hikmet-temel-akarsu-selim-20250928124807244.jpg


Selim Nüzhet Gerçek’in Canvermezler Tekkesi adlı eseri çok iyi yazılmış bir roman. Klasik Türk Edebiyatının başyapıtlarından biri olduğu rahatça söylenebilirdi lakin bunun önünde önemli bir engel var. Çünkü Türk Edebiyatının ilk “Gothic” romanı diyebileceğimiz bu çok başarılı eser aslında bir adaptasyon. Yayınevinin de arka kapakta belirttiği gibi, Selim Nüzhet Gerçek, Ahmet Kamil müstearı ile Claude Farrére’nin La Maison des Hommes Vivants adlı romanından adaptasyonla yazdığı bu eseri ilk olarak 1921 yılında İleri Gazetesi’nde yayınlamış. 1922 yılında da kitaplaştırmış.

Bir adaptasyon olduğu ayan beyan belirtilmiş olmasaydı ilk okuyan kişi rahatlıkla bu esere Türk Edebiyatının şaheseri diyebilirdi. Fakat bir şaheser değil bir adaptasyon olması eserin önemini ve değerini azaltmıyor. Çünkü eser olay kurgusu ve dramatik yapının dışında çok sayıda özgün edebi performans içeriyor. Bir kere Türk toplumuna bu denli aykırı gelecek bir edebi akımı dilimize adapte etmeye kalkması başlı başına bir avangart. Selim Nüzhet Gerçek’in akıcı, varsıl ve etkileyici edebi dilini okumak ise apayrı bir zevk. Tabii burada da bir rezerv koymak gerekiyor: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan romanı günümüz Türkçesi’ne Budak Kayabek uyarlamış. Yani okuduğumuz roman özgün haliyle değil uyarlanmış diliyle yayınlanmış. Yani tavşanın suyunun suyu.

Buna rağmen bu eseri neden çok değerli ve önemli bulduğumu kısaca açıklamaya çalışayım. Sondan başa gelerek gidelim: Birincisi bu tür Klasik Türk Edebiyatı yapıtlarını okumaya bayılırım çünkü çok zengin ve içtenlikli bir dil kullanımına haizdirler. Bu eserlerin özgün dili ağdalı bir Osmanlıca olsa ve ben yer yer sözlük kullanmak zorunda kalsam da bunları okuduğumda yine de sadeleştirilmişine göre daha fazla tat alırım. Hele hele Selim Nüzhet Gerçek gibi edebiyatçı bir aileden gelen, Frankofoni tedris etmiş, Abdülhak Şinasi Hisar’ın kardeşi olup edebiyatçı bir aileden gelen, çok yetenekli ve yabancı dile hakim bir yazarın Klasik Türkçesini okumak harika bir şey olurdu. Yayıncılar kitabı sadeleştirerek bu zevki elimizden almışlar. Ama yerine çok daha başka bir zevk vermişler ki o da günümüz Türkçesine uyarlayan Budak Kayabek’in sade, yetkin ve son derecede edebi Türkçesi. Budak Kayabek adeta kitaba ayrı bir tat katmış, çok güzel bir Türkçesi ve derin edebi ifadeleri var. Yani Selim Nüzhet Gerçek Türkçesini kaybettiğimize yanarken tesadüfen -belki de- çok daha etkilisini buluyoruz. Tüm bunlar ancak uzmanların algılayabileceği son derecede incelemeye değer edebi durumlar ve o yüzden de kitabı okumak büyük bir zevkti.

Gelgelelim Canvermezler Tekkesi’ne… Günümüzde intihal yapıp pişkince ortalıkta gezen, bu husus suratına vurulsa bile vurdumduymaz bir şekilde sırıtan ya da sağır-dilsiz taklidi yapan çok sayıda yazardansa Canvermezler Tekkesi’nde olduğu gibi açık açık adaptasyon yaptığını ifade  eden yazarlar bence çok daha makbul. Ayrıca şunu çok iyi biliyoruz ki 19. Ve 20. Yüzyıl Türk Edebiyatında Frankofoni mahreçli uyarlama, esinlenme hatta intihal ve taklit ziyadesiyle mevcuttur. Bunlara major edebiyatçılarımız Halit Ziya Uşaklıgil, Yahya Kemal Beyatlı, Tevfik Fikret gibi çok sayıda yazar dahildir. Dolayısıyla yeni bir edebi dil kurmakta olan yeni çağ Türkiye’sinin bazı esinlenmeler ve adaptasyonlara meyletmesini anlayışla karşılamak, bunu bir kültür taşıyıcılığı gibi görmek gerekir. Fakat intihal yani kendine mal etmek bambaşka; affedilmez bir edebî suçtur ki bizde mebzul miktarda bulunur ve bunu yapanlar kendilerini bilirler.

Canvermezler Tekkesi, alabildiğine ters karşılanabileceği kesin olan bir toplumda “Gothic” edebiyatın tüm unsurlarını en çarpıcı formda içinde barındıran son derecede ilgi çekici bir roman. Romanda, 17. Yüzyıl Türkiye’sine gelmiş bir Fransız diplomat olan Kont Sen Jermen’in ölümsüzlük ya da uzun ömür sırlarını bazı kişilere vermesi ve bu kişilerin bu geleneği sürdürerek genç bazı insanların doku ve kanlarını kendi vücutlarına zerkederek hayatta kalmaya devam etmeleri, dar bir tarikatın eline düşen Osmanlı beyi Ali Naili Bey ile kanı sömürülen sevgilisi Meliha’nın öyküsü üzerinden anlatılıyor. Konuyu bütünüyle anlatarak romanın heyecanını yok etmek istemem ama bizim kentimizde, Rumelihisarı, Kilyos dolayımında yaşanan bir “Mavi Sakal” hikâyesini olanca çarpıcılığı ile okumak hoşunuzu gidecekse buyurun deriz.

Türk edebiyatı gerçekten de çok güçlü bir mirasa sahip. Canvermezler Tekkesi bunun değerli kanıtlarında sadece birisi.

 

CANVERMEZLER TEKKESİ

Selim Nüzhet Gerçek

Roman – İşbank Yayınları

Günümüz Türkçesine Uyarlayan: Budak kayabek

Canvermezler Tekkesi

 

Hikmet Temel Akarsu
Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler