Fotoğraf Altyazıları - 11
İçimizi şiirle ısıtırdık her gece...
Havuzdaki su dondu ve kar birikti
savrula savrula. Hava kar topluyor diyorduk öncesinde. Cemal Süreya' nın yukarıdaki
şiirinde söz ettiği yazar Raif Ertem idi, Cumhuriyet Gazetesi
Bilim Teknik ekinde, Rastgele başlıklı köşesinde avcılık
üzerine yazıları olurdu o yıllarda... Süreya sülünler ve
yüzleri hakkındaki bilgiyi de onun bu yazılarından öğrenmiştir. Sonra araştırdıydım, Sülün'ün
yüzü niçin bir atmosfer olayı diye... Güneş ışığının
soğurulma derecesine göre renkleri görüyorduk ya bir ışık
tayfı, gökkuşağı gibiydi yüzleri. Daha çok da erkek sülün
yüzleri. Suyun donma derecesi bilinir. Akan su hızla akıyorsa
donmaz genellikle... Kanat çırparak suya hareket veren yaban
ördekleri durgun suyun donmasını önlemeye çalışır. Bu arada iklim öyle değişti ki
Arabistan çölüne kar yağdığı gibi şelaleler bile dondu. Ama
Gebze’ye yağmadı. Ocak ayı bitmek üzere kar değil damla yağmur
bile yok... Hava neredeyse bahar diye pencereyi de araladım ve Adnan
Yücel, Bir Özlem Bir Türkü kitabını okuyorum, ‘Hoş geldin!”
diyor şiir: “En güzel haberler Sen ki karanlıklar ülkesinden Keşke bakmasaydım
sessizliğine Önce şarkılar dizildi kurşuna Yüksek sesle konuşulmaz bilirsin Nasıl diyeceğiz şimdi şu
Haziran’dan çalma güne "hoş geldin iki gözüm, biz bizeyiz
şimdi" diye şiirle... Zemheri olmalıydı, uzadıkça
uzamalıydı günler... İçimizi şiirle ısıtırdık her gece...
Gün yine
hukukun iki dudak arasından çıkan hezeyanlarına boyun eğer
oluşuyla üşütüyor içimizi.
Kar kötülükleri kapatmıyor.
Ancak suya dönüşecek. Kirli aksa da durulacak sonunda.
Buna
umut diyeceğiz şimdilik, sonra sular duruldu. 22.1
2022.
Penceremden bakıp, üzerinde buz tabakası oluştuğunu,
dahası buz üzerine kar biriktiğini görüyordum.
Sonra geçen
yıl sonbaharda birden iş makineleri çalışmaya başladı… Ben
salona kaçtım gürültüden… Havuzu yıkacaklarını
düşünmemiştim, çevresindeki baraka binaları yıkıp, görüntüyü
temizleyeceklerini sanıp. Yanılmışım… Havuz gitti! Orası
şimdi halka açık, ücretsiz bir otopark. 22.1.2024
Bizim
site havuzunun donmasından bir yıl sonraydı, Kuğulu Park donmuş
gece ve tüm TV haberlerinde bu vardı, Ankara'nın karlı
görüntüleri arasında. Buzların bir kısmını kırmışlar ki
yapay gölde kuğular suya girebilsin ve dışarıda donmasın diye.
Aklıma “Keşke yalnız bunun için sevseydim seni” diyen nehir
şiirden bir bölüm geldi hemen;
"Sülünün yüzü bir
atmosfer olayıdır.
Rasgele yazarı avcıdan
öğrendim:
Yabanördekleri donmasın diye,
Suya nöbetleşe
kanat vururlar."
Baharın
diliyle gelirmiş derler
Hoş geldin;
Biz bizeyiz şimdi yangın
yerinde
Zulümle boğuşan zaman
Meğer ne pınarlar tüketmiş
sende
Geciken
sabahları taşırdın
Bir elinde ırmaklar
Bir elinde
rüzgârla
Pürköpük coşarak yaşardın
Tutuşup yandı bakışlarım
Gözlerin nasıl
hücreleşti böyle
Yüksek sesle konuşulmaz bilirsin
iyi
bak şu yaşamın yüzüne
Ve dinle
intihar bunalımında
yüzerken evler
Sokaklarda diz boyu iğrençlik
Tükürüksüz
açılmıyor gazeteler
Ve bir zaman
Yüreğimize gömdüğümüz
efendiler
Açıp yelkenlerini
Selamsız ve sabahsız gittiler
Sonra
kahkahalar ve kuşlar
Şimdi bu serseri akşamlarda
O eski
şarkılardan
Bir tek nakarat dolaşır yalnızca
Dudaklarına
bahar düşmüş biri
Nasıl anlatır ki sevincini
Hoş geldin
iki gözüm
Biz bizeyiz şimdi
Gecikmiş bir mutluluk içinde
Adı
nedir gelecekteki güzelliğin
Bari gözlerinle söyle
Söyle
ki
Bir tüy bile yanmasın
Bu zamansız kırlangıç göçünde”
Ünsal Çankaya
Gercekedebiyat.com