Gezegenimizi göz önüne getirip duruma bir bakalım. 2/ 3'ü suyla kaplı bir gezegen. Yedi büyük ana kara ve irili ufaklı pek çok adayı deryalara serpişmiş halde göz önüne getirelim. 
Gezegen büyük ve zengin. Gezegenin kendi evrimi sürerken, üzerinde türeyen ve üreyen iki milyon türü bulan canlı türlerin kendi evrimleri de devam ediyor. 
Bunca canlı tür içinde insan dediğimiz tür bilişsel beceri yetisini geliştirdiği için, (Ki bu Trofik seviye olarak geri ve zayıf oluşun koşulladığı bir sonuçtur. Zayıf olan genetik kodlanmanın yaşama tutunma istemi ekseninde bir çıkış yolunu yaratmasıdır.) gezegenin en güçlü canlısı durumuna gelmiş bulunuyor. 
İş birliği, güç birliği yapma, kollektif davranış örüntüleri geliştirme becerisi insan türünün hem varlığını sürdürmesini sağlamış ve hem de çok zayıf bir metebolik yapıya sahip olan insan türünün gezegenin en güçlü canlısı olmasına yol açmıştır. 
Burada iş birliği becerisi geliştirmiş olmanın (yani bilişsel beceri geliştirmesi) büyük öneminin altını çizmek gerekir. 
Artık kesin olarak biliyoruz ki bu yeteneği geliştiremeyen bir düzine kadar başka- akraba insan türleri (yaklaşık iki milyon yılda) gezegende yaşama tutunamadılar ve yok olup gittiler. 
Bunları kısaca hatırlayalım : 
Homo Habilis 
Homo Rudofensis 
Homo Ergaster 
Homo Georgicuis 
Homo Antecessor 
Homo Cepranensis 
Homo Erectus 
Homo Heidelbergensis 
Homo Rhodesiensis 
Homo Neanderthalensis 
Homo Floresiensis 
Bunlar günümüz insanının akraba türleri iken bilişsel beceri geliştiremedikleri için, açlıktan, diğer hayvanların saldırılarından, salgın hastalıktan, soğuk ve sıcaklardan vb. dolayı yok olup biten ve gezegende yiten insan türleridir. 
Homo Sapiens ise bilişsel beceri geliştirmesi sayesinde yaşama tutunabilen tek insan türü olarak bugünlere değin gelebilen tek homo türü oldu. 
Türümüz bilgi edindikçe insanlaşmaya devam ediyor. Güçleniyor.  
Ancak türümüz yaşam yolculuğunda birbiri ile de hep savaşarak, birbirini kırıp, yakıp-yıkarak yol alıyor. 
20. Yüzyılın başına kadar insan türünün birbiri ile boğuşmasını ve savaşmasını bir ölçüye kadar anlayabiliriz. Ancak son 150 yıldan bu yana bilgi ve bilimde kartopu türü gelişmeden sonraki süreç için anlamak mümkün değildir. 
Bugün artık canlı bir tür olarak insanın nasıl var olduğu ve nasıl evrildiği, nereye doğru gittiği apaçık bilinen bir gerçekliktir. 
Aynı şekilde Gezegenimizin zenginliğinin tüm canlılar için olduğu gibi türümüz için de yeterince ve fazlasıyla var olduğu da artık bilinen bir gerçekliktir. 
Ama bu gerçekliklere rağmen türümüz neden kendisi ile kavgalıdır? 
Gezegen zengin ve herkese yeter ölçekte besin ve gıdaya beşiklik edebilecek durumda iken insan türü neden güzel bir yaşamı örememektedir? 
200 dolayında devlet ve ülke, bu ülkelerde yaşamakta olan iki yüzden çok daha fazla etnisite ve kültür, toplamda sekiz milyarı geçkin insan bunca büyük ve zengin Gezegenimizde onurlu, barışçıl, savaşsız, eşit, özgür ve mutlu bir yaşamı neden örememektedir? 
Yaşanabilir güzel bir düzen neden gezegende geliştirilemiyor? 
Hiç bir şeyi olmayan, çıplak, bilgi ve becerisi yok denecek düzeyde olan üç- dört yüz bin yıl önceki insanlar birlikte davranış örüntüsünü geliştirmeyi becerirken... Günümüzün uzayda üsler kuran, havada uçaklar uçuran, Mars'a yolculuklar planlayan, kısacası sibernetikte, nano-teknolojide, genetik mühendisliğinde, yapay zekada, android cihazlar geliştirmede bunca yol alan ve kendi biyolojik sınırlarını değiştirmeye ( sınırsız yaşam ve ölümsüzlük gibi hedeflere yürüyen ) çalışan insan türü neden bunca bilgi, bolluk ve imkanlar varken eşit ve özgür , ahlaklı ve onurlu bir sosyal düzeni tüm gezegende planlamaz ve başarmaz? 
Engel nedir? Eksik olan nedir? 
Bunu başarmanın önünde nesnel engel var mıdır? 
Gezegenin nesnel zenginliği herkese fazlası ile yeterli ise (ki yeterlidir) ve insan türü de bunu artık biliyorsa (ki biliyor) o halde neden bunu yapmaz ? 
Bunca bilgi ve bilime rağmen dünyamızda savaşlar, yoksulluk, ırkçılık, gerilim ve onlarca sorun neden vardır? Bu sorunların olmadığı bir dünya mümkün değil midir? 
Mümkündür. 
Lakin insan dediğimiz form bencillik dediğimiz tarihsel biyolojik şekillenmesinin, bencil kodlanmasının esiridir. 
Güzel bir dünyanın önündeki engel insan doğasıdır. İnsanın kendisidir. 
 
Doğan Karaağaç 
Gercekedebiyat.com 

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)