selim-esen-bayram-sabahi-942024215256.jpg


Büyükleri ziyaret etmek, dostlarla bayramlaşmak, dokuz günlük tatil aralığında derin bir soluk almak, geride kalan günlerin yürek dağlayan hüzünleri üzerine içilen bir bardak soğuk su gibidir. Saklanan sevinçler, gizlendikleri yerden sıyrılıp yüreğimizin derinliklerine sokulur. Yalnızlıklarının bilmem kaçıncı bayramını yaşayanlar, sevgiyi, sevinci yakalama çabasıyla gökyüzüne sevgi sözcükleri salarlar.

Ulu çınarların, yaşlı çamların, Selvilerin gölgesinde dinlenen sevgili ruhlar bayramlarda bir Fatiha ile yaşayanlara gülümser. Belki de yaşamdan kopan anne-babalar canlanır belleklerde… O belleklerde yaşayan gelenekler, acaba, nefret ve düşmanlıklara karşı insanlara sevgi ve barışı öğütler mi? Hoşgörü zihinlere yerleşir mi? Anlaşmakta inat edip de sevgiliden ayrılanlar bugün acaba ne düşünecekler?

Olumsuz olaylar bayram coşkusuna hüzünlü bir gölge düşürse de, toprağın tarihi kadar eski insanlık tarihi, çocukların ellerindeki çikolata, şekerleri ortak bir şölene dönüştürecek mi?

Her şey bir yana…

Bu bayram, yine çocukluğumuzdan bugüne uzanan yaşam çizgisinde, değeri zamanla anlaşılacak en renkli anılarla süslenecek.

Bu bayram gönlümüzde kocaman bir pencere açalım… Güneş özgürce içeri girsin… Sevinçler yürekleri ısıtsın…

Ellerinizle kucaklayın göğüs kafesinizdeki küçük yüreğinizi, koşsun sevgi çiçeklerine... Kırmızılı, yeşilli, mavili… Beyaz zambağın saflığını, kırmızı gülün sevdasının yanına koyun... Özlemin karanfili, falcı papatyaların yanında dursun... Tam ortada da hüzünlü kır çiçekleri...

Neyse...

Sevgi çiçeklerinden bir demet yeter size... Sevdiklerinize götüren yollara saçın demetleri. Sevgi soluyan yerler renk renk, yaprak yaprak açsın... Bir de sessiz gözyaşlarınızı dindirin...

Bugün bayram...

Aykırı insanlar, çölleşen duygularındaki kin ve acı dallarını kesip atsınlar... Bu ilk bahar günü üzerimize çullanan kara bulutların, diken, diken sözlerin yüreklerini kanatmasına izin vermeyin...

Bugün bayram.

Kendi adıma; hayat arkadaşım gönlümün Sultan’ımı, ciğerim çocuklarımı, can kardeşlerimi, toprak olan babamı anamı, yakınlarımı, dostlarımı unutayım gitsin mi? Yoksa…

Ne yaslı günlerim gelsin gözlerimin önüne, ne günahlarım, ne sevaplarım, ne kırdığım gönüller ne de incinen yüreğim… Unutayım gitsin mi?

Bugün bayram.

Kimsesizi, vatan uğruna can verenleri, Çarşı’da, Gezi’de öldürülen gençleri, sevdiklerine kavuşamayanları, haykıran kadınları, yaşlı babaları, yetim, öksüz çocukları, albümlerdeki solgun fotoğrafları unutalım gitsin mi!

Bugün kim bilir kaçıncı bayram...

Ağaçlar çiçeğe durmuş, sokaklar sessiz...

Selim Esen
Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler