Son Dakika



 

Her öyküyü okuduğunuzda dayak yemiş gibi oluyorsunuz.

“Gibi” diyorum, çünkü çok sopa yemiş biri olarak, sopa acısının bundan daha kolay katlanılır bir acı olduğunu biliyorum.

Bu insan alçaklığına katlanılmazlığın acısıdır…

Her öyküde tarihsel bir şahsiyetin alçaklığı konu edinilmiş.

İyi insanlar arasında ayrıksı düşmüş bir alçak değil… Ona daha kolay katlanılır.

Bakıyorsunuz, öyküleştirilmiş alçağın dışındaki insanların da çoğu alçak. O alçaktan geri kalmayacak ölçüde alçak. Onlarca, yüzlerce alçak… Dahası kitlesel bir alçaklık her birinde, her yerde…

Savaş… Katliam… Tecavüz… Çocuk çiğneme… Hunharlık… Yalan dolan, aldatmanın… İhanetin bin bir türlüsü…

10 Öykü… Öyküleştirilmiş 10 tarih anlatısı… Gerçek tarih… Yok… Üçü güncel veya güncele yakın olgu anlatımları…

İnsan türünün ne olduğunu çok iyi bilen ve ona yığınsal anlamda zerrece güvenmeyen beni bile kötü etkiledi.

Tarihi öykülerin her biri birbirinden etkileyici.. Ama beni en çok, İzmir’in işgalini anlatan “Kambur İzzet” ve günümüze yakın bir olayı anlatan “Ay Işığında Mısır Tarlasında” öyküleri etkiledi. İlki tarihsel anlatıların en bilmediğimi, ikincisi en çok edebi değer taşıyanı.

Merak eden okusun. Ben önermiyorum. Ciddiyim. Bu kadarı da fazla… Ya da daha hassas bir zamanımda mıyım, “muaayyen günümde” miyim neyim, bilemiyorum!  :)  :)

Kaan Arslanoğlu
(İnsanbu.com)

Alçaklık Öyküleri
Ahmet Yıldız
Boyalıkuş Yayınları.. Şubat 2018

ahmet yıldız

 

 

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)