Hikâyelerini Rüzgârların Fısıltılarına Yazmışlardı
Hikâyelerini Rüzgârların Fısıltılarına Yazmışlardı gerçek bir edebiyat şöleni. İçerisinde daha önce bazıları dergilerde çıkmış on bir uzun deneme yer almakta. Bu denemelere konu olan yazarlar Rimbaud, Nietzsche, Jack London, Miguel de Unamuno, Federico Garcia Lorca, Christopher Caudwell.
Taner Ay 980’lerden beri edebiyat dünyasının içinde olan bir yazar. Okurlar onu daha çok 990’lı yıllarda art arda yayınladığı ve kimisi rock dünyasına referans veren eserlerle anımsarlar. Daha sonra uzun süren bir suskunluğa gömülen Taner Ay aktif avukatlığı bıraktıktan sonra edebiyatta gündem oluşturan özgün stilde eserler yayınlamaya başladı. Bir yandan Edebiyatımızda Unutulanlar ve Kaybedenler tarzı son derecede farklı tasarlanmış “essay” kitapları çıkarken diğer yandan Karar Gazetesi’nin kültür sayfalarında yer alan orijinal yazıları, Kalabalık Cadde gibi iyi kurgulanmış sitelerdeki gündem yaratan atakları ve avangard sanat ve edebiyata adanmış dergilerdeki yol göstericiliğiyle ilgi derledi. Bunların yanı sıra edebiyat dünyasının renkli ve özellikli kişileriyle yaptığı kütüphane buluşmaları, söyleşiler, mutad toplantılar ve müşaverelerle adeta edebiyata adanmış bir yaşamı sürdürmeye başladı. Giderek endüstrileşen, satış, algı ve medya operasyonlarına bağlanan ve içtenliğini yitiren edebiyat ortamımızda bu tarz bir cevher gibi parladı. Edebiyatı edebiyatçı gibi yaşayan birilerinin bu toplumda hâlâ var olduğunu ve ürün verdiğini görmek güzel ve umut vericiydi. Üstelik uzun yıllar ara verdiği yayımlama edimine yeniden döndüğünde gördüğü ilgi ve alâka Taner Ay’ı “cin fikirli”(!) ataklara yöneltmedi. Piyasanın çok satar ve tekel mahiyetindeki büyük yayınevlerine yönelmedi. Bilakis marjinal fakat kozasında edebiyat duygusu barındıran samimi yayınevleri ile kupon işlere yöneldi. İşte bu fasıldan olmak üzere yayınladığı “Rüzgâra Yazanlar” başlıklı deneme kitabını, geçtiğimiz hafta gözden geçirilmiş ve ismi değiştirilmiş olarak yeniden yayınladı. Kitabın yeni ismi Hikâyelerini Rüzgârların Fısıltılarına Yazmışlardı. Edebi vurgusu yüksek bu isim önceki isim kadar güzel. Ama ilk baştaki isim de hiç fena değildi doğrusu. Ancak gözden geçirme esnasında yazarın böylesi bir değişikliğe gitme düşüncesini anlayışla karşılamak gerekir. Dürüstçe ifade etmek gerekirse esas faaliyet alanı eleştirmenlik olmadığı halde okuduğu güzel kitapları okurlara iletmek için kaleme sarılma güdüsü taşıyan bendeniz gibi yazarların kâbusu bu nevi deneme kitapları değildir. Daha ziyade romanlar hakkında yazarken zorlanırız biz. Çünkü romanı okurken ufak bir dikkatsizlik, küçük bir pasajı ya da tümceyi atlamak, tüm eseri bitirmeden kalemi ele almak, hatta ikinci kere kitabı incelemeden ve notlar almadan yazmak kabil değildir. En ufak bir nüansı kaçırdığınızda yazdığınız değerlendirme boşluğa düşebilir, anlamsız ve değersiz hale gelebilir. Oysa bu tarz “essay” türü kitaplar üzerinde özgürce çalışabilirsiniz. Baştan girer, sondan çıkar, sıralama gütmez, canınızın istediği, ilgi çeken pasajlar üzerinde yoğunlaşır onları defalarca okur ve tadını çıkarır, kimi bölümleri de “bönce”(!) bir kenara ittirebilirsiniz. Kitap hakkında yazarken odaklandığınız bölümün cerbezesi yazıyı ilginç ve değerli kılmaya yeter de artar bile. Hem çok zevkli hem de çok kolay yazılardır “deneme” kitapları hakkında yazılanlar. Gel gör ki Taner Ay’ın gerçekten çok hoş yazılmış kitabında bu saltanatı sürmek olanaksız. Kitabı baştan sona, satır atlamaksızın, büyük bir ilgi ve dikkatle okudum ve sonlara doğru yer alan Hemingway, Kerouc, Steinbeck gibi bölümlere bir an evvel erişmek için acele etmeye hiç gerek duymadım. Çünkü kitabın her satırı edebiyatın çok müstesna yazarlarına dair inanılmaz bir anekdot zenginliği ve çok orijinal yaşanmışlıklar barındırıyordu. Edebiyatı yaşam tarzı edinmiş kişiler için okuması fevkalade zevkli bir betik çıkmıştı ortaya ve ben en önemsediğim yazarlara doğru atlamak hevesimi bir kenara bırakmış satır satır okuyordum kitabı. Hikâyelerini Rüzgârların Fısıltılarına Yazmışlardı gerçek bir edebiyat şöleni. İçerisinde daha önce bazıları dergilerde çıkmış on bir uzun deneme yer almakta. Bu denemelere konu olan yazarlar Rimbaud, Nietzsche, Jack London, Miguel de Unamuno, Federico Garcia Lorca, Christopher Caudwell, Ernest Hemingway, Jose Robles Pazos, Jack Kerouac ve John Steinbeck. Doğrusu dünya çapında büyük üne kavuşmuş ve haklarında sayısız inceleme ve makale yazılmış bunca ünlü yazarın hakkında yazılacak ne kaldı güneşin altında diye bir soru sorabilirsiniz ilk başta. Taner Ay’ın edebiyat dünyamıza getirdiği yenilik ve üslupçuluk bunun yanıtı olabilir. İlk izlerini Edebiyatımızda Unutulanlar ve Kaybedenler kitabında edindiğimiz kanıta dayalı araştırmacılık, anekdotları kuşkucu bir şekilde sorgulama, kanıtları bulup yargılara o şekilde varma, detayın en uç noktasına kadar gitme ve kaynak gösterme gibi çılgın çabalarla dolu bu kitabı kimi zaman bir bulmacanın parçası olmuş gibi, kimi zaman öğretilmiş edebiyat tarihini sorgular gibi ama her halükârda bir polisiye gibi nefes nefese; ilgi ile okuyorsunuz. Olasılıkla Taner Ay’ın çok önemli bir pozisyonda 30 yıl ceza avukatı olarak çalışmış olması bu tarzı edinmesinde kaynak teşkil etmiş. Bu denli derin araştırmacılığın, sorgulayıcılığın ve kanıt arayışının nasıl olup da kitabı sıkıcı bir hale getirmediğini ve yazıların su gibi akıp gittiğini ise Taner Ay’ın yazınsal maharetinde aramak lazım. Taner Ay’ın kitabını, edebiyatı edebiyatçı gibi duyumsamış ve yaşamış büyük yazarlar çağına dair hüzünlü bir ihtiram duygusu ile okumak mümkün. Ama daha önemlisi bu kitaptan çıkarılacak dersler. Günümüzde büyük yazarların çılgın yaşamsal anekdotlarını taklit ederek “deli gibi” davranıp “bakın ben de büyük yazarım, ben de onlar gibiyim,” demeye getiren irili ufaklı binlerce yazar heveslisi ve müteşairle dolu ortamlar. Hikâyelerini Rüzgârların Fısıltılarına Yazmışlardı’yı okuduğunuzda bunun hiç de öyle avantadan elde edilebilecek bir ayrıcalıklılık olmadığını en net şekilde görüyorsunuz. Büyük yazarların yaşadığı büyük çılgınlıklarının hepsinin son derecede yakıcı ve nesnel nedensellikleri ve gerçeklikleri var. (22 Eylül 2025 tarihli Karar Gazetesi’nde yayınlanan bu yazı, yazarının ve gazete editörünün izniyle iktibas edilmiştir.) Hikmet Temel Akarsu Hikâyelerini Rüzgârların Fısıltılarına Yazmışlardı – Taner Ay
Gercekedebiyat.com