Son Dakika



Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Erdal Öz Edebiyat Ödülü seçici kurulun oybirliğiyle aldığı kararla Orhan Koçak'a verildi. 

Kurucusu Erdal Öz anısına Can Yayınları ve Öz ailesi tarafından düzenlenen ödülün yeni sahibi dün yapılan toplantıyla basına duyuruldu. Toplantıda Can Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Sırma Köksal’ın, her yıl bir üyenin ayrılıp bir başkasının katılımıyla yenilenen jüriden bu yılın seçici kurul başkanı Turgay Fişekçi’nin ayrılıp Cemil Kavukçu’nun aralarına katılacağını da duyurduğu açılış konuşmasından şunları söyledi:

“Bu sene ödül töreni maalesef yapmıyoruz. İçinde bulunduğumuz koşullar göz önüne alındığında, çok neşeli, keyifli bir yıl geçirmiyoruz. İçimizden bu sene böyle bir şey yapmak gelmedi. Gelecek yıllarda tekrar tören yapabileceğimiz koşulların olacağını umuyoruz.”

Ödül alan Orhan Koçak şunları söyledi:

“Her şeyden önce, Erdal Öz benim için sadece hikâyeci değildi. 19-20 yaşlarında Ankara’da tanıdığım, kitapçısına gittiğim, onun görmezden geldiği anlarda bazı kitapları ‘kamulaştırdığım’ biriydi. O yüzden benim için çok tatlı bir ödül oldu. Benim yaşımda bir insanın ödül alması çok mahcubiyet verici bir şey. İnsanın torunu olması gibi bir şey, bu. Sizin eseriniz değildir ama yine de sevinir, seversiniz.

Başka şiir eleştirmenleri, eleştirmenler de var. Bu tür ödülleri gençlerin alması lazım.

Seçici kurulun ödülü özellikle şiir eleştirisi emekleri dolayısıyla bir isme verme kararını çok teşvik edici buluyorum. En azından umuyorum, yazarlar ve araştırmacılar için böyle bir etkisi olur.

Çok ciddi eleştirel girişimleri, araştırmaları olan, benden daha genç ve farklı kuşaklardan çok sayıda insan var. Türkiye’de eleştiri çok canlı. Çeşitli dergileri takip edenler bunu görüyorlardır. Yayın imkânları eskiye oranla çok daha kısıtlanmış durumda.

Ama bu imkânsızlık ortamına rağmen yapmak isteyen yapıyor. Şiir eleştirisinin okura ne kadar ulaşabildiği sorusuna gelince, şiirin kendisinden daha az olmalı. Ama şiiri okumayıp eleştirisini okuyan insanlar da gördüm. Daha çok genç insanlar, edebiyat öğrencileri sözünü ettiğim. n Bir dönem Nurullah Ataç, Fethi Naci, Memet Fuat gibi otorite olmuş edebiyat eleştirmenleri vardı. Öncelikle bunun gerekli olup olmadığını, edebiyat dünyasına etkilerinin nasıl olduğunu soracağım. Ayrıca bugün böyle bir kuşağın var olmamasına nasıl bakıyorsunuz? O tür bir edebi otorite figürü Türkiye’de bir defa oldu. O da Nurullah Ataç’tı. Memet Fuat öyle biri olmak istemezdi zaten. Hem kendini geriye çeken hem de Ataç’a göre çok daha demokrat biriydi. Ataç’tan sonra öyle biri olmadı. Bundan sonra da öyle birinin çıkması zordur. 40-50 yıldır çok kutuplu bir edebiyat dünyasında yaşıyoruz…”


GERCEKEDEBİYAT.COM

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)