Refik Durbaş’ın ‘Çaylar Şirketten’i
(…)
unuturum kuş seslerinden örülmüş gurbeti
unuturum kes hızını ağlatma el kızını
unuturum kuzu kurdun yol Ford’un bu geceyi
unuturum Orhan Gencebay’ı, dertler benim olsunu
Sevdamın anayurdu gece
bir
tek
seni
unutmam
Ece
‘Çaylar Şirketten’ böyle biter…
Şair Refik Durbaş’ın bir kitapçık oylumundaki uzun şiiri Çaylar Şirketten, yayınlandığı yıllarda ses getiren bir çalışması olmuştu.
Çizgi anlatıma da uygun özelliğiyle hep aklımda gezdi durdu bu kitapçık, sanki çizilecekmiş gibi…
Şehirlerarası bir otobüs firmasında “mâvinlik” yapan Halil’in yoksulluğuna, sıla hasretine, özellikle de isminin Ece olduğunu öğrendiğimiz yolcuya duyduğu imkânsız aşka odaklanarak, duyarlılık yüklü bir yolculuğa çıkarır okurunu Refik Durbaş.
Bu, toplumcu gerçekçi şiirin bir yerinde, Halil’in hangi otobüs firmasında çalıştığını merak edenler; “Pamukkale Turizm” olduğunu, muavinimizin anonsunda öğrenirler:
(…)
Sonra alırsın mikrofonu eline:
“Sayın yolcularımız
Pamukkale Turizm Otobüs İşletmesine ait otobüsünüz
kaptan pilotunuz Kemal ve yardımcısı Halil’in
yönetiminde 587 kilometrelik İstanbul – İzmir
seferine başlamış bulunuyor. Kaptan pilotunuz
ve ben firmamız adına hayırlı yolculuklar dileriz.
Şikâyetlerinizi firmamıza, memnunluklarınızı
dostlarınıza iletiniz.”
Kim dinler motorun uğultusunda kaybolan sesini
Kendi sesinden başka
(…)
Pamukkale Turizm’in biz karikatürcüler için diğerlerine göre şöyle bir farkı vardır; 2011 yılında, Denizlili köklü bir ailenin kurduğu bu firmanın bir yetkilisi, aynı şehirde yaşayan yakın arkadaşı Mehmet Selçuk’u arar; Yolcularımız için aylık bir mizah dergisi çıkarmak istiyoruz, der.
Derhal kolları sıvayan Karikatürcü ve Karikatürcüler Derneği’nin Denizli temsilcisi Mehmet Selçuk dostumuz, derginin yayın yönetmenliğini üstlenir…
“Seyahat halinde güldüren dergi: Kambüs” Pamukkale Turizm’i yeğleyen yolcularına ücretsiz dağıtılacaktır.
Mehmet Selçuk pek çok yazar-çizer arkadaşını arayarak, telifini ödeyeceği karikatürler-yazılar ister.
Sevgili Mehmet böylelikle bana da, dergide yayınlanan bir iki karikatürümün telif ücreti karşılığı olarak, sağlığına içtiğim “bira-patates” paraları kazandırmıştır.
Gel gör ki, her yolculuk bitmeye yazgılıdır, Kambüs’ün yolculuğu altı sayı sürer.
İstemeden de olsa, “reklam arası” gibi duran bu bölümün sonunda, direksiyonu yeniden “mâvin Halil”e kırmadan önce buraya bir gözlemimi sıkıştırmak isterim.
Üç-dört yıl önce, bir tatil yöremize giden otobüsün ön koltuklardan birinde yolculuk yapıyordum. Muavine “kaptan yardımcısı” denildiği günlerdeydik artık. Kaptan yardımcısı genç, tez canlı kişiliğiyle yolculara hizmet ederken, küçük sakarlıklar, yer yer şapşallıklar yapan sevimli bir biriydi. Bana zararı dokunmuyordu, hatta eğleniyordum bile ama onun şapşallıkları, sorumluluğu iki omzunda iki apolet gibi taşıyan kaptanımızı kızdırıyordu.
Kaptan bir ara yardımcısının arka tarafta olduğu bir anda, aynadan göz teması kurduğu biz yolculara dedi ki:
-Bu benden fazla maaş alıyor, düşünebiliyor musunuz?
İlk kez duyduğum, çok şaşırtıcı gelen bu bilgi Refik Durbaş’ın Halil’ini getirdi aklıma… ‘Çaylar Şirketten’in yazıldığı yıllarda da muavin maaşı, şehirlerarası otobüs şoförü maaşından fazla mıydı acaba?
Kaptanlık kadar “havası” olmayan fakat koca otobüsü havada taşır gibi zahmeti olan kaptan yardımcılığı için yeni Haliller bulmakta zorlanan firma patronları belki de sonradan kesenin ağzını açtılar, bilemiyorum.
Bildiğim bir şey varsa, onların maaşları ne olursa olsun, çektikleri aynı kahır, aynı yoksunluk, aynı gurbet acısı, aynı sevdadır!
(…)
Ama yol bitmek üzere değil
Yolculuk bitmek üzere değil
Uykusuzluk
Yorgunluk
Yoksulluk
Bitmek üzere değil
Bitmek üzere değil ne sılam ne gurbetliğim
(…)
Her yolculuk bitmeye yazgılıdır, dedik ama “son yolculuk” hariç…
Bugün 1 Aralık, şair Refik Durbaş’ın ölüm yıl dönümü…
Duyarlı dizeleri miras, 6 yıl oldu son yolculuğa çıkalı, bedenen aramızdan ayrılalı…
“Rüzgârına şîvan düşe ayrılık”
Mustafa Bilgin
Gercekedebiyat.com