Kahrın türküleri / Yunus Koray
Selim Esen'in hazırladığı Türkiye Yazıları Dergisi Şiir Antolojisi'nden harf sırasına göre seçtiğimiz şairlerden, Yunus Koray'ın şiirini yayınlıyoruz.
SUSUŞUM AY BAKIŞI Ateş olur yalanlarım üzmemek için Çarpık bacakların birleştiği tüy Karanlık kuyudur uyanmaz Tüylenmiş bölümlerde susuşum ay bakışı Ayıp yoklayışlarından geçin az. Yüzü görünür kıvrandığı ter içinde İpekler kaynatır kıvranırım ben Düzlere her şeyden önce sevinince Çınar gölgeleri suyun akışı Koşar gelir beynime yerleşir serince. İğrenme yok daldır çıkar çukur Erguvan bir perdenin arkasındayız Dikilişine yumul sürtele dolsun Susuşum durgun deniz nakışı Olmadı iyi sok kan vursun Öyle demedim ben dur de önüne Oralardan bakışları döndür Güneş doğuyor hem yeter çizme Seherde susuşum dalgın bakışı Söndü tutmaz bir daha üzülme. (Türkiye Yazıları, sayı: 10, Ocak 1978, s.19) ŞİİRİN ÇİLEKEŞ USTALARI Nakış nakış işlenmiş şiir’in Kilimleri var dokuma tezgâhında Yahya Kemal’li bir gökyüzünde Su seslerini arar bulurum Ve ansızın gülümser çirkin yüzü Hâşim’in Gözlerimle şöyle bir dokunurum Tarancı, Mallarme, Orhan Veli En yalnız günlerimde serseri Bir ölüler evine benziyor toplum. Tzara şaşırmış mıdır ne? Gerçeklere kulak asmıyor Aksak bir dille oynuyor Rilke Döndürmüş başını umuda ve evren’e Bakıyor toprağın altından Verlaine de, İnce duyarlıkların iç geçirmeleri Bırakın diyeceksiniz eskileri Dağlarca’yı devşirelim Ahmed Arif’le Öpsün Necatigil yaşamı alnından İnce, üzgün söylensin evleri. Kansu, Yaşamı şiir, doğası insan Neruda’nın gözbebeklerinde türküler Çığrışırken Lorca’lı bir beşikte Dağçayı keyfindedir Hasan İzzettin. Anadolu bir başkadır dilinde Külebi’nin Cemal Süreya imge toplar ustasından Yün kokularıyla kaval sesinden Gürül gürül akıtır güzellikleri. Olası çiçekler şiir’in içindeki Adlarını anamadıklarım ve daha niceleri Tanımazsınız belki Metin Ağabey’i “Görüşme Yeri”nin ozanı Bekler voltada Nazım’ı Güneşli bir öğle üzeri. (Sayı: 14, Mayıs 1978, s.22) KAHRIN TÜRKÜLERİ En buruk şaraptır İçilir eski bir limanda Bir akşamüstü göğüne Asılıp kalan güzle İçilir şiirli kuytularda Mavi ve turuncu emzirilmiş Bir denize uzayan Gömgök hüzünlerle Boyuna söz edilir Balıktan ve şiirden Ordadır güpegündüz Sevilir sularda Ve yurdunun sevdasıyla Bir dönemi kazıyan Belküreğidir orda En buruk şaraptır İçilir şiirli kuytularda Ve durmadan çoğalan Geyikli bir halıdır Odaların duvarlarında Başucunda binlerce çınarla Dürülür acının katmeri Ve bir dağ köyünde Dövülür çağla yeşiliyle Kahrın türküleri (Sayı: 15, Haziran 1978, s.24) BİR YOLCULUĞUN ANISINA Akyar sırtlarından Kayar bir yıldız Yıkanır kayalar Ve bir yolcunun dizlerine Abanır korku Kurşun çalımız uzağa Atılan ve dilim dilim Üşüyen bir tavşan Düşürür gölgesini Kuşkulu bir yüze Bir kuşluk güneşi Dönüp duran patikaya Türküler döşeyen Ve masmavi gökyüzüyle Çoktan unutan geceyi Söğütlerin yanıbaşında Yatar upuzun Ve kentlerin yol bükümüne Şiirler söyleyip Gurbetler gözeyen Ey çiğni boncuk Ve muska Ve bir yolculuğun anısına Töreler uyduran Bir heybeye vurgun Uçurtmalarda göz göz Dağbaşları Ey güzel oyun Ve dürtüp duran boyuna Üvendirenin çengelini Kayar bir yıldız Saçları has kadife Ve lepiska Bir kaynağa Akyar sırtlarından (Sayı: 16, Temmuz 1978, s.13) FAŞİZM VE ÖLÜM Çok derinlerden yükselir O sevindirdiği günlerden Hışırtıyla ve korkulu Bir konsolun tozunu Silen ıslak bir bez Bir kapının hızla Açılıp kapanışına Bir saksının gülümseyişi Ve bir yaz öğlesinde Titreyen kağnı O kavga günlerinden O gözleri kestane Ve kuytu sokaklarda Ölmeden önce verdiği sözü Yazan büyük sulara Konsolun epeski aynası Sen ki kardeşlerimin Güneşsiz loş mahzenlerde Bilirsin hurdahaş edildiğini Mahrem yerlerinin Seğirten bir çocuktur Şimdi odaların kalabalığı Ama parmağı kesilmiş Hırçın bir çocuk Ve kötü haberlerle dolu Yağmurdan sonra kekiktir dağlar Dağlar heybemde sımsıkı Ve çiğdemler sokulu saçlarına Severim ben dağları Dağlar kekiktir sonra Ve böyle baharlarda Durur kımıltısız Durur dudak dudağa Bir konsolun puslu aynasında Faşizm ve ölüm (Sayı: 17, Ağustos 1978, s.8) BEYİN KANAMASI Kıskıvrak bir gülüşle Hep yazların ve denizin Terkisine bindirdiğim bozkır Ve hep kırışık bir alınla Dikilen karşıma Öldürür beni her gün Gürültüsü bu kentin Ve dayanılmaz acılarla Bu kentin yükünü Övütür beynimdeki değirmen Koca ovayı büze büze Taşar patikalarımızdan Geniş bulvarların kalabalığı Ve hurdahaş umutlarla Bir akşam dönüşü Bir bardak ada çayı Ey gözleri papatya Ve kuşların göğsü Özlemin dağlara çekilip Susuşu Sarkar hevenklere bir yılan Kıvrım kıvrım ve ipince Soluğu bir kadın ki solgun Bir ayın yorgunluğunu Sırtlayıp götüren İşte biranda unutulan Ve çarçabuk yiten Görüntüler ve anılarla Her gün vurulan Bir balyoz beynime (Sayı: 19, Ekim 1978, s.12) YUNUS KORAY (KORAY KÜÇÜKEMİROĞLU) KİMDİR? Şair ve yazar. 25 Ekim 1957, Sülekler / Korkuteli / Antalya doğumlu. Asıl adı Koray Küçükemiroğlu’dur. Yunus Koray K. ve Hayali imzalarını da kullandı. Antalya Cumhuriyet İlkokulu (1969), Antalya Merkez Ortaokulu (1972), Antalya Lisesini (1976) bitirdi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden “İkinci Yeni Hareketinin Türkiye Türkçesinde Yaptığı Biçim Kırmaları” lisans tezi ile (1980) mezun oldu. Edebiyat öğretmeni olarak Balıkesir İvrindi ve Susurluk ile İzmir liselerinde görev yaptı. Yaşamını ve çalışmalarını İzmir’de sürdürdü. “Beyazı Emziren” adlı ilk şiiri Türk Dili dergisinin Şubat 1977 sayısında, diğer ürünleri 1977’den itibaren Türk Dili, Varlık, Türkiye Yazıları, Yusufçuk, Somut, Oluşum, Milliyet Sanat, Hürriyet Gösteri, Yeni Biçem, Edebiyat ve Eleştiri, Karşı Edebiyat, Yeni Sesimiz, Saçak, The New Renaissance (ABD) vd. dergilerde yer aldı. Şair, yazar ve karikatürcüler üzerine yazdığı “porte şiirler”in bir bölümü Gül/Diken dergisinde yer aldı. 1976’da Antalya Film ve Sanat Şenliği (1976), 1979’da Hasan Tahsin Derneği, 1984’te Sanat Rehberi Dergisi, 1986’da Akademi Kitabevi, 1987’de Temmuz dergisi, 1990’da Yunus Nadi, 1991’de Mavi Derinlik, 1995’te Sabri Altınel (ikincilik) ve Ali Rıza Ertan şiir ödüllerini aldı. Edebiyatçılar Derneği (Genel Yönetim Kurulu) üyesidir. “Yunus Koray şiirinin en belirgin özelliği bütünselliktir. Yaşamı bütünsel olarak ele alır. Toplumsal, siyasi, ekonomik yanlarıyla, insanla, insanlararası ilişkilerle, gelenek, örf ve âdetlerle, dinle, tarihsel, toplumsal boyutlarıyla, geçmişiyle, hatta geleceğiyle bir bütün vardır karşımızda. Bu anlamıyla sosyolojik bir şiirdir Yunus Koray şiiri. “Diğer açıdan, dilsel bir şölendir. Şiir dille yazılıyorsa, şiir dili kurarak başarıyor. Yükte hafif, çünkü gerçekten dile bindirilen gereksiz bir ağırlık yok. Çerden çöpten tamamen arınmış, anlam katmanlarıyla donatılmış bir tür arı dil. Bu yüzden de pahada ağır. Neredeyse her sözcük özenle seçilmiş, yoğunlaştırılmış; bir elmas gibi. (…) “Yunus Koray şiirinde, çarpıcı imgelerin yalın bir dille verilişi, imgesel yapıyı çok daha güçlendiriyor. Açıkçası imge ‘‘geliyorum’’ demiyor. Usulca geliyor, vuruyor ve bekliyor. Bu anlamda bir vur-kaç tekniği de değil. Okuru altüst etmiyor, dağıtmıyor. Sarsıyor ve bırakıyor. Derinden etkileyen, kolay kurtulanamayacak bir sarsıntı yaratıyor.” (Altay Öktem) YUNUS KORAY'IN ESERLERİ (Şiir): Yaşamı Yargılayan Şiirler (1987), Devlet ve Patika (1993), Karşı Kitap (1997). KAYNAK: Veysel Öngören / Yaşamı Yargılayan Şiirler (Yeni Düşün, Temmuz 1987), İbrahim Oluklu / 80’li Yılların Şiiri Üstüne Yunus Koray’a Sorular (Karşı, Aralık 1993), M. Yaşar Bilen / Devlet ve Patika (Varlık, Ekim 1995), Şükran Kurdakul / Yaşasın Edebiyat (Cumhuriyet, 30.10.1995) - Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), Yunus Koray’la Söyleşi (Dönemeç, Aralık 1996), Mehmet Mümtaz Tuzcu / Şiirin ve Patika’nın Şairi Yunus Koray - Altay Öktem / Şiir Bağışlamaz!.. - Mehmet Sadık Kırımlı / Şiirin Özünden Doğdu O… - Halil Şahan / Toprağını Yazan Şair (Cumhuriyet Kitap, 16.11.2000), TBE Ansiklopedisi (2001), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009). Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR