secim-zamani-872774.webp


Binlerce yıllık çatışmalı tarihimizden kesin olarak şunu biliyoruz artık: İktidarı ve geniş yığınları kontrol etme gücünü ele geçiren biri, kısa zamanda despota dönüşür ve böyle bir yapının egemenliğinde inançtan, değerden, hak hukuktan söz edemezsiniz... Burada hiç kimse güvende de değildir. Hiç kimse gelecekten de söz edemez, çünkü kendi adınıza karar verip tasarlayabileceğiniz bir gelecek olmaz.

BİR OYUMUZ VAR

Gözlerimizi açmak zorundayız... Önümüzde bir seçimimiz, bir de oyumuz var. Kararımızı bugünden yarına, akıl ve bilgiden yana kullanmak gibi bir de sorumluluğumuz var...  "Sandık derde deva olmaz veya herşey olacağına varır ya da her karanlık şafakla son bulur..." gibi iyimser yaklaşımlarla beklentiler geliştirmek birkaç neslin heba edilmesine neden olur. 
İktidar sahiplerinin kurgulama, sentezleme ve manipüle etme becerileri haincedir... Aynı şeklide amaçlarına araç edindikleri politika sanatı da doğası gereği kışkırtıcı ve aldatıcıdır. Politikacı ise hem aldatır hem yanıltır... Birkaç vaat, birkaç yarenlik, bir parça balı mideye indirmek bize geçici rahatlık verebilir ama bu aynı zamanda ömür boyu yatakla duvar arasında sıkışarak uyumaya, boş bakışlarla tavana bakmaya, karbonhidratlarla şişmanlamaya götürür. Rezil bir hayattır bu... Birine konfor, ötekilerine belirsizliğin ve bahtsızlığın kapılarını aralayan çorak hayattır bu.

KADER DEĞİL

Geleneksel anlayışımıza göre kimin nasıl yaşayacağı  -barınma, beslenme, yemek içmek, inanmak, konuşmak vs-  özgürlüktür. Ya da kader, kısmettir...
Hayır, böyle değildir.  Özgürlük ne konuşmak ne ümmet-devlet ne de ekmektir. Algılarımızı tersine çevirmek gerekiyor... Bizi biz eden, yaşamımızı anlamlandıran, muhtaç etmeyen otorite dışı her oluşum, her bilgi özgürlüktür ve bize gerekli olan da budur.
Doğruyu, doğru yönetimi, doğru yolu bulmak uzak olasılık değildir. Oturmak isteyeceğimiz evin ya da semtin analizini yapmak, hastalığı tespit etmek, seçme ve seçilme seçeneklerimizi değerlendirmek zor değildir... Cehalet birçok yerde değildir; sadece bir yerdedir ve biz onun nerede olduğunu biliyoruz aslında. 
Haydar Uzunyayla
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler