Zekeriya Beyaz Hoca / Selim Esen
Gün olmuyor ki siyasal İslam’ın dayattığı olaylarla karşılaşmayalım. Hilafet çağrısı yapan, laikliği, kadınları ve sanatçıları hedef alan, son olarak da Hatay’da Fransız işgalini öven imam Halil Konakçı… Kur’an Kurslarındaki rezaletler bir yana kimi din adamlarının Atatürk’e sövmeleri, heykellerini kırmaları, toplumun iktidarı desteklemelerini istemeleri vb. Ne adına? Din iman Müslüman… Peki, bu ve benzeri eylemlere engel olması gereken Diyanet İşleri Başkanı, 11 Ağustos 2023 günü tarihi hutbesinde ne dedi: “Çalışma saatlerini Cuma namazına göre ayarlayın!” Pes… Görevi, İslam dininin inançları, ibadet, ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmenin yanı sıra cumhuriyetimizin ilkelerini korumakla görevli olan Diyanet İşleri Başkanlığı bu ve benzeri söylemler karşısında sessiz. Diyanet sanki devrim karşıtlarının, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, 100 yıldır laiklikle savaşanların yandaşı gibi. Kurumun eğitimli ya da eğitimsiz din adamlarının birbirlerinden farkı yok. Kimi zaman Hacı, kimi zaman Hoca kimliği ile karşımıza çıkıyorlar. Çoğu zaman söylediklerini inkâr ediyor, “onu değil, bunu demek istedim, cımbızladılar” diyorlar. Akla hayale gelmeyecek olaylarda hep onları görüyoruz. Bir örnekle anımsayalım: 1938 Gaziantep doğumluydu. İmam-Hatip lisesi mezunuydu. Nizip Ulu Camii’nde imam olarak göreve başlamış daha sonra, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünü bitirmişti. 14 yıl İmam hatiplik, vaizlik ve müftülük görevlerinde bulunmuş, 1977’de bu görevlerinden istifa ederek ayrılmıştı. Uzun bir süre serbest yazarlık ve gazetelerde köşe yazarlığı yaptı. Bu sırada İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünden Yüksek Lisans mezunu oldu. Ardından doktora diploması aldı, sosyoloji doçenti oldu. 1999’da İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi profesörlüğü kadrosuna atandı. Bir yıl sonra Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı görevine atandı ve bir yıl bu görevi yürüttü. 2005’de yaş haddinden emekli oldu. Ve 17 yıl sonra, 2022’de İstanbul'da akciğer enfeksiyonu teşhisiyle tedavi gördüğü hastanede yaşama veda etti. Zekeriya Beyaz… Hoca, 2000’li yılların popüler kişileri arasındaydı. Televizyon ekranlarının adeta vazgeçilmez isimlerinin başında geliyordu. Din konusundaki görüşleriyle izleyicinin dikkatini çekiyordu. Kimi değerlendirmeleri “aydın din adamı” izlenimi verirken, dinci Vakit gazetesinin gazabına uğrayacaktı. 2002 yılında Ankara’da Sheraton Oteli’nde kaldığı bir gece, odasında porno izleyen Hoca, “Bilmeden” Moon tarikatının toplantısına davet edilince, intikam için olsa gerek, otel faturasının bir örneği Vakit gazetesine gönderilmişti. Fatura dökümündeki “ekstra”lar, Hoca’nın porno izlediğini ortaya koymuştu. Eh, Hoca çıkıp da “size ne kardeşim benim mahrem dünyamdan ne yaptığım sadece beni ilgilendirir” dememişti. Naçar bir izah çabasına girişmiş; otele gelmiş de namaz için seccade bulamamış da kıblenin yerini şaşırmış da… Sonra haber izlemek için televizyonu açmış. Kumanda karmaşıkmış biraz… Düğmelerine rastgele basarak kanalları dolaşmaya başlamış. O arada 2-3 saniyelik seks filmleri takılmış gözüne… Hayatında ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyormuş. “Bu ne rezalet!” derken ekranda, “oda numaranızı girin” yazısı belirmiş. Ondan önce çıkan “Daha fazla izlemek istiyorsanız…” uyarısını görmemiş. “Herhalde odada olup olmadığımı kontrol ediyorlar,” diye düşünerek oda numarasını yazmış… Şöyle anlatmıştı olayı: “Sonra aniden porno film açıldı. Çok çirkin sahneler vardı. Böyle grup halinde seks olayı… Üç, dört kişi affedersiniz… Epey seyrettim. Benim için özel bir yayın mı hazırlandı, bilemiyorum.” Hoca, porno sefasının maliyetini otelden ayrılırken faturada okumuş: 40 milyon lira ekstra[1]… Vakit’te kendini savunurken de şöyle demişti: “Entelektüel insan olarak elbette porno film de göreceğim. Bırakır mıyım, seyrederim. Bunu da tanımam lazım. Sosyal bilimler uzmanı, toplumdaki arızayı gidermek için böyle şeylerin varlığını bilmeli… Bu işleri de öğrendik. Bunları bugüne kadar bilmediğim için kendimi ayıpladım.” Televizyon kanallarında vatandaşın hayatının her ayrıntısına karışıp akıl veren Prof. Beyaz, “ilk porno dersi”nin sonucunu da şöyle açıklamıştı: “Bu millete neler oluyormuş öğrendim. Gençleri bu tehlikeden korumak gerekiyor.” Sanırsınız ki, milletimiz kitleler halinde Sheraton Oteli’nin odalarına yerleşmiş porno izliyor. Gençleri korumak, toplumdaki arızayı gidermek isteyenlerin önce kendini koruması, düzeltmesi gerekmiyor mu? Bugün bazı din adamları da Zekeriya Beyaz Hoca’nın izinden yürüyorlar. Savunmaları da Hoca’yı anımsatıyor. İlahi Hoca, anılarınla yaşıyorsun… [1] 2000’li yılların TL değeri. Selim EsenZEKERİYA BEYAZ KİMDİR? ZEKERİYA BEYAZ’IN HAYATI
Gerçekedebiyat.com