Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında yürütülen kazılar, çeşitli üniversitelerden akademisyenlerin yanı sıra 10 teknik personel ve 50 işçinin katılımıyla sürdürülüyor.

Çalışmalar, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) tarafından organize edilirken; Gürok Turizm ve Madencilik AŞ ile Halk Yatırım da projeye destek sağlıyor. DPÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve kazı başkanı Prof. Dr. Gökhan Coşkun, bu sezon haziran ayından itibaren özellikle Zeus Tapınağı çevresinde yoğunlaştıklarını belirtti.

Roma döneminde kentin en önemi yapısı sayılan Zeus Tapınağı’nın yaklaşık 2 bin yıldır kendi kendine ayakta kalmayı başardığını vurgulayan Coşkun, ancak geçen yıllar içinde meydana gelen depremler ve doğal afetlerin yapı üzerinde tahribata yol açtığını sözlerine ekledi.

Prof. Dr. Coşkun, İmparator Domitianus döneminde M.S. 92 yılında yapımına başlanan tapınağın, Hadrianus zamanında, M.S. 2. yüzyılın ilk yarısında tamamlandığını anımsatarak, tapınağın Bizans döneminde kiliseye dönüştüğünü, 13. yüzyılda ise bölgeye yerleşen Çavdar Tatarları tarafından kale olarak kullanıldığını ifade etti.

Tapınağın restorasyonu için yürütülen kazılarda, yapıya ait eksik parçaların ortaya çıkarılmasına odaklandıklarını aktaran Coşkun, şu bilgileri paylaştı: “Tapınağın çevresindeki toprak altından çok sayıda mimari parça bulduk. Bu süreçte tapınağın, 55 metreye 35 metre ölçülerinde ve yaklaşık 3 metre yüksekliğindeki bir podyum üzerine inşa edildiğini tespit ettik. Ayrıca podyuma ait parapet bloklarını da ortaya çıkardık.”

Coşkun’un verdiği bilgilere göre, Zeus Tapınağı çevresinde yapılan kazılar sırasında Bizans dönemine ait mezarlara rastlandı.

Güneydoğu köşede yoğunlaşan kazılarda şu ana kadar 19 mezar tespit edildiği bildirildi. Bu mezarların Bizans döneminde, tapınağın kiliseye dönüştüğü süreçte inşa edildiğini belirten Coşkun, kazılar ilerledikçe bu sayının artacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Tapınak avlusunun tamamen mermer döşemelerle kaplı olduğunu dile getiren Coşkun, bazı bölgelerde bu döşemelerin günümüze kadar iyi bir şekilde korunduğunu ve kazı esnasında ortaya çıkarıldığını ifade etti.

 Tapınağın restitüsyon, rölöve ve restorasyon projelerinin hazırlandığını belirten Prof. Dr. Gökhan Coşkun, yıl sonuna kadar kesintisiz çalışmalara devam ederek gelecek yıl restorasyonun başlanmasının planlandığını söyledi.

Tapınağın temel sağlamlığına da dikkat çeken Coşkun, yapının altında bulunan “kripta” adlı tonozlu galerinin orijinal haliyle hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze ulaştığını ve tapınağa son derece sağlam bir temel oluşturduğunu sözlerine ekledi.

Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)