Halk dilinde şiir yazmayı savunan şair Orhan Seyfi Orhon
Türk edebiyatında hece ölçüsü ve halk dilini benimseyerek şiir yazımını savunan Orhan Seyfi Orhon, vefatının 53. yılında hatırlanıyor. Orhan Seyfi Orhan kimdir? Orhan Seyfi Orhon'un hayatı.
Beş Hececiler hareketinin öncülerinden olan
Orhon, aynı zamanda şair, yazar, gazeteci ve siyasetçi
kimlikleriyle edebiyat dünyasında önemli
bir yere sahip.
Orhan Seyfi Orhon,
Miralay Mehmet Emin Bey ve Nimet Hanım'ın oğlu olarak 23 Ekim 1890
tarihinde İstanbul Çengelköy'de dünyaya geldi. Eğitim hayatına
Çengelköy İlkokulunda başlayan şair, ardından Havuzbaşı
Mektebini bitirdi. Ortaokulu Beylerbeyi Rüştiyesinde, liseyi ise
1909 yılında Mercan İdadisinde tamamladı. Edebiyat öğretmeni
Celal Sahir Erozan'ın
teşvikiyle şiire yönelen Orhon, eserlerini Abdülhak
Hamit Tarhan, Cenap Şahabettin ve
Tevfik Fikret'in
etkisiyle yazdı.
2. Meşrutiyet'in ardından Ziya
Gökalp'in öncülük ettiği "Milli
Edebiyat" akımından akımından
etkilenen Orhan Seyfi Orhon, Türk şiirine hece ölçüsünü ve
halk dilini kazandırmak amacıyla Enis
Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy, Yusuf Ziya Ortaç ve
Faruk Nafiz Çamlıbel ile birlikte
"Beş Hececiler" adlı edebiyat grubunu kurdu.
Orhon’un edebiyat dünyasında tanınması
"Fırtına ve Kar"
isimli şiiriyle oldu. İlk şiirlerini 1909 yılında "Samanyolu"
dergisi aracılığıyla okurlara sunan
şair, 1913'te yazdığı bu şiiri sayesinde geniş bir çevrede
dikkat çekti. Eğitim hayatında, üniversiteye Tıbbiye Mektebi'nde
başlayıp anestezi uygulamasında yaşadığı sağlık sorunu
nedeniyle eğitimini yarıda bıraksa da, 1914 yılında İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni tamamladı. Eğitimini takiben,
kısa bir süre Meclis-i Mebusan Kalemi’nde memurluk yapan Orhon,
Ankara’daki hükümet kuruluş çalışmalarından sonra birçok
eğitim kurumunda edebiyat öğretmenliği görevinde bulundu. Harp
Akademisi, Harbiye Mektebi, İstanbul Erkek Lisesi, Erenköy Kız
Lisesi, Pertevniyal Lisesi ve İtalyan Lisesi bunlar arasındaydı.
Orhon, özellikle toplumsal olayları hicivle
ele aldığı şiirleriyle edebiyat dünyasında iz bıraktı.
1919’da yayımladığı şiirleri ve özellikle "Peri
Kızıyla Çoban Hikayesi" kitabı,
sade Türkçe ve hece ölçüsünün başarılı örnekleri olarak
takdir gördü. İçli ve duygu yüklü şiirleriyle dönemin öne
çıkan isimlerinden biri oldu. 1932-1938 yılları arasında Orhon’un şiir
ve yazıları Edebiyat Gazetesi, Hızlanış, Ayda Bir, Her Ay ve Her
Şey gibi dergilerde yayımlandı. Bir dönem Yusuf
Ziya Ortaç ile birlikte çalıştığı
ve ismiyle özdeşleşen "Çınaraltı"
dergisini de 1941-1944 arasında edebiyat dünyasına kazandırdı. 1945 yılına gelindiğinde, Tasvir-i
Efkar gazetesindeki köşe yazılarıyla
gazeteciliğe yönelen Orhon, daha sonra Cumhuriyet ve Ulus
gazetelerinde de yazılar kaleme aldı. Siyasi kariyerine ise 1946’da Zonguldak
milletvekili olarak adım attı ve 1965-1969 yılları arasında
İstanbul milletvekilliği görevini sürdürdü. Eserlerinde aşk kadar vatan sevgisi, yalnızlık
ve ölüm temalarını işleyen şairin birçok şiiri farklı
müzisyenler tarafından bestelenmiştir. Bu eserler arasında
özellikle Yusuf Nalkesen’in 1951 yılında muhayyerkürdi
makamında yorumladığı "Veda", sanat dünyasında geniş
yankı uyandırmış ve bugüne kadar birçok sanatçı tarafından
seslendirilmiştir.
Orhan Seyfi Orhon, edebiyata olan katkılarını
uzun yıllar boyunca sürdürdü ancak 22 Ağustos 1972 tarihinde
İstanbul’da geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.
Türk edebiyatına kazandırdığı eserler
arasında "Fırtına ve Kar", "Peri Kızıyla Çoban
Hikayesi", "Gönülden Sesler", "O Beyaz Bir
Kuştu", "Kervan", "Hicviyeler", "Şiirler",
"Asri Kerem", "Düğün Gecesi", "Çocuk
Adam", "Fiskeler", "Dün Bugün Yarın" ve
"Kulaktan Kulağa" yer almaktadır. Gercekedebiyat.com
YORUMLAR