Devrimlerin başlangıç tarihi: 23 Nisan
Bugün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 103 yıl önce temellerinin atıldığı gündür. Aynı zamanda “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” günüdür. Diğer bir tanımlamayla işgal altında kimilerince emperyalistlerle iş birliği kotarıladururken Ankara’da Büyük Millet Meclisinin açıldığı gündür.
23 Nisan’ın ulusal ve küresel ölçekte iki farklı niteliği vardır. Birincisi, ulusal ölçekte geniş nüfus algısı içerisinde “Çocuk Bayramı” olması özelliğidir. Dünyada “Çocuk Bayramı”nın olduğu tek ülke özelliğini taşımaktadır Türkiye. Nitekim bu durum Birleşmiş Milletlere bağlı “Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü” olan UNESCO’nun dikkatini çekmiş ve uluslararası bir gün statüsüne eriştirilmiştir. Bu yönüyle evrensel bir gündür. Egemenlik, bir ulusun kendi kaderinin kendi elinde olmasını ifade eder. Kısacası bağımsızlık demektir. Çocuklar, geleceğe uzanan varlıklar olarak ulusun ve bağımsızlığın, dolayısıyla da egemenliğin teminatı olarak görüldükleri için bu güzel gün, Atatürk’ün özel yaklaşımıyla çocuklara armağan edilmiş olup “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak kayda geçirilmiştir. Bu niteliğinden ötürü geleceğin teminatı olarak görülen çocuklara karşı bir jest olarak değerlendirilebilecekken ikinci nitelik olarak 23 Nisan’ın, dolayısıyla o gün açılan TBMM’nin asıl niteliği, hukukun ve siyaset biliminin evrensel değerleri üzerine oturmasıdır. Bu Meclis’in özelliği, emperyalizme başkaldırmış bir halk hareketinin temsilcilerinin, içinde oturması dolayısıyla demokratik kurum niteliğinde olmasıdır. Peki, neden bu kadar TBMM’nin üzerinde duruyoruz? Hadi duygularımızı abartarak söyleyelim, TBMM’yi neden bu kadar kutsarız ki? Batı’daki parlamentolar, zaten var olan kurulu devlet yapıları içerisinde vücut bulmuşken bizdeki devleti tam aksine Meclis (parlamento) kurmuştur. Görüleceği üzere bizdeki Meclis’in varlığıyla Batı’dakilerin yapılanması farklıdır. Batı’daki parlamentolar, kral yanlısı olan soylu sınıflara karşı burjuva sınıfının siyasal arenaya ilgisini ve ağırlığını arttırmasıyla oluşmuştur. Bununla beraber zaman içerisinde gelişen anlayışlar doğrultusunda insan haklarına dayalı hukukun üstünlüğü oluşmaya başlamıştır. Haklar geliştikçe emekçilerin temsilcileri de parlamentoya ağırlıklarını koymaya başlamışlardır. Böylece Batı demokrasisi dediğimiz devlet yönetimleri oluşmuştur. TBMM, emperyalizme karşı mücadele veren halk gücüyle devletini kurmuştur. Bu özelliği dolayısıyla ulusal egemenliğini elinde tutan, emperyalizme karşı bağımsızlığa dayanan ve halka yaslanma gibi demokratik niteliklere sahip bir Meclis ve devlet olma özelliği taşıyordu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu devletin özü, temeli TBMM’dir. Anımsayacak olursak bundandır ki Ankara’da kurulan ilk hükümet “Büyük Millet Meclisi Hükümeti” adını almıştır. Zaten Mustafa Kemal bu özellikleri itibarıyla “Biz bir halk hükümetiyiz.” demiştir. İdealindeki halka dayalı cumhuriyeti, bu Meclis’in kararları ve çıkardığı kanunlarla kurmuştur. Dikkat edilecek olursa TBMM’nin açılışıyla Cumhuriyet’in ilanı arasında üç buçuk yıl vardır. Bu süre boyunca Mustafa Kemal, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı Meclis’le birlikte yönetmiştir. Demokrasi, halkın kendi kendisini yönetmesi diye tanımlanmaz mı? Mustafa Kemal, düşman saldırıları altında, düşmanın top sesleri Haymana sırtlarında duyulduğu günlerde bile bu prensibi gözetmekten geri kalmamıştır. Tüm kararlarını Meclis’in onayına sunmuştur. Yakın arkadaşı Yunus Nadi’ye Meclis’in açılacağı günler içerisinde şöyle seslenmiştir: “Önce meclis Nadi Bey, önce meclis!” Nitekim 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet’in kuruluşunu TBMM’de açıklayan Yunus Nadi Bey kürsüde konuşurken ne demişti? “Cumhuriyet, gerçekten 23 Nisan 1920'de kurulmuştur.” Cumhuriyet’in temelinin halk meclisine dayandığını vurgulamak istemektedirler. Bu yapının halk iradesine dayalı demokratik cumhuriyet olduğunun altı çizilmektedir. Bizde tarih, sırf savaşlar takvimi gibi anlatılmaktadır. Oysaki devrim heveslisi insanlar için devrimlerin en kutsallarını bulacakları yapraklarla doludur Anadolu Devrimi’nin takvim yaprakları. Devrimlerin başlangıç tarihi olan 23 Nisan kutlu olsun! Sami Günal
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR