Otelimdeki Profesör Doktor
2003-2016 yılları arasında gazete karikatürcülüğü yaptığım toplam on üç yıl içinde, “Zevcene bir hayrın dokundu mu”, diye sorarsanız aile bütçemize “akmasa damlar” yaptığım katkı dışında, “Cumhuriyet gazetesinin anlaşmalı olduğu otellerde iki kere bedava tatil”, diyebilirim. 2006 yazında Milas-Haluk Otel, 2007 yazındaysa Bitez-Manuela Otel’de, var olsunlar, çok iyi ağırlanmıştık. Şansa bakın ki, bu iki otelde de, özellikle akşam yemeği sonrasında laflayacak kafa dengi birilerine rast gelememiştik. Fakat o gün, Bodrum-Bitez tatilimizin beşinci gününde otele ‘giriş yapan’ karı-kocanın, bir haftalık dinlencemizin tekdüzeleşen son iki gününe bir parça can katacağını duyumsadım. Erkek tatilcimiz, pos bıyıkları, kalender görüntüsüyle sohbet edebileceğim bir “eski tüfek” izlenimi veriyordu. Akşam yemeği sürecinde, masaları çaprazımda kalan yeni misafir çifti gözlem altında tutuyor, özellikle adamımızı izliyordum. Amacım yemekten sonra tanışmaktı. Ben onunla, eşim de karısıyla arkadaş olabilirdik sanki… İçtikleri soğuk biraların süresini uzattığı yemekleri biter bitmez yürüyüşe çıkan çifte yetişip kendimi tanıttım. “Memnun oldum”, dedi pos bıyıklarını hoplatarak, “ben İbrahim, bu da eşim Birgül Ayman Güler…” Başımdan aşağı kaynar sular döküldü… Tarihi Cumhuriyet Mitinglerinin en görkemlisi İzmir Mitingi’nin konuşmacıları içinde ismini duyduğum, fakat yüzünü o güne kadar görmediğim, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi öğretim üyesi, değerli aydınımız Prof. Dr. Birgül Ayman Güler… Önce Birgül hocayı tanıyıp kendimi tanıtmam, sonra değerli eşi İbrahim bey ile tanışmam gerekirdi doğal olarak… Ah, o pos bıyıklar yok mu… Nasıl da göz alıyor, çevresindeki her şeyi kapatıyordu! Bütün yüce gönüllü insanlar gibi çabucak affettiler beni ve ay ışığının rengini kattığı sahile sıralanmış sehpaların birinde, Cumhuriyet mitinglerinden, karikatürden, sanattan gece boyu konuşmuştuk. 2011’deki genel seçimlerde CHP milletvekili oldu Birgül hoca fakat “6 Ok’u” gerçekten savunan pek çok değerli isim gibi zaman içinde partiden tasfiye edildi. Bir dönem, benim çizer onun yazar olarak Aydınlık gazetesinde de buluştuğumuz Birgül hocayı tarihin haklı çıkaracağına gönülden inanıyorum, fakat tatilin konu edildiği bu yazıya bu tartışmanın fazla olacağını düşündüğüm için, ayrıntıya girmek istemiyorum. Yerküremizde emeğiyle yaşayan her bir ferdin gönlünce yaşamasını dilediğim tatlı bir heyecan içindeyim. Yeniden güç toplamak, kışa dayanabilmek için, bol deniz, birkaç kitap, kararınca içki ve kimi dostlarımla ışıldayacağını umduğum yaz tatiline çıkıyorum. İlhan Selçuk’un söylediği gibi, “Kafamızı da yanımızda götürdükten sonra nasıl tatil yapılır” ama beden istiyor işte… Umarım bu dinlence sürecinde, yine, Birgül Ayman Güler gibi, İbrahim Güler gibi yurtseverlerimizle tanışma şansı bulurum… Ve umarım bu arada bütün yurtseverlerimiz, daha fazla uzatmadan, birlikte yürümenin bir yolunu bulurlar. Gerçek Edebiyat’ta, yayın yönetmenimiz Ahmet Yıldız’ın davetiyle başladığım “Karikatür Pazarı” başlıklı yazılarımın 3. dönemi geride kalıyor böylece. Şimdilik izninizi rica ediyorum… Mustafa Bilgin
Gerçekedebiyat.com