Gerçek Edebiyat

Ben 11 yaşındaydım. Benden üç yaş küçüktü Taylan. Bal rengi saçları, gözleri vardı. Topluydu biraz, bizim gibi zayıf değildi. Üç mahallenin göz göze geldiği o ilkokulun bahçesinde o gün bir adama ihtiyaç vardı. Oynarım demişti. Topa vurmayı bilmiyordu ama gediği gidermişti yine de.

Derken belki ikinci, belki beşinci gün sarışın, sakallı ve sürekli gülümseyen, yeşil gözleri alev alev, yakışıklı bir adam, altında bisikleti, okulun demir parmaklıklarına tutunarak maçlarımızı izlemeye başladı. Topa dokunmasını bile beceremeyen oğluna gururla bakıyordu hep. Bu görüntüler bir benim mi usumda kalmıştır, bir benim mi dikkatimi çekmiştir bilmiyorum ama günün birinde, bir yaz akşamı Taylan'ı bizim takımdan ve bizim mahalleden kovma isteğine tutulduk mahallece. Bu çocuk hainliğinin kışkırtıcısı bendim. Onun boynunu bükerek nasıl uzaklaştığını belki unutabilirdim ama yine o yaz akşamlarından biriydi, dedemlere götürdüğüm o tencere, ben de yaşam boyu yüreğimde taşıyacağım ara ara hortlayan boğucu bir acı bıraktı. Tencereyi, ki içinde ne olduğunu da anımsamıyorum dedemlere götürmüştüm. Anneannem ağlıyordu. Aslında apartman ağlıyordu. Bir yapının da gözyaşları olabileceğini o vakit gördüm sanırım. Geç, içerde otur, ben birazdan gelirim dedi gözyaşlarını silmeye çalışan anneannem. Tencereyi mutfağa bırakıp anneannemin peşine düştüm. Anneanneme benzeyen iki kadının ardından ben de girdim o eve. Herkes ağlıyordu. Mahalleden kovduğumuz Taylan'da ağlıyordu, o çok güzel ama zayıflamış adamın başında sessizce ağlıyordu.

Sonra sonra, o günlerde pek anlam veremediğim şeyleri birleştirmem zaman aldı. Taylan'ın babası o eski delikanlı solculardanmış. Darbe sonrası hapis yatmış, işkence görmüş. Hapisten çıkmış, oğluna sarılmış, yaşama sarılmış, yaşam ama demiş, ben seni istemiyorum demiş, git demiş. O da hastalanmış. Halbuki hiçbir şeyi yokmuş. Bisiklet bile sürüyormuş. Birden rahatsızlanmış. Birden ölmüş. Her şey birdenbire olmuş. Öyle söylüyordu nineler, teyzeler... Bir de çok sigara içiyormuş. Taylan'ı da babaannesi büyütmüş.