ aydın olmayanların da çelişkisidir. Önder senaryo yazarı ve sanatçı olarak cumhuriyete içeriden dokurken, sistem içerisinden görünmemek için gizlenerek dışında kalmayı yeğlemiştir.

Temsil ettiği siyasal ideolojik kesimlerin filmdeki ideolojik içkinlikle uyuşmayacağı düşüncesiyle mi hareket etmek gereksinimini duyumsamıştır?

Sanatın ontolojisi siyaset kadar kutsal ve kamusaldır. Bu ontolojik yapı gizlenmeyi değil var olmayı gerektirir. Bu tavır, salt etik, salt sanatla ilgili bir sorun değil, sanatçının meşruiyetini de yıpratır.

Filmi izleyenlerin, filmin senaryosunu kimin yazdığını bilmeye hakları vardır. Aksi takdirde bu anlatının, seçilen sekansların, ana fikrin, ideolojik altyapının kimin diliyle yansıtıldığını anlayamaz.

Bir Cumhuriyet Şarkısı anlatım biçimiyle ilgi çeken bir yapıt; ancak filmin senaryosunu yazan kalemin varlığının gizlenmesi, böylesi önemli bir yapım için devrimci bir alçak gönüllük değil, politik stratejik bir suskunluktur.

Halit Payza
Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler