
Haldun Taner’in Sersem Kocanın Kurnaz Karısı oyunu için bilet kuyruğundaydım.
Sıram gelince, para uzatırken gişe görevlisine şöyle demişim:
“Sersem Karının Kurnaz Kocası oyununa dört bilet lütfen!”
Gişeci kadın biletimi hazırlarken, gülüyordu:
“Oyunda bile olsa tersini kabul etmeniz zor, değil mi beyefendi...”
“Beyin sürçmesi” asla değil, “dil sürçmesi” yaşadığımı, kadınları baş tacı eden dünya görüşünün sözde değil özde bir neferi olduğumu; “Kadınlar insandır, biz insanoğlu (N. Ertaş)” sözünü bayrak yaptığımı tanıyan herkes bilir.
Aynı zamanda benim gibi bir ‘Haldun Taner yazını’ hayranıysanız başka türlüsü ne mümkün zaten!
36 yıl önce bugün sonsuzluğa uğurladığımız Haldun Taner’in, sanıyorum “100. Doğum günü” anma toplantısında, dostu Emre Kongar anlatmıştı:
“Ankara’da yaşadığım yıllarda ne zaman İstanbul’a gelsem mutlaka Haldun dostuma uğrardım. Yemek yer, sohbet ederdik. Çok sevgili zarif eşi Betül hanımla evliliğinden sonra evlerinde ilk kez konuk olmuştum. Yalnız kaldığımız bir an Haldun dirseğiyle dürttü, kulağıma eğilerek sordu: “Nasıl?..”
Betül Taner gibi her bakımdan güzel kadını hak etmiş bir İstanbul beyefendisiydi Haldun Taner… Güzel kadınları seven, bütün kadınları sayan büyük bir kalem…
Büyük bir kalem ama büyüklük taslamayan…
Ne yazar yazardan üstündür Haldun Taner’de, ne insan insandan, ne de erkek kadından…
Unutulmaz Keşanlı Ali Destanı oyununda emekçi bir kadına, helacı kadın Şerif Ablaya söylettiği tirada bakar mısınız:
Burda herkes bir olur
İnsanoğlu böyledir
Kendini bir şey sanır
Kıl aldırmaz burnundan
Böbürlenir kabarır
Herkes bir yerde üstün
Kabul amenna peki
Haydut yol çevirirken
Banker çek karalarken
Yosma saç taranırken
Despot kaş çatınırken
Irgat ter dökünürken
Avkat tez savunurken
Zangoç çan çalınırken
Cellat ip geçirirken
Nalbant nal çakılırken
Ortak pay dağılırken
Şantöz şan çağırırken
Hırsız mal kaçırırken
Damat söz kesilirken
Kayyum mest dizinirken
Nokta kol gezinirken
Tüccar iş sezinirken
Aşık saz çalınırken
Maşuk gül kokunurken
Suflör rol fısıldarken
Sarhoş cin içilirken
Kimi soyunup büyür
Kimi giyinip büyür
İnsanoğlu böbürlü
Yaradılış ne denir
Herkes bir yerde üstün
Kabul amenna peki
Amma bir de bunların
Yolu bana düşende
Balonları delinir
Bütün farklar silinir
Afra tafra yok olur
Burada herkes bir olur
arlısı arzısı
hırlısı hırsızı
kirlisi kirsizi
sırlısı sırsızı
huylusu huysuzu
tüylüsü tüysüzü
soylusu soysuzu
boylusu boysuzu
bitlisi bitsizi
iplisi ipsizi
denlisi densizi
donlusu donsuzu
ünlüsü ünsüzü
çullusu çulsuzu
pullusu pulsuzu
yollusu yolsuzu
etlisi sütlüsü
allısı morlusu
sağcısı solcusu
şanlısı pintisi
işte bütün bunların
yolu bana düşende
balonları delinir
bütün farklar silinir
Afra tafra yok olur
Burada herkes bir olur.
Saygıyla andığımız Haldun Taner’in dizelerinden ilham alarak ve hoşgörüsüne sığınarak yeni bir “şiir” denedim…
İnsanlığa, ‘Özgürlük ve Eşitlik’ türküsü niyetine, tuvaletler dâhil her yerde şu sözlerle çığırmayı öneriyorum:
Ana güneş doğanda
Her kapıya vuranda
Taptaze yel esende
Her eşikten sızanda
Sıcak ekmek çıkanda
Her kursaktan geçende
Türkülerle coşanda
Aşk sarhoşu koşanda
Kelebekler çoğalır
Arılar bal taşırır
Akarsular çağılır
Çoluk çocuk sevinir
Zengin fakir yok olur Bizde herkes denk olur.
Büyük yazarımız Haldun Taner isminin de yazılı olduğu bu dünya görüşü galebe çalmaz böyle giderse, büyük bir hela olacak gibi görünüyor gezegenimiz.
Gerisi bize kalmış; Kuburda denk olmak da mümkün çünkü!
Mustafa Bilgin
Gerçekedebiyat.com
Şükrü Özer 7 ay önce