Leonardo da Vinci’nin kimi çizimleri karikatür mü?
(Leonardo da Vinci’nin doğum günü 15 Nisan, ‘Dünya Sanat Günü’ kabul edildi. Bu yazı bu çok yönlü olağanüstü dahi için bir kutlama mektubudur.) “(Heykeltıraş) Yüzü mermer tozuyla kaplı olduğundan bir fırıncıya benzer ve küçük mermer kırıntılarıyla sıvanmıştır, sırtına kar yağmış gibi görünür: ve evi taş ve toz kıymıklarıyla doludur. Ama ressamın durumu oldukça farklıdır… çünkü ressam çalışmasının karşısında son derece rahat oturur. İyi giyimlidir ve elinde hoş boyalara batırdığı fırçaların en hafifini tutar. İstediği giysileri giyer ve evi güzel resimlerle dolu ve tertemizdir. Kendisine sıklıkla müzik ya da çeşitli güzel kitaplar okuyan insanlar eşlik eder ve büyük bir haz içinde ve de çekiçlerin sesi ve diğer gürültüler olmaksızın bunları dinler.” Sigmund Freud’un “Sanat ve Edebiyat” adlı çalışmasının Leonardo da Vinci’ye ayırdığı bölümde dahi ressamın kişiliğine ilişkin böyle bir ipucu var: Neşeli, şakacı… Bana öyle geliyor ki, muzip Leonardo yukardaki sözleriyle; bir başka dahi Mikelanjelo’nun kulağını çınlatarak tatlı tatlı eğlenmiş sanki. Kıyaslama şaka içermekte, çünkü ‘Son Akşam Yemeği’ni çalışırken örneğin, yüzünün gözünün sıçrayan “hoş boyalarla kaplanması”, en azından sözünü ettiği evinin konforundan uzak kalması kaçınılmazdı ne de olsa! Freud’un ‘Sanat ve Edebiyatından’ öğrendiğimize göre, aynı zamanda yaşamdan keyif alan, etkili konuşan, şık giyinen bir bilim insanı ve ressam Leonardo da Vinci. Başka bir kitaptan, dönemin Floransa’sında resim ile yontunun kıyaslamasından daha çarpıcı bir kıyaslama okumak ister misiniz: Leonardo’nun Yahuda’sı adlı romanın yazarı Leo Perutz’a inanırsak, o günlerin yaygın düşüncesi şöyle; “Ressamlık sanatı, cerrahlık sanatından daha üstündür. Çünkü cerrah bir insanı yeniden yaşatsa da, insan sonunda ölür… Fakat bir ressam resmettiği insanı sonsuza kadar yaşatır!” Bu eğlenceli romanda Leonardo ölümsüz yapıtı Son Akşam Yemeği tablosunu yaparken, İsa’ya ihanet eden 12. havarisi Yahuda’nın modeli olacak bir yüzü sokak sokak aramaktadır. Romanımızın hain kahramanı Behaim, temiz kalpli ve aşık Nikola’nın hem kalbini hem parasını çalarak kaçınca Leonardo için “Yahuda’nın yüzü” bulunmuştur artık. Bu çizimlerdeki abartıya bakınca insan merak ediyor; Hem Yahuda çizimi, hem de Leonardo da Vinci’nin bilgisunarağı aramasında kolayca karşımıza çıkan ‘çirkin yüz desenleri’ yoksa birer karikatür tipleri miydi? Dolayısıyla Leonardo da Vinci karikatür sanatının atalarından mıydı? Karikatür tarihine olduğu kadar Rönesans tarihine de epeyce kafa yoran araştırmacı yazar dostumuz, karikatürist Köksal Çiftçi’ye sordum, yanıtı şöyle oldu: “Leonardo ve dönemdaşlarının bu tür çizimler yapmış olması karikatür dürtüsünden değil. İroni, komik içermiyor. Kilisenin sipariş ettiği İncil pasajlarını betimlerken kötü ve ihanet eden tipleri görselleme sorunuyla karşılaştılar ve o gereksinmeyi karşılamak için bu abartılı, çirkinleşmiş tiplemeleri yarattılar. Amaçları tabloya bakınca insanlar bu tiplere gülsünler değildi. Tersine onlara kızsınlar diyeydi. Dolayısıyla onlara günümüz karikatürüne alışmış beyin algısıyla bakmak bizi çıkmaz sokaklara sürükleyebilir.” Ne gam… Leonardo Da Vinci için bir karikatür kusur kalsın! Bu yazının son kıyaslaması benden: Son Akşam Yemeği tablosunda tam olarak göremesek de Yahuda’nın yüz ile kıyaslandığında, taslak çizimlerinde kalan bu insanlar, kim olurlarsa olsunlar alabildiğine şirin görünüyorlar bana! Neden mi? Sıkı sıkı tuttuğu ihanet ücretiyle satılık bir ‘hainin çirkinliğini’ Leonardo da Vinci’nin feriştahı gelse tam olarak resmedemez çünkü! Mustafa Bilgin
Gerçekedebiyat.com