Son Dakika



Türk edebiyatının en önemli kişilerinden birisiniz Hilmi Yavuz.

Cumhuriyetimizin ilk yıllarından günümüze önemli kültür olaylarının canlı tanığısınız.

Edebiyatımızın değil Türk İslam kültürünün de değerli aydınlarındansınız.

Türk tarihinin en önemli olaylarından biri olan kanlı 15 Temmuz 2016 "FETOcu darbe girişimi"ni yapanlarla birlikte gözaltına alınmış olmanız dost düşman herkesi hem üzdü hem şaşırttı inanın.

En son, hakkınızda yürekleri yakan, "Zaman gazetesi eski yönetici ve yazarlarına yönelik operasyon kapsamında gözaltına alınan şair ve yazar Hilmi Yavuz için Gayrettepe'de bulunan Emniyet Müdürlüğü binasında ambulans bekletilmeye başlandı. 80 yaşındaki Yavuz’un gözaltındayken tansiyonun düştüğü, sağlık  ekiplerinin müdahalesiyle durumunun düzeldiği ve sağlık sorunları nedeniyle savcılık talimatıyla serbest bırakıldığı bildirildi." haberi düştü merkezlere.

Mahkeme kapılarında sorgucuların sorularını yanıtlarken bu mektubu yazmış olmam sizi yorabilir; yanlış da anlaşılabilir.

Ama belki de bu mektup belki okurlarınız kadar sizi de rahatlatacaktır.
Bu kriminal yara, gerçekte ideolojik ve politik savrulma içindeki Türk aydınında açılan bir yaradır.

NİÇİN O GAZETE MÜSVEDDESİNDE ISRARLA YAZDINIZ?

Amerikan emperyalizmine, hatta "Batı" emperyalizmine bilinçli düşman bir Hilmi Yavuz'sunuz, buna inanıyorum.

Siz "Doğu"nun insanısınız!

Ama dünyanın en çirkin, en alçak Amerikancı darbesinin soruşturmasında "şüpheli şahıs" olmanızı biz gelecek kuşaklara nasıl açıklayacağız?  

Acımasız "Haşhaşi" fedailerine taş çıkartacak denli meczup, yanlış çağda yaşayan bir ortaçağ "Hocaefendi"sinin çevresinde, yakınında nasıl bulunabilir, onun yayın organında nasıl yazı yazmış olabilirsiniz?

Bırakalım bunları 2 milyon basılıp bedava dağıtılan, bu suyun kaynağı nereden sorusuna yanıt ver(e)meyen bir gazetede bir Türk aydını nasıl yazı yazabilir Hilmi Yavuz?

Behçet Necatigil yazar mıydı Zaman'da Hilmi Hocam? (Sizin orada yazdığınızı görseydi ne düşünürdü; bunu en iyi siz yanıtlayabilirsiniz!)

Ahmet Hamdi Tanpınar, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Külebi, Nazım Hikmet, (Asaf Halet Çelebi!)  ­-adından bile iğrendiğim- "FETÖ"nun gazetesinde yazmayı kendilerine yedirir miydi?

İLHAN SELÇUK'A TEPKİ Mİ?

80 yıllık yaşamınızda (Allah uzun ömür versin) 35'in üzerinde anı, çeviri, deneme düzyazı kitabı, Bedreddin Üzerine Şiirler, Doğu Şiirleri, Yaz Şiirleri, Gizemli Şiirler, Zaman Şiirleri, Söylen Şiirleri, Çöl Şiirleri, Akşam Şiirleri gibi  biri birbirinden değerli 25'e yakın şiir kitabı yazdınız.

İTÜ, Bilkent Üniversitesi dahil önemli üniversitelerde ders verdiniz.

Ancak bütün bunlar yetmemiş olacak ki gençken bulaşmış olduğu anlaşılan gazetecilik virüsü sizi rahat bırakmamış.

Sizi İlhan Selçuk mu üzdü Hilmi Yavuz? Bir zamanlar toz kondurmadığınız İlhan Selçuk'a demediğinizi bırakmadınız.

"Tehlikenin farkında mısınız?" başlıkları atan İlhan Selçuk'a "Dinozor" dediniz. 

Bir İstanbul beyefendisi olmanıza karşın Zaman denen mefkûredeki köşenizde eski dostunuzu "Cuntacı (darbeci)" diye suçladınız. 

"İlhan Selçuk 40 yıldır aynı şeyleri yazıyor ve insanı bezdiriyor..." diye alay ettiniz.

Evet, bu toprakların tarihindeki en güzel şey olan Cumhuriyetimizi yıkmak için, bu toprakların tarihinin sarı çiçeği laikliği yok etmek için kırk (40!) yıldır gizli/açık büyük bir alçaklıkla çalışan gericilerin bir felakete yol açacağını görmüştü İlhan Selçuk.

O ülkesi ve Cumhuriyeti için duyduğu kaygıyla "40 yıldır" geceleri uyuyamıyordu.

Peki, siz ülkenizin içinde bulunduğu tehlikeye karşı entelektüel mesafeyle bile açıklanamayacak bir soğuklukta, bu rahatlıkta nasıl oldunuz?

Öğrencilerinizi, sizin gibi halkına, ülkesine, Cumhuriyete karşı soğuk, dünyaya şaşı bakan birer "mankurt" olarak yetiştirip üniversitelerimize gönül rahatlığıyla nasıl saldınız? (Aydın, Cumhuriyetçi öğrencilerinden özür diliyorum.)

21 Mart 2008'de sabaha karşı 4.30’da evinden alınıp 11.5 saat sorgulanan 83 yaşındaki İlhan Selçuk, yaklaşık 40 saat sonra, yurt dışına çıkışına yasak konarak, serbest bırakıldı. 

Yetmedi, "İlhan Selçuk cemaatin operasyonları nedeniyle öldü!" diye yazıldıktan sonra bile "tehlikenin farkında" olmadınız; bu kamu soyguncularının, soru hırsızı, vicdan yoksunu alçakların gazetesinde yazmaya rahatlıkla devam ettiniz.

ALAY ETTİĞİNİZ UYARILAR SİZİN DE FELAKETİNİZ OLDU…

İlhan Selçuk'un "40 yıldır!" yazarak haber verdiği felaket sizin de felaketiniz oldu Hilmi Yavuz!

Cumhuriyet gazetesinde kültür yöneticisi olmanızı, yazma talebinizi olumlu karşıladılar; istediğiniz parayı mı vermediler?

Para mıydı sizin gibi bir Türk aydınını çocukça tepkilerle Fethullah denen (adını anmaktan utandığım) yaratığın tarafına savuran? Bu muydu; yani…

Sürekli çalıştınız, durmadan yazdınız; okuduklarınızı, bildiklerinizi öğrencilerinize anlattınız; bu fakir, bu garip ülkede bu şansı, bu olanağı buldunuz. Cumhuriyetin üniversiteleri sizin için sempozyumlar düzenledi.

Tamam, Osmanlıca sözcükleri delicesine, taparcasına  sevdiniz; şiirinizi yeniden can verdiğiniz bu sözcükleri kullanarak ördünüz.

Ama Cumhuriyetin Türk Dil Kurumu'na bu kadar düşman olmanızı gerektirecek ne vardı?

"Zaman'da yazıyorum çünkü kimse yazdıklarıma karışmıyor" diye savundunuz kendinizi.

Onlar sizin gibi birini bulmuşlar karışmazlar elbet Hilmi Yavuz.

Farkında mısınız Gramsci'nin "Organik aydın"ı durumuna düştünüz!

Siz 1978 Yeditepe Şiir Armağanı'nı, 1987 Sedat Simavi Büyük Edebiyat Ödülü'nü kazandınız.

Pablo Neruda'nın şiirlerini Türkçeye çevirdiğiniz için 2004 yılında Şili Cumhurbaşkanlığı'nın özel Şeref Madalyasını aldınız.

Sosyalist Pablo Neruda'ya şimdi ne diyeceksiniz Hilmi Yavuz?

Cumhuriyetin kuruluşunda canla başla çalışmış Sedat Simavi size ne diyecek sanıyorsunuz?

"İslami kesimin entelektüelleri yok, olması da zor" dediniz. Müthiş saptamalar yapan eleştirel dilinizi onlara karşı da kullandınız.

Orhan Pamuk'un "Amerikalı yıllar"ını da sevmediniz; eleştirdiniz.

"Beethoven senfonisi ya da keman konçertosu dinlememiş" insanların kitaplarınızı okumasını istemediniz?

Ama şimdi sizi felaketin kucağına atan o gerici yuva okurlarının Beethoven dinlediğine sahi inanıyor muydunuz Hilmi Yavuz?

Heyhat "Hayat" sizi İlhan Selçuk'la aynı kadere mahkum etti.

(İnanın ona ilaçlarını içmesine izin veren savcılar yoktu; 24 saat uyutmadan sorgulandı!)

 *

Türk "zihin" dünyasına ölümsüz şiirler bıraktınız Sizin gibi bir şairin, bir Türk aydınının Cumhuriyetinize karşı bu denli düşmanca davranacağına dost düşman hiç kimse inanmıyor.

Siz, mahkemelerin sorunu değilsiniz.

Siz bizim sorunumuzsunuz Hilmi Yavuz.

Türk aydınının makus talihisiniz.

Ahmet Yıldız
(odatv.com 20 Temmuz 2016)

Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)