Son Dakika

mustafa-bilgin-hikmet-kar-26102024222350.jpg


Bilgi Yayınevinin, 322 sayfa kitap olarak kültür hayatımıza armağan ettiği, bu nedenle 322 kere teşekkür edilse az gelecek Aramızda Kalmasın söyleşilerinden biri de çok yönlü sanatçımız Hikmet Karagöz’le yapılmış.

 

Dostumuz Celal Karaca’nın yüz yüze yapıp kayda geçirdiği sıcak sohbetten öğrendiğimiz bir elmas ayrıntı var; Hikmet Karagöz sanat yolculuğunun başında, her alanda ustası saydığı Altan Erbulak’tan “el almış”. 

Hikmet Karagöz’e on dört soru sormuş Celal Karaca, biz karikatüre ilişkin olanlara spot ışığı tutacağız bu kısa yazıda: 

Celal Karaca (CK)- Tiyatronun yanı sıra resim ve karikatürle de ilgileniyorsunuz. Karikatür alanında bir de ödülünüz var değil mi? 

Hikmet Karagöz (HK)- 1979 yılındaydı sanırım, Mimarlar Odası’nın düzenlediği bir yarışmada ikincilik ödülü almıştım. Okul yıllarında resme ilgi duymaya başladım. Gelişen olaylar beni tiyatrocu yaptı. Tiyatrocu Hikmet Karagöz olarak tanınırken resimle de sıkı bağ kurmaya başladım. Okul yıllarımdan bu yana resim ve karikatüre karşı ilgim büyüktü. (…) Ustam Altan Erbulak’ın teşvikleriyle bir tabelacı dükkânı açmıştım. On yıl kadar bu işle uğraştım. Ben, estetik ve duygusal yanına ağırlık verdiğim için tabelacılıktan para kazanamadım. Zaten, yaşamım boyunca hiç para hırsım olmadı. 

 

CK- Resim ve karikatürde sizi etkileyen birisi var mı? 

HK- 1970-1976 yılları arasında Metin Serezli ile Altan Erbulak’ın birlikte kurdukları Çevre Tiyatrosu’nun oyuncu kadrosunda yer almıştım. Bu süre içinde on parmağında otuz hüner olan ustam Altan Erbulak’tan ne öğrendimse onu sergiliyorum. Resim olsun, karikatür olsun ondan öğrendiklerimle kendi yorumumu harmanladım hep. (…) 

CK- Siz bunları söylerken bir sözünüz aklıma geldi: Mimarlar Odası ile Karikatürcüler Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği karikatür yarışmasında ödül aldınız. Sanıyorum bununla ilgili söylenmiş bir söz bu. Şöyle diyorsunuz: “Bu ikincilik tiyatroda, sinemada ve yaşamda hep ikinci olmamın simgesi.” 

HK- Evet, evet. Yani birinci olmak değil ama mutlaka ikinci olmak önemli benim için. (…) 

“İkincilik yaşamımın simgesi” diyor Hikmet Karagöz, şikâyet etmiyor, samimiyetle benimsemiş, içselleştirmiş. 

Çarpıldım diyebilirim bu yanıtı okurken…  

Ben de biraz öyleyim çünkü… İkincilik daha mutluluk verici, kişiliğime daha uygun bir konumlanış diye düşünürüm 

Birinciliğin’, en önde olmanın, beklentinin sonsuz olduğu yıpratıcı baskısından haz etmeyen, fakat güvendiği birincinin, sırtını gözü kapalı dönebileceği, her koşulda yanında duran güvenilir bir ikincilik karakteri, bana daha uygun gelmiştir oldum olası. 

Zaten severdim, bu kişilik özelliğini okuyunca gönül bağım daha bir sıkılandı Hikmet Karagöz’e. 

 

Gönüllü ikinci diyebileceğimiz bir sanat emekçisinin soyadıdır Karagöz  

Karagöz deyince; bin yıllık gölge oyunumuzda da, ismi ikinci sırada dillendirilmez mi Karagöz’ün? 

Hacivat da önemlidir, şüphesiz bizimdir ve bu nedenle “Karagözü sağlam” Hacivat’lar hep birinci gelsin isteriz… 

Ama Karagöz olmak başlı başına övünçtür bize. 

(5 yıl önce, 27 Ekim 2020’de, ustası Altan Erbulak’a kavuşan Karagözlerden Hikmet Karagözün bütün sanat emeğine alkış olsun bu yazı.) 

Mustafa Bilgin 
Gercekedebiyat.com 

ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler