Son Dakika



Avrupa'nın edebiyatı bugün Norveç'te parlıyor. Kuzey edebiyatını kendime çok yakın bulmasam da örneğin geçen yıllarda büyük fırtınalar koparan ve yine bir Norveçli olan Karl Ove Knausgard edebiyatını sıkıcı ve yorucu bulsam da ve de ünlü ve "çook" ciltli Kavgam kitabına 100 sayfa tahammül edebilsem de zaman zaman beni şaşırtıyor.

Şok edici kitabı bugün okudum. Kitap Dag Solstad'ın yazmış olduğu muhteşem bir novella olan "Profesör Andersen'in Gecesi".

Kitap YKY Yayınları'ndan çıkmış; son derecede başarılı çevirmeni ise Banu Gürsaler Syvertsen. Kitap 105 sayfalık bir novella olmasına rağmen inanılması zor bir edebi zenginlik, derinlik ve yetkinlik içeriyor. Benzerini ancak Thomas Mann, Dostoyevski gibi büyük yazarlarda görebildiğimiz felsefi arayışlar kitap boyunca temel kaygı. Ancak bu arayış, altı çizilmeden, bağırmadan, çağımız entelektüel bireyinin ruhsal arayışları arasında olağanüstü bir edebi maharet ve akıcılıkla veriliyor. Alfred Hitchoch'un 1954 yapımı ünlü kült filmi Rear Window (Arka Pencere) havasında başlayan roman Dostoyevskiyen bir içsel muhasebe daha doğrusu Raskolnikovvari bir alter-ego kavgasının çözümlenmesi ile sona eriyor.

Romanda verilen ana mesaj'ın Anthony Burgess'in Otomatik Portakal'ındaki gibi bir karanlık içerik taşıdığını da belirtelim. Kitabın en muhteşem yanı ise bir edebiyat profesörü olan kahramanımız Pal Andersen'in içsel edebi hesaplaşmalara girdiği pasajlar, yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile tartıştığı ya da onları analiz ettiği içsel fragmanlar ve entelektüel dostları ile giriştiği Platonvari diyaloglar.

Bu muhteşem kitabı edebi erginliğini sağlayamamış okura tavsiye etmem. Ama bir yüksek edebiyat şaheseri okumak ya da edebiyatla akademik ve kuramsal anlamda ilgilenmek isteyen kişilere; bilhassa edebiyat akademisyenlerine hararetle tavsiye ederim.

Hikmet Temel Akarsu
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)