CSO’nun yeni salonunda ilk kez konserdeydim
Ahmet Yıldız CSO'nun Ankara'daki yeni yerleşkesinde izlediği konser izlenimlerini yazdı.
CSO’nun bir türlü bitmeyen yeni konser binası nihayet tamamlandı ve 2021-2022 yılı, geçen hafta muhteşem bir konserle açıldı. 10 Eylül 2021 Cuma günü şef Cemi’i Can Deliorman yönetimindeki konserin solisti, son yılların en parlak genç yıldızlarından Rus kökenli Avusturya vatandaşı Yury Revich’ti. Maalesef bilet alamamıştım; gidemedim. Ancak ikinci konser, Bu yıl Latin Amerika ülkelerinin bağımsızlıklarının 200. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde Brezilya, Kosta Rika, El Salvador, Guatemala, Meksika, Panama ve Peru Büyükelçilikleri’nin desteklediği, Latin Amerika senfonik müziğinin en seçkin örnekleriydi. Dün gece (1 Eylül 2021 Cuma) CSO Ana Salon’da Arjantin asıllı orkestra şefi Tulio Gagliardo Varas yönetiminde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, insanın ruhunu önüne döken, oldukça etkileyici bir müzik ziyafeti çekti. Ferit Tüzün’ün “Türk Kapriçyosu”yla saygı gösterisiyle/hoş geldinizle başlayan konser –Panama’dan “La dama de la pollera” (Eduardo Charpentier Herrera), “Panamá viejo” (Ricardo Fábrega), “Historia de un amor” (Carlos Almarán) parçalarını, Guatemala’dan iki parça, “Luna de Xelajú” (Paco Perez), “Noche de luna entre ruinas” (Mariano Valverde – Benigno Mejía), Peru’dan yine iki parça, “El condor pasa” (Daniel Alomía Robles), “Ritual de los jóvenes honderos” (Theodoro Valcárcel), El Salvador’dan “Las cortadoras” (Pancho Lara), “Bajo el almendro” (David Granadino), Brezilya’dan “Aquarelas do Brasil” (Ary Barroso), “Mourao” (yaylı dörtlü) (César Guerra-Peixe), Kosta Rika, “Música de salon” (Anonim), Meksika’dan “Danzón No 2” (Arturo Márquez) parçalarıyla bitti.
İzleyenlerin bitmesin duygularıyla bitti konser. Biraz Meksika havaları, biraz spagetti vestern izleri… Ama iyi bir trompet solosu ya da klasik gitar solosu beklemedik değil. Şunu düşündüm: Latinler olmasaydı ‘Batı’ kültürü ne kadar çorak kalırdı. Ya da daha büyük bir duygu; -nefesli çalgıların, trompetlerin çınlamasının etkisi olabilir- dünya, latinler olmasaydı çok yalnız bir yer olurdu. * CSO yeni binasının akustiği muhteşem. Kendisi de oldukça ferah ve insana müzik dinleme duygusu veren samimi bir salon. Dışardan uzay binası görünümündeki yerleşkenin ana/büyük konser binası ‘ADA’ gerçekten bir suyun içinde bulunuyor. Sigara içmek için çıkılan kapıdan gördüm ki üzerinde bulunduğumuz köprü Haliç Köprüsü gibi. Binanın içinde otoparkı ücretsiz ve otoparktan ana salona geçen tünel/köprü tıpkı havaalanlarında uçağa geçmek için kullandığımız tünel/yolun aynısı gibi; insana özgürlük hissi veriyor: yolculuk; uçmak; konser… Tek kusuru ulaşım: Yolda Cermodern'e uğramak zorunda mıyız? Ankara bu salonuyla ne kadar gurur duysa azdır. Darısı diğer illerimizin başına. Çünkü Cumhuriyetimiz, tiyatro salonu açısından her ne kadar tüm illerimize yayılmayı az çok başarmış olsa da konser salonu açısından en fakir ülkelerden biriyiz. Örneğin komşumuz Gürcistan’da her ilde müthiş konser salonları var. Ancak bu salona bilet fiyatlarının yüksekliği yakışmamış. 150 TL -125 TL - 100 TL - 70 TL (Kategori üzerinden %50 öğrenci İndirimi var ama emekliler es geçilmiş). Ayrıca her zaman CSO gişesinden bilet almaya alışmış müzikseverlerin özel bir bilet firmasından bilet almak zorunda kalmaları da yadırganıyor. Ankara’yı ziyaret edecek olanların da yeni binada konser izlemeye zaman ayırmalarını öneririm: İyi bir anı olarak kalır. Ahmet Yıldız
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR