cem-gunes-yeni-2182024210714.jpg


Voleybol ve basketbol dallarında dünya-Avrupa şampiyonlukları geliyor ve alıştık artık, yadırgamıyoruz. Bu başarılar hem kulüpler hem de milli takım olarak kazanılıyor. Türk takımları başarılı ancak futbolda aynı durumda değiliz. Bunun nedenini hiç düşünüyor muyuz?

 

 Futbolda başarılı Türk oyuncularının sayısı biraz arttı. Aralarında yerliler var ama sayı az, gerçek şu ki çoğu Almanya, Hollanda ve İngiltere doğumlu gurbetçilerimizin çocukları. Milli takımımızı da omuzladılar, peki neden? Çünkü onların doğup yetiştiği ülkelerin dört bir yanında büyük kulüpler ve başarılar var. Coğrafi denge ve eğitimde eşitlik var. Futbol ülkelerin coğrafyalarına dengeli dağılmış. Sporcu yetiştiren orta sınıfın yaşam şartları uygun ve medya bu konuda dengeli.


Türkiye'de futbolun üç büyük problemi var. Bunlardan ilki medya. Hafta sonu maçlar oynanıyor, daha sonra hafta boyunca spor stüdyolarında üç kulüp konuşuluyor. Spor gazetelerinde bunların özel sayfaları var. Az da olsa Trabzon da var. Maçlar bittikten sonra iki rakip takım değil tek rakip İstanbul takımı konuşuluyor. Takımlara eşit zaman ayırmayı öğrenin artık. Gazeteciliğin etik kurallarını anımsayın artık. Örnek veriyorum cumartesi günü İzmir'deki olaylardan sonra madyamız Fenerbahçe yöneticilerini durmadan konuşturdu, alt yazılarını yayınladı ama maç nerede oynandı? Fenerbahçe kimle oynadı? Onların yöneticleri neden televizyonlarda canlı yayında aynı anda konuşturulmuyor? Medya Anadolu kulüplerine ikinci üçüncü sınıf muamele yapıyor da ondan. Üç büyüklerden biri Anadolu'da puan kaybederse bu ulusal bir problem olarak hafta boyunca halka sunuluyor. Hocanın hatası, dizilim hatası, oyuncu yanlış yerde oynatılıyor. Aah vah iki puan gitti.


İnsan psikolojisinde güçlünün yanında yer alma gibi bir tepi var. Bu yüzden sürekli ön plana çıkartılan, sermayenin en fazla tercih ettiği kulüpler taraftarın da çoğunluğuna sahip oluyor. Ataerkil refleks buna yöneliyor; Adana Beşiktaşlılar derneği, Antalya Fenerbahçeliler derneği, İzmir Galatasaraylılar derneği: Akıllara zarar... Liverpool'da Leedsliler derneği yok. Dormund'ta Stutgartlılar derneği yok. Norveç'in en başarılı takımı Rosenborg başkent Oslo'ya gelince orada taraftarı yok. Otobüslerle trenle geliyorlar. Oslo'da Rosenborg'lular derneği yok. Bu güce itaat-sürü kültürü çok az yerde var sayın okuyucu. Çok galip gelen, arada şampiyon olan takıma sığınıp psikolojik mutluluğu yakalamak tepisi bu. Mutsuzların sahte mutluluğu aradığı arena.


Futbolun ikinci problemi; Maçların yönetimi. Bir spor kulübü olma sıfatından çıkıp sanki 'toplumsal hareket' 'eylemci güç' haline gelen kulüplere karşı kritik düdük çalmak zor. Gündemde olduğu için yazıyorum Başkan Ali Koç'un İzmir'de yaşadığı olay. Filmi lütfen geri alalım ve empati yapalım. Göztepe Kadıköy'de; Kritik gri bölge kararıyla Fenerbahçe'nin golü iptal ediliyor ve aslında hakem verebilir golü. Ardından 'dokunulan' bir Göztepe oyuncusu kendisini gergedan tepmiş gibi yere fırlatıyor ve Göztepe penaltı kazanıp gol atıyor. Kadıköy korkunç gergin, tribünler 'gonurdanırken' Göztepe başkanı sahaya girip taraftar tribününe gidiyor.. Ne olur sizce??


Düdük %55 üç takıma çaldığı sürece futbola zehir her zaman karışacaktır. Bahis konusu da arka planda karanlık bir gerçek. Ankaragücü başkanı çileden çıktı hapsi boyladı. Kayseri'li Hanımağa çantalarla para taşıdı takımına ama usandı, yoruldu. Büyük kulüplerden biri Anadolu'ya geliyor puan kaybetmek üzere; maçta duraklama yok ama 9 dakika ekleniyor. Çikletten penaltı, esrarengiz kırmızı kartlar.. gol iptalleri.. Tekerlek bir kaç istisna harici hep aynı yöne dönüyor çünkü tersi korkunç. Her yerde taraftarları var, büyük adamlar köşe başlarında, medya baskısı ve ekmek davası korkusu. Bu bize böyle görünüyor. Gerçek başkaysa? Okuyucuların vicdan filitresine bırakıyorum.


Eğer önlem alınmazsa futbol holigan terörü ülkemizde cana ve mala ciddi zarar vermeye başlayacak çünkü sosyal medyada tehtitlerin dozu ve niteliği arttı. Yoksa birileri büyük kulüp taraftarları üzerinden toplumsal bir anaşiyi mi organize etmeye çalışıyor?

 

 Futbolun üçüncü problemi: Bütçe. Takımların bütçeleri arasında dev uçurumlar var. Yabancı yatırımcıya açılan kulüplerle de alay ediliyor. Bu alaycılar hemen hemen tamamı yabancı yatırımcıların elindeki İngiliz kulüpleriyle alay etmiyor ama. Taraftar sayısı, yatırımcı ve medya yönlendirmesi. Türk futbolunda coğrafi denge, sağlıklı alt yapı, medya adaleti ve adil maç yönetimleri gelmezse ülkenin zenginlikleri Afrika, Latin ve Balkan kökenli futbolcuların ve antrenörlerin banka hesaplarına aktarılmaya devam edecek, çünkü bünye başarı üretemiyor, bünye yeteri kadar futbolcu yetiştiremiyor, bünyede üç tane takım var gerisi üvey evlat; BÜNYE HASTA.


Cem Güneş

Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler