Akıllı robotların, müşteri hizmetlerinden sağlık hizmetlerine, temizlik, yemek pişirme ve evdeki eşyaları düzenleme gibi günlük işlere kadar birçok sektörde büyük bir dönüşüm yaratması önrülüyor.

David Reger, akıllı robotların insanlık için herhangi bir tehdit oluşturmadığına, aksine yaşamı kolaylaştırarak önemli katkılar sağlağına dikkat çekti.

Sanayileşmiş ülkelerde önümüzdeki yıllarda ciddi bir istihdam açığı yaşanacağı uyarısında bulunan Reger, 2030 yılına kadar Avrupa, Çin ve Japonya'nın toplamda 100 milyon işçi açığıyla karşı karşıya kalacağını ve yaşlanan nüfusun daha fazla bakıma ihtiyaç duyacağını belirtti. Bu durumun çözümünde robot teknolojilerinin kritik bir rol oynayacağını ifade etti.

Reger, yapay zekanın sağladığı imkanlarla akıllı robotların neyi, ne zaman ve nasıl yapacaklarını öğrenebildiğini vurgulayarak, bu robotların gelecekte günlük yaşamda yaygın olarak kullalacağını dile getirdi.

şteri hizmetlerinden hastanelere, iş yerlerinden evlere kadar pek çok alanda insanların yanında yer alacaklarını söyledi. Alman CEO, rutin, sıkıcı veya yorucu işlerin akıllı robotlar tarafından üstlenileceğini aktararak şöyle devam etti: "Şu anda yapay zeka teknolojisinin hedefi, bizlerin yapmak istemediği görevleri yerine getirmek. İnsansı robotlar çöp atmak ya da bulaşık makinesini doldurmak gibi tekrarlayan işleri üstlenerek yaşam kalitesini artırabilir. Düşünün, eğer yeterli paranız ve daha fazla zamanınız olsaydı, ilgi duyduğunuz yaratıcı işlere odaklanmayı tercih ederdiniz; resim yapmak, müzik dinlemek ya da yazı yazmak gibi."

Yapay zekayla donatılmış insansı robotların ileri düzey öğrenme modelleri sayesinde yeni yetenekler geliştireceğini belirten Reger, bu teknolojinin hastaneler ve evlerde hassas revlerde dahi kullanılabileceğini düşündüğünü ifade etti.

Robotlara güven duymayanların endişelerini anlayışla karşılamakla birlikte bu olumsuz görüşlere katılmadığını ekledi. Reger, insan doğasını iyi ve kötü amaçlarla sınıflandırmanın mümkün olduğunu, fakat robotların motivasyonlarının yalzca pratik çözümler üretmekle nırlı olduğunu belirtti. Robotların zenginlik veya güç gibi insanî arzular taşımadığını vurguladı.

Bu noktada yıllarca robot teknolojileri üzerine çalıştığını, robotların performansını ve tepkilerini düzenli olarak izlediğini ve onlara olan güveninin her geçen gün arttığını söyledi.

Neura şirketinin geliştirdiği 4NE1 modeli, Avrupa'nın ilk tam bilişsel insansı robotu olarak öne çıkıyor. Bu model 360 derece algılama yeteneği sayesinde çevresine güvenli tepkiler verebiliyor, gerçeğe yakın hareketler sergiliyor ve ortamdan sürekli öğrenerek adaptasyon yeteneği kazanıyor. Enstriyel alanlarda ve günlük yaşamda çeşitleri kullanım potansiyeli taşıdığı belirtiliyor.

Neuranın diğer modeli MiPA ise özellikle günlük yaşamı kolaylaştırmak amacıyla tasarlandı. Riskli, tekrarlayan ya da yorucu işleri üstlenmek üzere programlanan bu robot, akıllı bir kişisel asistan olarak tanımlanıyor ve özel ihtiyaçlara hızlı bir şekilde uyum sağlayabiliyor.

Realbotix CEO'su Andrew Kiguel ise insansı robotlara yönelik yaklaşımlarını farklı bir perspektiften ele aldı. Amaçlarının yapay zeka desteğiyle insanlarla anlamlı sosyal etkileşim kurabilen ve yaşamın çeşitli alanlarında problem çözebilecek robotlar geliştirmek olduğunu belirtti.

Kiguel, patentli sentetik deri gibi teknolojilerle dünyanın en gerçekçi insansı robotunu oluşturma yolunda ilerlediklerini ifade ederek fiziksel görevlerden çok duygusal ve entelektüel alanlarda robotların etkinline odaklandıklarını bildirdi.

Kiguel, Aria modeli insansı robotlarının büyük ilgi gördüğünü belirterek gelecek nesil modeller üzerinde çalışmalarının devam ettiğini açıkladı. Ayrıca müşterilerin talep ettiği yüz hatlarına ve dış görünümlere uygun tasarımlar yapılabildiğinden bahsederek insansı robotların müzelerden eğlence parklarına, alışveriş merkezlerinden evlere kadar gen bir kullanım alanına sahip olduğunu aktardı.

Yapay zekanın hızlı gelişiminin robot teknolojilerindeki ilerlemeyi de beraberinde getirdiğini dile getiren Kiguel; bu sayede robotlarının birçok dilde iletişim kurabildiğini, karşılarındaki kişilerin beklentilerini anlayabildiğini ve bunları hatırlayarak sosyal etkileşimlerini daha başarılı kurduklarını belirtti.

Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)