Son Dakika



Balzac büyük bir yazar, çağının yetiştirdiği büyük bir romancı. Kendisi, le Lys dans Ia vallée romanını armağan ettiği   dostuna şöyle diyor: “İşte büyük edebiyat yapıtının duvarlarına çok emek verip çalışarak koyduğum taşlardan biri daha.”

Gerçekten de çağının edebiyat duvarlarını ören olağanüstü biri o. Fransız taşrasını, çağının insanlarını en iyi anlatan, klasik olmuş ama hiçbir  zaman eskimemiş büyük bir yazar.

 Vadideki Zambak romanı  Balzac’la ilk tanışmam benim.  On üç-on dört yaşlarındaydım, annemin kitaplığında elime geçti. Sanırım ilk Türkçe çevirisiydi. Yıllar sonra eşim, Albin Michel’in çıkardığı İnsanlık Komedyası’nın bütün serisini armağan ettiğinde sevinçten uçmuştum. O da bir Balzac hayranıydı.   Bu kitaplarda Fransız burjuvasının taşrasının çeşitli kesimleri, daha da ötesi bu ülkenin tarihi yatıyordu.

Fransa'ya gittiğimde, Paris’te Balzac’ın müzeleştirilmiş evini gezerken oldukça şaşırmıştım. Bu odalarda eşya yok gibiydi. Çalışma odasında iki yüksek yazı masası birkaç iskemle. O masalarda zaman zaman birinden öbürüne geçerek sırasında iki roman birden yazdığını biliyordum. Çoğunca ayakta yazıyordu. Yaşamı saraylarda şölenlerle geçmiş, kontesler, prenseslerle ilişkiler, aşklar yaşamış biri için oldukça küçük bir makamdı.

Balzac gençken birçok işleri denemiş, edebiyata gönül verdiğinde üç-dört yıl boyunca başka başka adlarda cinayet, serüven romanları yazmış. Sorbonne’da hukuk okumasına karşın, noter olmasını isteyen ailesinden koparak tek başına yaşamaya başlamıştı. Durmadan okuyordu. Olağanüstü yeteneği, 1832'de yazdığı hikâyelerle kendini gösterdi. Arada para kazanmak için birbirini tutmaz işlere girip çıkıyor, o aşktan bu aşka uçuyordu.

Benim Vadideki Zambak romanına başka türlü bir yakınlığım var. Aynı serüvenleri  yaşamamış olsalar bile romanın kahramanı madam Martsof ile annem arasında bir yakınlık bulmuştum. Annem de romanın kahramanı gibi ince, beyaz, kırılgan ve sevgi dolu bir kadındı. Balzac, Vadideki Zambak romanının kahramanını kendisine yıllarca destek olan sevgilisi madam Berny’den esinlenerek yaratmış. Asıl büyük aşkıysa Polonyalı kontes Eveline Hanska. Yıllarca süren serüvenlerden geçseler de birbirinden vazgeçmeyen çift, Paris'e dönüp evlenerek güzel evlerine yerleştiklerinde, tam rahata ereceklerinde, Balzac iki-üç ay içinde genç sayılan bir yaşta ölüp gider.

Balzac yaşadığı âşık olduğu kadınlardan esinlenen bir yazar. Genç sayılacak bir yaşta ölmeseydi, çağının insanlarını, Fransız burjuvasını anlatacak daha ne ölümsüz yapıtlar verecekti kim bilir.

Yıllarca önce Paris’te, Théatre National Populaire'da Jean Vilar'ın sahneye koyduğu ve başrolünü oynadığı Le Faiseur (Üç Kâğıtçı) oyunu görmüştüm. Georges Wilson, Philippe Noiret daha birçok tanınmış oyuncu. Unutamadığım gecelerden biridir.

Peride Celal
(Kitap-lık dergisi, N: 49, Eylül Ekim 2001)
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)