Oyuncu Şevket Çoruh'un sahiplenerek kültür sanat hayatımıza kazandırdığı Kadıköy Baba Sahne tiyatrosu, 10 yıl önce hayatını kaybeden usta oyuncu Savaş Dinçel’in 75’inci doğum gününde açıldı.


Şevket Çoruh, Kadıköy Bahariye’deki tapusunda "tiyatro binası" ibaresi bulunan bir "mekân"ı satın aldı ve maddi manevi varını yoğunu ortaya koyarak Baba Sahne adıyla yeniden yarattı. Ünlü Oyuncu Şevket Çoruh, “Bu İstanbul şehrine, her şeyden önce bir tiyatro binası lazım. Bu bina mezbahadan, halden, köprüden, hastaneden hatta mektepten daha ehem. Bu binayı yaptırma kuvveti haiz makam hangisiyse ona hitap ediyorum ve diyorum ki tiyatro istiyoruz efendim, bir tiyatro...' Çağdaş Türk tiyatrosunun kurucusu Muhsin Ertuğrul, 1931’de yazmış bu satırları. Yıl 2017, hâlâ kanayan yaramız salon sıkıntısı. Kapatılan ve kaderine terk edilen sahneler de cabası..." 



SAVAŞ DİNÇEL ÖDÜLLERİ

Savaş Dinçel Ödülleri’nde yılın "
En İyi Yazarı" ve "En İyi Yönetmen Ödülü" Ferhan Şensoy’a verildi.

Oyunda olduğu için törene katılamayan Ferhan Şensoy’un yerine ödülü Mustafa Gültekin aldı. Ferhan Şensoy törene yolladığı mesajda, "Dostum Savaş, bar arkadaşımdı. Tiyatrocuların oyundan sonra uğrak yeri olan Parirüs Bar’da buluşurduk. Uzun sürerdi muhabbet. Parirüs’ü ikimiz kapatırdık. Barı kapatmak için bizi bekleyen barmen geçikmeden şikayetçi değildi. Muhabbetimizin tiryakisiydi. Savaş, ben ve barmen çıkardık gün doğarken Beyoğluna. Yazık ki erken ayrıldı aramızdan usta oyuncu ve usta mizahçı. Tören sırasında sahnede olacağım. Bu yüzden törene katılamadığım için üzgünüm. Oyundan sonra bir bara gideceğim. Bir şişe şarap söyleyeceği ve iki de kadeh. Niye iki kadeh istediğimi anlayamayan barmene birazdan Savaş Dinçel’de gelecek diyeceğim, onun kadehinede şarap dolduracağım. Benim için çok değerli ve özel ödüle beni layık görenlere çok teşekkür ederim.” dedi.

En iyi yazar ödülünü veren Seçkin Selvi, “Çok başka yerlere harcanak paraları, katlar, yatlar, AVM’ler yerine Şevket Çoruh buraya harcadı. Ve o çok sevdiğim meşhur perde tradının içinde olduğu gibi bütün herkesin ruhlarının dolaşacağı bir perde bıraktı hepimize. Sağolsun!” dedi.

Mustafa Alabora'nın  takdim ettiği "En iyi Kadın Oyuncu Ödülü" Demet Evgar’a verildi. Demet Evgar konuşmasında, “Ne güzel, yine biraradayız. Tiyatronun o birleştirici, şifalı gücüyle bunu unutmamak lazım. Şevket kesene bereket olsun. Gerçekten burada bulunan herkesi taşıyacak bir kotrada alabilirdi. Teşekkür ederim. Bu rakı parasını bu sene yirminci yılın, yirmi yıldır benimde sahnede olan arkadaşlarımla yiyeceğim bu parayı” dedi.



"En İyi Erkek Oyuncu Ödülü"nü ise Erdal Beşikçioğlu aldı. 


ŞEVKİT ÇORUH'UN KONUŞMASI

Şevket Çoruh konuşmasında, “Yani şunu hep anlamaya çalışıyorum, şurası çokta kocaman olmayan bir salon. Koca koca köprüleri açan adamlar, koca koca rezidanslar, koca koca binalar, koca koca yollar yapanlar çok eğlenceli konuşuyorlar ama benim şu anda ağlayasım var… Kutsal kitaplar ilk önce söz vardır diyor. Bilim ilk önce eylem vardı diyor. Eylemde bir mekanda gerçekleşir. O yüzden atalarımızın dediği gibi dünyada mekan ahirette iman. Ama önce mekan! diye başlamak isterdim sözlerime başlayamıyorum, çünkü bu sözler Kenter Tiyatrosu açılışında Aziz Nesin’in söylediği sözler… Neden bu kadar ızdırap? Bunca yoksunluğa, parasızlığa rağmen bu inat niye? Neden bu çektiğimiz öfke? Yaptığımız emeğin karşılığını görememek? Çünkü bizler işini iyi yapan, mesleğini iyi yapan insanlar olarak geleceğimiz için daha doğruya daha güzele, aydınlık bir yolda olmalıyız diyor ama ben diyemiyorum çünkü bunu Yıldız Kenter tiyatrosunun 10. yılında söylüyor! Ya da Ferhan Ağabeye sormak lazım bunu. 1885’te yapılmış bir tiyatroyu bugünlere kadar getirdi. Ferhan ağabey olmasaydı Ses Tiyatrosu bugünlere kadar yaşayabilir miydi? Ziverbey’de bir köşkü alıp benim gibi başka hiçbir şey olamayan bu adamı adam eden Müjdat Gezen gibi bir hocam olmasaydı bunlar olmazdı. Burada locaların bir adları var. 1884 senesinde 200 işçi tarafından yıkılan Gedikpaşa Tiyatrosu adını ilk locamıza verdik. İkinci locaya Türkiye’nin en önemli hocalarının sahneye çıktığı Şan Tiyatrosu'nun adını verdik. Localar şöyle gidiyor, ilk yıkılan, ilk yakılan… Sol altta bulunan yer 'Küçük Sahne' sağ altta bulunan kısım aynı zamanda bizim orkestra çukurumuz burasının adı da 'Ses Tiyatrosu' sağ tarafımdaki locanın adı 'Kenter Tiyatrosu' diğerinin adı 'Dormen Tiyatrosu'.

Geceye katılan Müjdat Gezen konuşmasında, “Şevket ben sana dedim ki hocanın dediğini yap yaptığını yapma. Ben dünyanın bir çok yerinde sahneye çıktım bu kadar güzel bir salon görmedim. Geçenlerde burası bitmeye yakındı. Bir kutu getirdiler bana. Kutunun içinden bu tiyatronun anahtarları çıktı. Savaş Dinçel’in buraya adının verilmesi özel bir vefa duygusu. Şevket, Savaş’a tapardı ama Savaş’ta Şevket’i evladı gibi severdi. Şevket’e allah onun bütün sahne güzelliklerini versin inşallah.” dedi.

Ardından Müjdat Gezen Şevket Çoruh’a bir sürpriz yaparak Kel Hasan’ın Tulûat’ta giydiği fesi devretti. İsmail Dümbüllü’ye devretmesi ve oradan Münir Özkul’a devredilen ve ondanda Müjdat Gezen’in devraldığı fasi Müjdat Gezen Şevket Çoruh’a devretti. Cam bir fanus’un içinde bulunan fesin üzerinde “Kel Hasan Efendi’nin Tulûat’ta giydiği bu Fes, İsmail Dümbül’lüden Münir Özkul’a, Münir Özkul’dan Müjdat Gezen’e, Müjdat Gezen’den Şevket Çoruh’a devredilmiştir.” yazılıydı. 

http://www.insanhaber.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)