Son Dakika



Amerikalı rütbeli askerin Türkçesi iyi... Hoş, bununda yağcılığını yapmakta gecikmedi, dünyadan bihaber tatilci kadınlar ve hafif boynuzlu kocaları.

Amerikan askerine gelince keyfi yerinde... Gırgır, şamata, içki, meze, et, deniz, akşam güneşi, derinleşen manzara... İtibarı da okşanıyor sık sık, o kasılmasında kim kasılsın?
Amerikalı bir ara söz verdi. Ülkesine döndüğünde ülkemizin bozuk olan imajını düzeltmek için kendi adına elinden geleni yapacağına dair.
Ya ben? Ben demleniyorum sadece. Hiçbir şey düşünmeden esrikleşmek istiyorum. Ama olmuyor. İçerliyorum. Bu, can yakan yoğun bir duygu... Anlatması güç. Amerikalı, sessizliğimden ya da kendisiyle ilgilenmediğimden olacak arada bakışlarını bana atıyor, duyuyorum; gülücüklerine karşılık almaya çalışıyor. Ara sıra soğuk rüzgârlar estirmeyi sevdiğimden olacak canım oynaş istiyor. Masanın bir-iki saniyelik sessizliğinden faydalanıp uykudan yeni uyanmış gibi Amerikan askerine soruyorum.
"Demek Amerikalısınız?"
Rütbeli, yüzünde sağırlara özgü geniş bir gülümsemeyle yanıtlıyor.
"Evet, Amerikalıyım."
"Neyse, sıkma canını."
"Ben anlamadım."
"Diyorum ki, sıkma canını, boş ver."
"Neden sıkayım ki canımı?"
"Yani Amerikalı olman senin suçun değil, üzme kendini."
Masadakiler sanki üşümüşçesine büzüşüyorlar. Amerikalının yüzünde dolaşan memnuniyet kelebekleşerek uçuşuyor.
"Ben yine anlamadım. Amerikalı olmak suç mu? "
"Evet, suç ama bu senin suçun değil tabi. "

Erdinç Gültekin
Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)