O cinayeti benzer kanlı, acımasız olaylar izledi. Türkler Ermeni terörizminin hedefi oldular.

YANIKYAN’IN KURŞUNLARI…

Yanıkyan’ın yaptığı beni bu konuyu yıllarca ve tek başıma incelemeye itti. Bu çerçevede yabancı dillerde çok sayıda kitabım basıldı; New York’ta aynı konuda üç kitap yayınlatabilmiş hâlâ tek kişiyim.

1984 Paris davasında konuşmak için resmen çağrılan tek Müslüman Türk’tüm. Genelde bağnaz Paris Radyosu “Türk görüşü ilk kez işitildi” demişti. Türk Konsolosluğu’nu ele geçirip adam öldüren ve yaralayan dört Ermeni teröristini mahkûm ettirdik.

Kaç kez Avrupa Parlamentosunda, BBC’de, ABD televizyonlarında, 51 Amerikan üniversitesinde, Kanada’dan Avustralya’ya küremizin dört bir yanında her yerde görevdeydim. Kanada, Britanya, İsviçre ve Almanya’dan Arabistan, Hindistan ve Avustralya’ya değin bu konuda yayınlarım oldu...

Unutmadan ekleyeyim: Yanıkyan’ın sıktığı kurşunlardan biri 34 yıl sonra, dönüp dolaşıp başka bir elde ne yazık ki Hrant Dink’i de vurdu.

Yanıkyan, başta Amerika olmak üzere Batı’yı da harekete geçirdi. ABD’deki Ermeni azınlığı güçlü, örgütlü ve etkilidir. Oradaki siyasetçiler kenetlenmiş baskı kümeleri sayesinde yaşarlar. Osmanlı döneminde Ermenileri “Siz Hıristiyan olarak Müslümanlar ve Türklerden üstünsünüz” diyerek onları ilk eğiten, giderek silahlandıran Fransız Katolik ve Amerikan Protestan din yayıcıları ve ardındakilerdi.

Oysa Osmanlı Ermenisi yüzlerce yıl sadık yurttaş bilindi. M. K. Kirkorian’ın kitabında belirttiği gibi yönetimde de seçkin yerleri vardı.

 Ama bir de Rus anarşistleri onlara destek oldular. Çarlık, Lenin’in ağabeyini de bu türlü eylem nedeniyle idam etmişti. 1914-1918 Savaşında Ermeniler Van’daki Türk-Müslüman mahallelerini yakıp bu ili devletten çekip çıkardıktan sonra kapıları Rus ordusuna açmışlardı. Kan dökmeyi komşu Osmanlı illerine sıçratınca kaçanlar Türkler ve başka Müslümanlar oldular.

SALDIRANLAR YARGILANDI

Enver ve Talat paşalar yazışmalarında seçenekleri sıralarlar. Çözüm Ermenilerin çoğunu cephelerden uzak yerlerde toplamaktır. Fransız Mareşal F. d’Espèrey, V. M. Larcher’nin kitabına yazdığı önsözde, yer değiştirmenin “askeri zorunluluktan” doğduğunu belirtir.

Uzman E. J. Erickson’un “strateji” ve “tarihte savaş” dergilerindeki iki yazısı da soykırım değil, cephe yakınında “askeri bir gereksinim”in altını çizer.

Britanya Mavi Kitabının genç editörü olan, sonraki ünlü tarihçi A. J. Toynbee 1922 tarihli ve Türkiye ile Yunanistan üstüne kitabında 1914-1918 Savaşındaki yayını için “Bu bir savaş propagandası gereğiydi” demektedir.

Yine İngiliz C. F. Dixon-Johnson cesurca yazdığı ve 1916’da basılmış “Ermeniler” başlıklı kitabında bu azınlığa karşı, Osmanlı ile İngiliz’in savaşta karşı karşıya vuruştuklarına bakmadan, haklı eleştireler yöneltir.

Kısaca, silahlı ve kanlı Ermeni tehdidi gerçekti, yaygındı ve cepheyi etkiliyordu; yer değiştirme zorunluydu. Ermeni sözcüsü Boghos Nubar Paşa Fransız Dışişlerine Aralık 1918’de yazdığı mektupta Ermenilerin “savaşın başından bu yana muharip” olduklarını açıkça belirtmiştir.

O derece ki Gen. G. Pastırmacıyan’ın yayımlanmış yazısının başlığı şudur: “Ermenistan Savaşın Kazanılmasında En Büyük Nedendir.” Gen. G. Gorganian Boston’da basılan Ermeni dergisinde (C. 20/3-Sonbahar 1967) “Kafkas Cephesinde” yani Türklere karşı savaştıklarını ilan eder.

Fransız gazeteci V. Brocard bir yıl içinde bu konuda üç yazı bastırıp her birinde Türklerin öldürdükleri Ermeniler diye sayılara yarım milyon ve daha fazla eklemeler yapıyordu. Kendisiyle Paris’te konuştum. Sesini çıkaramadı.

 ABD Kongre üyeleri 24 Nisanlarda Hitler’in sözde Ermeni kıyımına ilişkin sözlerinin Nürnberg mahkeme tutanaklarında yer aldığını söylüyorlar. Hitler’in bilgisizliği bir yana, o tutanaklarda böyle bir tümce yok. Başka bir palavra da şu: Güya Birleşmiş Milletler “Ermeni soykırımı”nı kabul etmiş. BM Genel Sekreterlik Ofisi’nden aldığım bir belge bunun da uydurma olduğunu kanıtlıyor.

Öte yandan “Ermeni sorunu” Batı’nın da şimdilik son Haçlı Seferidir. Biden ve Trump, danışmanları, yandaşları, kongre destekçileri, elli vali ve seçmen bu konunun temel gerçeklerini bile bilmezler.

Örneğin E. H. Niles ve A. E. Sutherland adlı iki Amerikalı görevli Van’da A. Manukyan önderliğindeki ayaklanma sonunda yalnız tüm Türk ve Müslüman mahallelerinin yakılıp yıkıldıklarını ve Ermeni çevrelerinin dimdik ayakta olduklarını görmüşlerdi.

Onların yazanakları yok edilmiştir ama bu kanıtı başkalarının göndermeleriyle biliyoruz. Gene çok kısaca, Orta ve Batı Anadolu ile Trakya kentlerindeki Ermeniler ve belirli görevlerdekiler tüm aileleriyle oldukları yerlerde kaldılar.

Ayrıca, büyük çoğunluğu cepheden uzak güneyde yeni yerlerine ulaştılar. Kimilerine yolda saldırılar oldu; Osmanlı yönetimi yakalayabildiği sanıkları yargıladı ve (idam dahil) cezalar verdi.

BELGEDE DÜZMECİLİK

Bir önemli gerçek de Ermenilerin belge sahtekârlıklarıdır. Vasili Vereşçagin (1842-1904) adlı bir Rus ressamının “Savaşın Kötülükleri” konusundaki bir yağlıboyasını (1871) Ermeni soykırımı fotoğrafı diye dünya çapında dağıttılar.

İngiliz ajanı “Nemrut Mustafa Paşa”yı Mustafa Kemal Paşa’yla karıştırarak soykırımı Atatürk’ün de kabul ettiğini savunmuşlar, sahte Aram Andonian belgeleriyle haklılık görüşlerini sürdürmüşler, Mustafa Kemal adıyla (Hearst gazetesinde) uydurma röportajlar döşenmişler, hiçbir dediği ve yaptığı saygı uyandırmayan Hitler’i Ermeniler konusunda güvenilir kaynak konumuna oturtmuşlar ve Türkler 9 Eylül’de İzmir’e girdikten hemen sonra da bu kenti yakmışlardır. Yangını çıkaranların Rum destekli Ermeniler olduğu üstüne Amerikan belgesinin bir nüshası da özel belgeliğimdedir.

Prof. Dr. Türkkaya Ataöv
Gerçekedebiyat.com

 

PROF. DR. TÜRKKAYA ATAÖV KİMDİR?

Türkkaya Ataöv, Ermeni Sorunu'nu çözmeyi kendine bir görev olarak seçmiş ve bu davası uğruna hayatını ortaya koymuştur. Bugün bu konudaki çalışmalarını onca tehdide rağmen devam etmektedir. Ataöv, 40 yılı aşkın süre Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğretim üyeliği yapmış, Cumhuriyet gazetesinde ilk yazısı 1952 de çıkan Ataöv, o günden bu yana yerli-yabancı 97 dergi ve gazetede yazdı. Yazdıkları 20 dile çevrildi. Yüzlerce makalesi bulunan Ataöv, Türkiye dışında en fazla kitabı ve yazısı basılmış bilimcilerimizdendir.

89 yaşındaki Prof. Dr. Ataöv ile salgın nedeniyle eşi Candan Hanım’ın da yardımıyla zoom üzerinden yaptığı söyleşide, hem Türkiye aleyhine üretilen sahte tarih belgelerini, hem de Biden’ın açıklamalarını masaya yatırdı.

 

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)