Son Dakika



Nicaise, Gribouille ve Jacques Bonhommehiç kuşkusuz ozandılar. İspanyol Barok lirik şairi Gongora, Edgar Allen Poe, Mallarme onlar da ozandı kuşkusuz!

Ama dram nerede? Savaşan, benzerlerinin arasında yaşayan, özellikle sevdalandıklarında, yüreklendiklerinde ‘biz’ diyen ozanlarda değilse dram nerede?

Şiir bir savaştır.

Gerçek ozanlar şiirin yalnız kendilerine ait olduğuna asla inanmadılar. İnsanların dudağında söz asla kurumadı; sözcükler, şarkılar, çığlıklar hiç durmadan yinelenir, birbirleriyle çakışır, çarpışır, birbirlerine karışırlar.

Dilin işlevinin devinim alanı abartıya, taşkınlığa ve tutarsızlığa varacak kadar yaygındır.

Sözcükler dünyayı anlatır, sözcükler insanı anlatır; insanın gördüğünü ve duyumsadığını, var olan her şeyi, var olmuş olan şeyi, ilk çağları, zamanın ve anın geçmişini, geleceğini, istenci istem dışını, korkuyu var olmayanı ve var olacak olanı istemeyi anlatır.

Sözcükler yıkabilir de, sözcükler geleceği haber verirler, ardarda gelsin gelmesin, hiçbir şey onları yadsımaya yetmez. Gerçeğin oluşumuna katılırlar. Betimledikleri nesneler, olaylar, düşünceler yeterince etkili olmayınca yok olup gidebilir, ama kuşkunuz olmasın, sözcükler evrimlerini tamamlamak üzere başkaları tarafından bir rastlantı sonucu yine yaratılacak, yerleri çok geçmeden doldurulacaktır.

 Özü yansıtmak için biz pek az sözcük gerek, ama onu gerçek kılmak için bütün sözcükleri kullanmak gerek.

Çelişkiler, güçlükler, evrenimizin gidişine katkıda bulunurlar. İnsanlar bir sözlüğü bitirebilirler, ama ad koydukları şeyler yaşar, ad konamayan ise her şeyin sonu demektir, bu da akıl almaz ölümün sınırında başlar ancak.

Paul Eluard
(Şiirin Dolambaçlı Yolları, Telos Y. İst. 1997. Çev. Sevim Akten)
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)