Son Dakika

selim-esen-balin-caz-anka-1242024131841.jpg


1955 yılı…

Uçar Sokak’ta, (bugünkü adıyla İzmir Caddesi) gelip geçenler bir inşaatın önünde duruyor, hayretle izliyorlardı… Asfalt üzerindeki bir betonyerin çarkı durmadan dönüyor, az ilerisindeki beton asansörü de katlara beton taşıyordu. Betonyer ve beton asansörü Ankara’da daha önce hiç görülmemişti. Bu bir “ilk”ti… Anlaşılan modern bir bina inşa ediliyordu.

BALİN OTEL

Otelin adı ortaklarının soyadlarının ilk hecelerinden üretilmişti. Dönemin önde gelen müteahhitlerinden Elazığlı Recai Baloş ve Zülfikar İnce. Mimari çizimi, mimar Kadri Kalaycıoğlu adını taşıyordu.

İnşaat malzemelerinin çoğunun ithal edildiği, demir, çimento, fayans, musluk, radyatör bulmakta yokluk yaşandığı bir dönemde, Yenişehir’de Kızılay binasının arka paralelindeki İzmir Caddesi’nde bulunan arsa üzerinde yürütülen inşaat on kat olarak tamamlanacak 90 odasıyla Ankara’nın oteller zincirine katılacaktı.

Balin Otel, 1959 yılında hizmete girdi.

Otelin Ankara’ya getirmiş olduğu yeniliklerden önde geleni, çatı katının “roof” adı altında bir müzikhol olarak tasarlanmış olmasıydı. Ocak 1960’ta ABD’nin kültür elçisi olarak Ankara’ya gelen Red Nichols Orkestrası burada korno sanatçısı Metin Gürel’le “jam session/doğaçlama caz müziği” yaptı. Balin Roof’un sürekli müzisyenleri Okay Temiz ve Metin Hamurabi’ydi. Yaşar Güvenir ve orkestrası da pop sevenlerin gözdesiydi.

Balin Otel

Yaşar Güvenir sonradan İzmir Caddesi 2’nin girişindeki Turtes Han’ın bodrum katında kendi lokalini, “Kulüp Yaşar” ı açacaktı.

Ankara’nın eğlence hayatına yeni bir soluk katan Balin Otel’in gece kulübü, uluslararası dans gruplarının gösterilerine ev sahipliği yaptı. Otelin ilk yöneticisi ve “maître d’hôtel”i (Şef Garson) Alman uyrukluydu. Otel, açılışından itibaren Ankara’ya gelen devlet başkanları ve heyetlerinin ağırlandıkları bir otel oldu.

ABD Başkan Yardımcısı Johnson, 1962 yılının Eylül ayında Türkiye’ye yaptığı ziyareti sırasında Balin Otel’de misafir edildi. Üst düzey devlet konuklarının ağırlandığı otelin, gümüş servis takımları, şovlar, revüler, Flamenko grupları o yıllarda dillerden düşmüyordu. Oteli ünlendiren bir başka etken de Middle East Airways’in (MEA) Paris çıkışlı, Ankara aktarmalı Beyrut seferleri ve otel yöneticilerinin dış ülkelerle olan yakın ilişiklileriydi. Otelin Ankaralılara getirdiği bir başka yenilik de “beş çayı” düzenlemesiydi. Canlı müzik eşliğinde sunulan bu hizmetle otel, özellikle Ankara sosyetesinin uğrak yeriydi.

Kaan Arlond (p), Metin Hamurabi (d), Okan Akansel (g), Taner Akansel (b), 1968. Kaynak: Metin Hamurabi Arşivi.

Otelin ünlenmesine katkıda bulunan bir başka bölümü de Necip Mirkelam’ın[1] işletmecisi olduğu “Gül Ağacı” isimli tavernaydı. Otelin sağında, Aydın Apartmanına bakan tarafında, merdivenle inilen bodrum katındaydı. Taverna, sahibi Mirkelamoğlu’nun güfte ve bestesi kendisine ait olan “Gül Ağacı Değilem” adlı şiirinden alıyordu. Şiirin ilk kıtası şöyleydi:

“gül ağacı değilem
her gelene eğilem
çek elini elimden
ben sevgilin değilem”

Dönemin ünlü Ankara Radyosu sanatçıları Yaşar Özel, Ela Altın, pop sanatçıları Tanju Okan, Füsun Önal gibi isimler program yapıyorlardı. Orhan Sezener de 70’li yıllarda orkestrası ile gönüllere taht kurmuştu.

Dönemin iş dünyasına hizmet eden Balin otel, 1966 yılından sonra Ankara Dedeman ve Büyük Ankara Oteli’nin açılmasının ardından giderek popülaritesini kaybetti, 1979’da kapandı. 1980’li yılların sonlarından günümüze kadar Kalkınma Bankası Genel Müdürlüğü olarak hizmet veriyor.

BARİKAN OTEL

Balin Otel gibi İzmir Caddesi üzerindeki bir başka ünlü Otel de Ankaralıların gözdesiydi. Sümer Sokak ile Menekşe Sokak arasında yer alan Barikan Otel, özellikle Ankara’ya turneye gelen sanatçılarla başta Fenerbahçeli futbolcular olmak üzere sporcuların konakladığı bir oteldi. Sahibi, Ankara Barosu Başkanlığı ve Gençlerbirliği Spor Kulübü başkanlığı da yapan Av. Mehmet Aziz Barikan’dı. Hizmet verdiği yıllarda aşırı konaklama talebini karşılayamadığı için, sonraki yıllarda büyütülmüştü. 67 odası vardı.

Barikan, 60’lı yıllarda eğlence kavramına yenilik getirmesiyle ünlendi. Önceleri barı ile tanınan otel daha sonra dans, orkestra ve bar karışımı bir hizmete yöneldi. Yılmaz Guruda gibi dönemin ünlüleri otelde kabare yaptılar. 1962’de Tülay German, Barıkan Otel adıyla anılır oldu. Dönemin ünlü seslerinden Dario Moreno, 44. Doğum günü partisini 1965’de Barikan’da düzenledi.

Babylon. Levent Ağralı (p), Vedat Gür (acc), Zeki Yılmazcan (v), Okay Temiz (d), 1959. Kaynak: Okay Temiz Arşivi.

Barikan Oteli’nin ününe ün katan olay ise 1963 yılının kasım ayında yaşandı.

Dünyanın en ünlü caz müzisyenlerinden Duke Ellington 21 Kasım 1963 günü Ankara’ya geldi ve orkestrasıyla Barikan Otele yerleşti. 24 Kasım 1963 Pazar akşamı, Ankara Türk Filarmoni Derneği Salonu’nda, saat 20.30’da başlayacak olan tarihi konserin gündüz provasını Otel’in gece Kulübü’nde yaptı. Nejat Cendeli, Aydemir Mete ve Ali Çetinkaya ile birlikte hiçbir yerde kaydı olmayan bir “jam session/doğaçlama caz müziği” de yaptı o provada. Tarihi konserin biletleri de Atatürk Bulvarı’ndaki yuvarlak camekanlı Milli Piyango Binası’nda önden arkaya doğru 20, 15, 10 ve 5 liradan satışa çıkarılmıştı.

Ne var ki…

23 Kasım 1963 günü akşamı, Amerika’dan dünya tarihini değiştirecek bir haber geldi. 35. ABD Başkanı John F. Kennedy, 22 Kasım günü Dallas’ta uğradığı suikast sonucu öldürülmüştü.

Ellington, Zafer Meydanı’ndaki Yenişehir Postanesi’ne gitti, Jacqueline Kennedy’e bir telgraf çekti:

“Bayan Kennedy-Beyaz Saray,

Sizin ve ailenizin ki kadar olmasa da biz ve bugün onun doğruluğuna inanan pek çoğumuz büyük adamınızın büyük kaybının acısını çekiyoruz.

Duke Ellington

Konser iptal edildi, Ellington ve orkestrası ülkelerine döndü. Türkiye bir daha Duke Ellington’u göremeyecekti.

 Balin ve Barikan Otellerinin ortak özellikleri her iki otelde de caz çalınmasıydı. Aynı yıllarda Bestekâr Sokak’taki Babylon’da Balin Roof’taki Okay Temiz ve arkadaşları sahne alıyordu. Süheyl Denizci Orkestrası Meşrutiyet Caddesi’nde Babaoğlu Apartmanı’nın altındaki İntim Pavyonu’nda çalıyordu. Ulus Sineması’nın bitişiğindeki Soysal Apartmanının bodrumu’ndaki Süreyya’da ise Jose Montalban Orkestrası ve sonraki yıllarda Kanat Gür Orkestrası vardı. Kavaklıdere postanesi karşısındaki Kavaklı Apartmanı altında bahçe içindeki Kulüp 47’de caz yapılırdı...

Peki ya şimdi?..

Bir başkent’in tarihinde altmış yıl da neydi ki?.. Nasıl olur da, altmış yıl öncesine tanıklık edecek izler böylesine hoyratça silinip giderdi?

Tarihin arşivler, belgeler, kitaplar yoluyla gelecek kuşaklara aktarılmak yerine, sadece kişilerin hafızası üzerinden okunduğu, hatırlandığı ülkemde bir kentin “hafıza”sından söz etmek bir “söz”den başka nedir ki...

[1] XII. Dönem (1961-65) İzmir Milletvekili. 1968-77 yıllarında da Cumhuriyet Senatosunda İzmir Senatörü.

Selim Esen
Gercekedebiyat.com



ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler