Yitik şairin peşinde
Adam Yayıncılık'ın ilk yılıydı; nicedir edebiyat sözlüklerinden başka yerde adına rastlanmayan üstadın şiirlerini yayımlamak istiyordu Memet Fuat. Dergilerde şiirleri yayımlanmıyor, kitapçı vitrinlerinde yapıtları yer almıyordu. Hayatta olduğu biliniyor, ama izini bulmak mümkün değildi. Sora soruştura, Beyoğlu'nun ara sokaklarından birinde, vaktiyle oturduğu bir adres ele geçirdim. Ancak üstadı gören eden yoktu o adreste... İzi tozu belli değildi. Şansımı denemek amacıyla oturup o adrese bir mektup yazdım. Eğer o adresle bağlantısı varsa, bir biçimde mektup eline ulaşırdı. Belki... Merhum Memet Fuat sorduğunda, mektup yazdığımı, adresine postaladığımı, yanıt beklediğimi söylemekle yetindim... Şair olmanın ötesinde, Yeşilçam'ın ünlü simalarındandı üstat. Oyuncu, senarist ve rejisör olarak Türk sinema tarihine adını yazdırmış biriydi. Gelgelelim başvurduğum sinemacılar da onun nerede olduğunu bilmiyordu. Edebiyat çevrelerinde görmüşlüğüm yoktu onu. Sinemacı arkadaşların uğradığı yerleri az çok biliyordum; oralarda da boy göstermezdi. Kısacası, bir "meçhul" ünlüyü arıyordum. Bugünlerde, Naim Tirali'nin GEÇMİŞ ZAMAN KÜLLERİ adlı kitabı elimde. (H2O KİTAP). Hikâyeci Naim Tirali'nin kitabında onun adına rastlayınca hemen sayfalara daldım! Kısa ama yoğun biçimde kaleme alınmış, anılarla bezeli o ilginç portreyi bir solukta okudum. Bu gizemli şair hakkında birçok şey öğrendim. Sözgelimi, Orhon Murat Arıburnu'nun pilot olduğunu, aynı zamanda hikâyeler yazdığını, resim yaptığını hiç duymamıştım. Türk edebiyatında ilk kez şiir sergisi açan bir şair olduğunu... Dahası, Arıburnu'nun bir define arayıcısı olduğunu da kimseler duymamıştır. Haydarpaşa Lisesi'ndeki öğrenciliği sırasında sakal bıraktığını... Fatih'te oturduğu yıllarda, bir gece üzerinde pijamayla Edirnekapı tarafına doğru koştuğunu ve onu görenlerin şaşkınlıkla izlediğini... (Birkaç saat önce Edirnekapı'dan geçerken attığı sigara paketinin arkasında şiirinin bulunduğunu anımsamıştır üstat!) Kısa biyografilerde söz edilmez bu hoş ayrıntılardan. Bunları ancak anılarda, portre yazılarında okuyabilirsiniz. Gün gelir, kişinin adresi dahi unutulur, kapısı çalınmaz olur... Ama yazılanlar yaşar. Okudukça keşfedersiniz... Üstat Orhon Murat Arıburnu'nu aradığım günlerde yurt dışındaymış; çok sonra çıkıp gelmiş; ona yazdığım mektup eline geçmiş. Şiirlerini getirip Memet Fuat'a teslim etmiş. İyi de etmiş... Çünkü seksenli yılların sonunda yaşama veda edecekti. Necati Güngör
Gerçekedebiyat.com