Son Dakika

halit-payza-1922024223929.jpg


Eski Ordu Marşı’nın sözlerini kimin yazdığı bilinmiyor, bestecisi olarak İsmail Hakkı -Aksoy- Bey’in adı geçiyor. İsmail Hakkı Bey bu marşı Rast makamında besteler.

Ey şanlı ordu, ey şanlı asker
Haydi gazanfer, umman-ı safter
Bir elde kalkan, bir elde hançer
Serhadde doğru ey şanlı asker.

Deryada olsa herşey muzaffer

Dillerde tekbir, Allahü ekber

Allahü ekber, Allahü ekber
Ordumuz olsun daim muzaffer.

Cemal Kutay, Kuşçubaşı Eşref Sencer Bey’in anılarına dayanarak Eski Ordu Marşı’nın bestecisinin Alman Piyanist Bergrinn’in bestelediği bir Türk Marşı olduğunu ileri sürer. Kutay, Osmanlı Sürgünlerinin Öyküsü, Malta Esirleri kitabında1, Kuşçubaşı Eşref Bey’in, marşın bestecisi olarak Alman besteci piyanist Bergrinn’in ismini verdini yazar. Eşref Bey’e ve onun anılarından aktaran Kutay’a göre, marşın bestecisi İsmail Hakkı Bey değil, Bergrinn’dir.

İsmail Hakkı Bey, 1865 yılında İstanbul’da, Balat’ta, Molla Aşki mahallesinde doğuyor. Babası “İdare-i Husûsiye” memurlarından hanende Reşid Efendi. İsmail Hakkı Bey, ilk kez kendi mahallesindeki camide okuduğu ezanla ilgi çekiyor. Rastlantısal olarak keşfediliyor. Keşfeden yüksek dereceli bir saray görevlisi oluyor. -Onu keşfeden görevlinin Saray Müezzini olduğu da söylenir.- Görevli Muzika-i Hümayun’a alınmasını öneriyor. Enderun’da,  Suyolcu Lâtif Ağa’dan musiki dersleri alıyor. Lâtif Ağa sesi pek güzel olan İsmail Hakkı Bey’e Batı musikisi ve notası öğretiyor, ‘Sersazende’liğe yükseliyor. Ardından kolağası rütbesini alarak, müezzin başı oluyor. 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanı ve Teşkilat-ı Esasi’nin yeniden yürürlüğe konulması ile birlikte Musiki-i Osmanî adı altında bir topluluk kuruyor, bu topluluk daha sonra Musiki-i Osmanî Mektebi adını alıyor. Daha sonraları İsmail Hakkı Bey’i, önceki adı Darülelhan olan, İstanbul Belediye Konservatuarında görüyoruz. Konservatuar’da; Tertip ve Tasnif Heyeti üyeliği, Fasıl Şefliği, Solfej Muallimliği gibi görevler üstleniyor. 

İsmail Hakkı Bey, aralarında Sinagog ve Havra’larda da okunan bine yakın eser besteliyor. Bunların içinde otuza yakın da marş, operet ve dinsel bestesi de bulunuyor. İsmail Hakkı Bey’in Türk Musikisi’ne getirdiği bir diğer yenilik de, keman, ney, tambur, klasik kemençe, ut, kanun, daire gibi çalgılardan ve okuyuculardan oluşan fasıl yapan incesaz denilen topluluktur. Osmanlı’da İsmail Hakkı Bey’e kadar yedi sekiz makam bilinir. İsmail Hakkı Bey, başta Şehnaz, Bûselik, Hisar, Nişaburek, Mahûr, Yegâh, Acem Kürdî, Ferâhfeza, Neveser, Evcârâ, Tarz-ı Nevin, Muhayyer Sünbüle, Pençgâh, Kürdî, Gerdaniye, Rahatülervah, Zavil, Nikriz, Acem gibi kullanılmayan makamlarda da eserler verir.

Cemal Kutay, Eşref Sencer Kuşçubaşı’nın Malta sürgünlüğünü anlatırken, Kuşçubaşı’nın anılarına dayanarak Eski Ordu Marşı’ndan söz eder. Kuşçubaşı Malta’da tutsak edildiğinde, kaldığı salonun yan tarafına Emden Kruvazör’ü Kumandanı Yüzbaşı Hans von Müller de tutsak olarak getirilir. Emden ve onun kumandanı Müller’in haklı bir ünü vardır. Emden ve kumandanı Türk korsanları gibi, Pasifik ve Hint Okyanusunda elli yedi gemiyi batırır ya da ganimet olarak ele geçirir. Madras kentinde bulunan bir petrol deposunu tahrip eder. Penang Limanında Rus hafif kruvazörü Yemşuy’u batırır.

İngilizler, Malta’nın sivil halkını, adadan boşaltılarak toplama kampı olarak kullanırlar. Ada’ya getirilenler İngilizler için önem taşıyan önemli isimlerdir. Öyle ki bir süre sonra Malta’daki tutsak sayısı, toplama kampı olarak kullanılmadan önceki sivil nüfusu geçer.

 Toplama Kampındaki hatırı sayılır tutsaklardan olan Yüzbaşı Hans von Müller ve Prens Fransuva Jozef, Kuşçubaşı Eşref Bey’e, yaptıklarının karşılığı olarak bir ziyafet vermeyi düşünürler. Eşref Bey ziyafete katılmak üzere Alman Tutsakların tutulduğu salona girerken Eski Ordu Marşı ile karşılanır.

Eşref Bey marşı duyunca olduğu yerde donakalır, gözleri yaşarır. Yüzbaşı Hans von Müller yerinden kalkar, Kuşçubaşı’nın yanına gider, elinden tutar ve marş hakkında bilgi verir.

Yüzbaşı Müller bu marşı Hint Okyanusunda dolanırken, Eşref Bey’in Hayber’de kırk kişilik kuvveti ile Emir Abdullah komutasındaki yirmi bin kişilik Arap kuvvetine karşı verdiği muharebeyi duymuştur.2 Bergrinn, bizde Eski Ordu Marşı olarak bilinen bu Türk Marşını Osmanlı Ordusu’nun karamanlığını da bildiği için, şükran duygusunun ifadesi olarak bestelemiştir. Yüzbaşı bunu Eşref Bey’e bir iltifat olarak oracıkta söyler.  O gün o salonda toplanan tutsaklar Eski Ordu Marşı’nı ayakta dinlerler.

Hiç kuşku yok ki, güfteyi oluşturan dizeler bir Türk’ün kaleminden çıkmış görülmektedir. Bestesi konusunda diğer kaynaklar Muallim İsmail Hakkı Bey’i gösterirken Kuşçubaşı Eşref Bey anılarında Alman Piyanist Besteci Bergrinn’i işaret etmektedir.3               

KAYNAK

Abm Yayınevi, 2014, s. 53-54.

Halit Payza, Maltadaki Babil Kulesi/Kuşçubaşı Eşref ve Malta Sürgünleri, Roman, Klaros Yayınları, 2023

Kişisel olarak söylemek gerekirse; marş, mehteran müziğine uygun bestelenmiştir. Bu yapısıyla da Muallim İsmail Hakkı Bey’e ait olduğu düşünülmelidir.

Halit Payza
Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler