mustafa-bilgin-28062025234413.jpg


2010 yılında, Burhaniye Belediyesi’nin, Burhaniye-Ören Turizm, Kültür ve Sanat Festivali kapsamında Karikatürcüler Derneği’nin üyesi bir grup karikatürcü olarak davetliydik.

Kemal Kılıçdaroğlu, tam da o günlerde, CHP’nin, çiçeği burnunda Genel Başkanı olarak yolunu Balıkesir-Burhaniye’ye düşürmüş, 21. yılında “şeref" verdiği festivalin açılış törenine katılmıştı.

Yan yana onlarca kültür-sanat çadırının yanında, “Karikatürcüler Derneği Çadırı” içinde cem olmuş biz karikatürcüler Köksal Çiftçi, Nuray Çiftçi, Akdağ Saydut, Serdar Günbilen, Erdoğan Oğultekin ve bendenizden mürekkeptik.

Görevimiz, 3 günlük festival süresince olan biteni izlemeye gelen yurttaşlarımızla Karikatürcüler Derneği yayınlarından çıkan albümler üzerinden mini sohbetler etmek, talep olursa ki, boş geçen olmaz, karikatür portrelerini çizmekti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun o ilk günlerinde arkasına aldığı rüzgâr çok yeni ve çok güçlüydü…

Öyle ki, sanki o rüzgâr Belediye Başkanı’nı festival boyunca bizden uzaklara savurmaya yetmişti.

İsmi lazım değil Burhaniye Belediye Başkanı’nın biz karikatürcülere de “Hoş Geldiniz” demesini ilk gün boşuna beklemiştik.

Allahın günü torbaya girmemişti ya, ikinci gün, olmazsa son gün mutlaka gelirdi…

Popüler sanatçılardan esirgemediği ilgiyi, en azından bir merhabayı bizden neden esirgesindi!

Heyhat!.. Esirgedi işte…

Bir yatak ve bir kap yemek ikramının bir sanatçıyı hoş edeceğini düşünecek kadar “yufka” bir başkanla karşı karşıyaydık demek ki.

Zavallı karikatürcüler ezelden beri sanatçı taifesinden sayılmasalar da onların da bir kalbi vardı.

Kırılmıştık, Burhaniye ismini ‘Buhraniye’ koymuştuk ayrılırken…

Bahse konu Belediye Başkanı bugün ne yapar ne eder, doğrusu hiç araştırmak gelmiyor içimden…

Kemal Kılıçdaroğlu ise hiç istemesek bile bugün yine gündemimizde…

CHP’nin başına yeniden geçmek istiyormuş…

Çekecek çilemiz varmış demek ki…

Güzel ülkemizin AKP marifetiyle koca bir “Buhraniye”ye dönüştürme sürecine elinden gelen katkıyı esirgemeyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu kez arkasına aldığı esintiye rüzgâr denir mi peki?

Bence hayır!

Beştepe semalarından salınmış, çürük yumurta benzeri kokulu bir yeldir o en fazla!

 

 

Mustafa Bilgin
Gercekedebiyat.com

 

ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler