Sezen Aksu’nun tartışmalı şarkısında yanlış kullanılan Türkçe!
Şarkıcı Sezen Aksu’nun 2017’de sözlerini yazıp çıkardığı ve en son derleme olarak yeniden yayınladığı ‘Şahane Bir Şey Yaşamak’ adlı şarkısı ‘cahil Adem ve Havva’ sözcükleri yüzünden eleştiri yağmuruna tutuldu; adeta ülke başörtüsü tartışmalarındaki gibi ikiye ayrıldı. Oysa her şey Türkçemizi yanlış ...
Bilindiği gibi bütün dinlerde insanın, ‘Adem ve Havva’nın işlediği cima’yla yaratıldığına inanılır. Bilindiği gibi Tanrı kendisi için Aden adlı toprak parçası yaratıyor. Bu toprak parçasında çalışsın diye de Adem adlı bir insan yaratıyor. Havva daha ortada yok. İzleyelim: “Tanrı, Aden Bahçesi’ne iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaçla dolu bir bahçe dikti. Adem’i de oraya koydu." (Tevrat: Yaratılış 2:8-9) “’Adem’in yalnız kalması iyi değil’ dedi, ‘Ona uygun bir yardımcı yaratacağım.’” (Tevrat: Yaratılış 2:18) “RAB Tanrı Adem’e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı. Adem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Adem’e getirdi. Adem, ‘İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, etimden alınmış ettir’ dedi, ona ‘Kadın’ denilecek. Çünkü o adamdan alındı. ’Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.” (Tevrat: Yaratılış 2:21-24) "Sadece bir buyruk verdi. Rab Adem’e, ‘Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin’ diye buyurdu, ‘Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.’” (Tevrat: Yaratılış 2:16-17) “Ondan sonra bir yılan Havva’yla konuştu. Yılan kadına, ‘Tanrı gerçekten bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin dedi mi?’ diye sordu. Kadın, ‘Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz’ diye yanıtladı, ‘Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi.’ Yılan, ‘Kesinlikle ölmezsiniz’ dedi, ‘Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.’ Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi. İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.” (Tevrat: Yaratılış 3:1-7) “Meyveyi yedikten sonra, Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar. Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı’nın sesini duydular. O’ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler. RAB Tanrı Adem’e, ‘Neredesin?’ diye seslendi. Adem, ‘Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim’ dedi." (Tevrat: Yaratılış 3:7-10) "Ondan sonra, Tanrı Adem’le Havva için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi." (Tevrat: Yaratılış 3:21) (Bugün yüreğimiz dağlanarak izlediğimiz kurban kesmek de Adem’le Havva’nın utancını örtmek için kullanılacak deri için kesilen hayvandan kaynaklı olması ne hazin durum. Tanrı’nın da dünya insanlarla dolsun diye bir emri, isteği bile yokmuş; kazayla olmuş işler…) “Böylece RAB Tanrı, toprağı işlemek üzere yaratılmış olduğu Adem’i Aden bahçesinden çıkardı. Onu kovdu.’ (Tevrat: Yaratılış 3:23-24) “‘Kocana istek duyacaksın, Seni o yönetecek.’” (Tevrat: Yaratılış 3:16) Görüldüğü gibi iyi bir öykü; üç bin yıllık ‘cahil’lik döneminde tutmaması olanaksız! Yani Adem ve Havva pek de matah canlılar değil; Tanrı bile kovmuş. Kadını da ‘resmen’ aşağılama var: Yahudiler bu yüzden İsa ortaya çıkana kadar istediği kadar evlenir istediği zaman kovarmış kadınları. Kadın hakkı diye bir şey yok; resmen Havva muamelesi yapmışlar. İsa’ysa buna tepki olarak koymuş öğretisini. Aslında bugünkü feministlerin baş tacı etmeleri gerekir! (Aman duymasınlar! Bir de bununla uğraşmak zorunda kalırız…) “‘Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak. Tanrı’nın birleştirdiğini, insan ayırmasın.” (İncil: Matta 19:4-6) İncil bütün suçu “yılan”a atmakla başlıyor işe: ‘Meyveyi ye ye valla bir şey olmaz’ diyen yılanı, aslında yılan kılığına girmiş şeytan (iblis!) ilan ediyor. Bütün suçu Havva ve Adem’den ustalıkla yılana aktarıyor. “Tanrı’nın Oğlu, İblis’in yaptıklarına son vermek için ortaya çıktı.” (İncil: 1. Yuhanna 3:8) İsa peygamber demek ki, artık zıvanadan çıkmış kadın erkek ilişkilerine bir son vermek, kendi bedenini ortaya atarak (kendisinin de bir doğum sonucu ortaya çıktığını, üstelik babası Tanrı’nın çocuğu olduğunu) insanlığa kadın erkek birlikteliğiyle yeni bir yön çiziyor; oldukça kuvvetli bir argüman. “Mesih İsa’ya iman ettiğiniz için hepiniz Tanrı’nın oğullarısınız.” (İncil: Galatyalılar 3:26) “Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı.” (İncil: Vahiy 21:4) İnsan nüfusu çoğalıyordu ve insanlık Adem ve Havva üzerinden eski düzenle, Tanrı’nın lanetiyle daha uzun süre yaşamaya dayanamazdı. Böylece İsa Mesih’le sulh oldu: Hepimiz tanrının (yasal!) günahsız çocukları olarak durumu kurtardık; bugüne geldik. Yukarıdaki öyküde görülüyor ki Adem ve Havva’ya her şey denilebilir ama ”cahil” denilemez. Mustafa Nihat Özon’un Osmanlıca Türkçe Sözlük’üne göre: Cahil, A. S. (Cehl’den) 1- Bilmiyen, habersiz. 2- Okumamış, öğrenmemiş. 3- Tecrübesiz, acemi. “O hayatın bu derece cahili kalacak kadar uzaklarda yaşayabildiğine şaşıyordu.” (Genişletilmiş 4. basım, 1965) Fetöcülerle, Taraf gazetesiyle eski AKp’yle pek içli dışlı olan, Havva gibi pek de ‘günahsız’ sayılmayan Sezen Aksu’nun söz konusu şarkısının müziği bir yerlerden yürütme; yani ‘adapte’. Sözleriniyse kendisi yazmış; özgün! Acısıyla, tatlısıyla Binmişiz bir alâmate Aha yine, aha yine İlle yanacağız, yanacaklar Gül de var, diken de Yazın veda edişi Şarkıda, hayatta her türlü zorluğun olabileceği, ama bunun hayatın parçası olduğu, son tahlilde yaşamanın, doğanın güzel bir şey olduğu ana fikri işleniyor. Şarkının anafikrine göre Havva ve Adem'in "cahil" oluşunun şarkının söylemek istediğiyle bir ilgisini bulamadık. Tam aksine, şarkının anafikrine göre onların yüceltilmesi lazım. Şarkının anlamı ve gidişatına göre tartışılan dörtlük orada eğreti / sonradan eklenmiş gibi duruyor. Tartışmalı dörtlüğün ilk iki dizesi zaten Cem Karaca’dan yürütme eklenmiş iki dizesi de Adem ve Havva’ya yakıştırılan yanlış bir sıfat. Yani şarkının içinde ‘vur beline kazmayı’. (Gerçi, yazdan sonra baharın gelişi de bir başka kazma!) Türkçe’yi yanlış kullanmanın nelere mal olacağına da ibretlik bir örnek: Birilerinin "cahil" olması için bir geçmişleri, insanlığın kazanmış olduğu bir birikim, bir davranış, kültür, bilgi tarihi, moda deyimle ‘literatür’ olması gerekiyor. Yani bolca insan ve insan öğretisi olması gerekiyor! Adem’le Havva’nın zamanındaysa kendilerinde başka kimse yok! Onlara cahil diyebilmek için insanın ‘cahil’ olması lazım! Edebudsman ADEM ve HAVVA NASIL ‘GÜNAH!’ İŞLEDİ
ADEM’LE HAVVA’NIN TANRIYLA ARASI BOZULUYOR BAHÇEDEN BİLE KOVULUYOR
İSA MESİH İNSANOĞLUNU TANRIYLA BARIŞTIRIYOR
SEZEN AKSU’NUN CAHİLLİĞİ
SEZEN AKSU ADEM HAVVA (ŞAHANE BİR ŞEY YAŞAMAK) ŞARKI SÖZLERİ
Ne şahane bir şey yaşamak
Dibe vurmak, dimdik durmak
Bin bahane, bin oyun kurmak
Gidiyoruz kıyamete
Selam söyleyin o cahil
Havva ile Adem’e
Önümüz uçurum, ardımız dağ
Elbette
Aşk da var, savaş da
Her şey hepimiz için
Kısmet hayatta
Şölenlerle, şarkılarla
Baharların gelişi
Kırmızı, mor, yeşil lila la la ne şahane
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR