'24 Nisan 1915'i yazar ve şairler değerlendirdi (1)
Aslıhan Türel'in yönettiği ekspresturkiye.com sitesinde şair yazar ve aydınlara yöneltilen '24 Nisan 1915’te yaşananlar tehcir miydi, soykırım mı?' sorusuna Özdemir İnce ve yazar simsarı Barbaros Altuğ'un yanıtları şöyle.
Şair ve yazar Özdemir İnce soruları, "Tehcir, 'hicret'ten gelir, 'göç ettirme' anlamındadır. Ermeniler, savaş ortamında Ruslarla işbirliği yaptıkları için, o zamanlar Osmanlı toprakları olan Suriye taraflarına sürülmüşlerdir. Bu göç sırasında, Doğu Anadolu’da yerel çetelerin saldırısına uğradıkları doğrudur. Bir savaş söz konusudur. Taraflar birbirlerini öldürmüşlerdir... Ermeniler, Ermeni oldukları ya da Hıristiyan oldukları için öldürülmedi. Ermeniler kendi devletlerini kurmak için silahlı ayaklanma yapmışlardı. Osmanlı böyle bir ayrılığa izin vermiyordu. Olayların Yahudi Soykırımı ile benzer yanı yoktur... Talat Paşa Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan mutlu olabilecek bir insandı." diye yanıtladı ve Türkçe'de Osmanlılar ve Avrupa adlı kitabı yeni yayınlanan Gaston Gaillard'ın kitabını örnek gösterdi.
Özdemir İnce Murathan Mungan, Hasan Ali Toptaş, Elif Şafak, Perihan Mağden gibi yazar ve şairlerin 'edebiyat ajanı' adıyla yıllarca simsarlığını yapmış, kitap ekleri ve dergileri temsil ettiği yazarların tekelinde gaspetmiş, Türk okurlarının, yayınevlerimizin sırtından milyonlar kazanmış ve şimdilerde roman yazmaya heveslenmiş Barbaros Altuğ'sa "24 Nisan 1915’de te insanların acıyla andıkları şey bir soykırımdır. Ermeni Soykırımı geçen yüzyılda gerçekleştirilen ilk soykırımlardan biridir." diye yorumluyor tarihteki "24 Nisan" olaylarını. Ermeni kahramanı anlattığı bir e-roman da yazan Altuğ, "Talat Paşa bir savaş suçlusudur. Yaşadığı dönemde gazetelere verdiği mülakatlarda da özel konuşmalarında da Ermeniler arasında suçlu suçsuz ayrımı yapmadan yok ettiklerini, Ermeni sorunu diye bir şey kalmadığını çünkü vatan topraklarında Ermeni kalmadığını, övünerek, defalarca kendisi dile getirmiştir. Bugün olsa Adalet Divanı’nda yargılanıp ömür boyu utanç içinde hapse mahkum olacak bir şahıstır." diyerek ensesinden vurularak katledilmeş Talat Paşa'ya akla gelmeyecek sözler söylüyor. Barbaros Altuğ bir söyleşisinde simsarı olduğu yazarlara kitaplarını satabilmek için roman kahramanlarına nasıl hareket etmeleri gerektiği direktifi, yani yazarların romanlarının gidişatına karıştığını -bir anlamda Türk edebiyatını yıllardır yönettiğini- itiraf etmişti.
Barbaros Altuğ Prof. Dr. Semih Koray'sa Talat Paşa'yı, "Hürriyet Devrimi’nin öncüleri arasında yer alan Talat Paşa, bütün ömrünü postane memurluğundan sadrazamlığa kadar her kademede ve her koşul altında ülkemizin bekası için örgütlü mücadele içinde geçirmiş bir devrim şehidimizdir. Emperyalist güçlerin maşaları tarafından Berlin’de şehit edildikten 22 yıl sonra naaşının 1943 yılında yurdumuza getirilerek Hürriyet-i Ebediye Tepesine defnedilmiş olması da, bugün Ermeni Soykırımı yalanına karşı etkin bir mücadele yürüten komitenin onun adını taşıması da, Türk Devrimi’nin Talat Paşa’ya verdiği değerin birer yansımasıdır." diye değerlendiriyor. Soruşturma eksprestürkiye'de önümüzdeki günlerde de devam edecek. Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR