'Türk' yazar ve 'Türkiyeli' yazar! / Metin Erksan
K. Marx ve F. Engels çokuluslu Osmanlı Devleti'ne ilişkin yazılarında, Türkiye ve Türkiyeli sözcüklerini ve deyimlerini kullanmazlar. Sürekli olarak 'Türk' sözcüğünü ve deyimini kullanırlar!
Nadir Nadi Bey (1908-1991) başyazarı olduğu Cumhuriyet gazetesinde 25 Ağustos 1974 tarihli ''Bunlar da İlerici Ha?'', 11 Eylül 1974 tarihli ''Kimdir Bunlar?'', 9 Ekim 1974 tarihli ''Türk ve Türkiyeli'' başlıklı üç ''Başyazı'' yazmıştır. Nadir Nadi Bey'in 26 yıl önce yazdığı bu üç başyazı, çok duyarlı bir sorun'un yetkin bir çözümüdür. Fakat bu tehlikeli sorun bugün de sürmektedir! Nadir Nadi Bey, 25 Ağustos 1974 tarihli, ''Bunlar da İlerici Ha?'' başlıklı başyazısını, Paris kaynaklı bir haber üstüne yazmıştır. Paris'ten bildirilen haber özetle şöyledir: Fransa'daki çeşitli Türk ve Yunan derneklerinin temsilcileri bir araya gelmişler, Kıbrıs sorununa ilişkin, dünya kamuoyunu uyaran bir bildiri yayımlamışlar. İstekleri şudur: Türk ordusunun Ada'dan geri çekilmesi. Bildiri Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve Türk ordusuna ağır suçlamalar yaparak sürmektedir. Nadir Nadi Bey'in bu konuda yazdığı başyazının bir bölümü şöyledir: ''Bu saçma bildiriyi burada eleştirerek okurlarımızın vaktini boşu boşuna yitirecek değiliz. Bizim anlamadığımız, adı-sanı açıkça yazılı Fransa'daki kimi Türk derneklerinin dolaylı yoldan bir an önce ENOSİS'i gerçekleştirmek amacı güttüğü besbelli böyle bir bildiriye hangi dürtünün etkisi altında katılmış olmalarıdır. Biz yine de bu habere inanmak istemiyoruz. Bütün iyi niyetimizle belki işin içinde bir yanlışlık vardır diye düşünüyor ve ortak bildiriyi imzalayan Türk derneklerini burada bir daha sergilemekten şimdilik kaçınıyoruz.'' Nadir Nadi Bey'in bu başyazısı üzerine Fransa'daki Türk dernekleri bir bildiri daha yayımlamışlar. Bildirinin birini Nadir Nadi Bey'e göndermişler. Nadir Nadi Bey 11 Eylül 1974 tarihli ''Kimdir Bunlar?'' başlıklı başyazısını bu nedenle yazmış. Bu başyazının kimi bölümleri şöyledir: ''Geçenlerde burada çıkan bir yazımda ölçülü bir dil kullanmış ve solcu Yunanlı örgütlerle birleşerek bildiri yayımlayan Türk derneklerinin adını saklı tutmuştum. Meğer aldanmışım. Sağcı olsun, solcu olsun Yunanlılar hesabına pek uygun düşen o bildiride bizim Parisli süper solcularımız kraldan fazla kral yanlısı çıkarak Türk ordusunun Ada'dan derhal çekilmesini, başpapaz Makarios' un geri dönmesini, Ada'da darbe öncesi düzenin yeniden kurulmasını istiyorlar, üstelik Türk Devleti'yle, Türk ordusunu Amerikan uyduluğuna kaymış olmakla suçluyorlardı. 25 Ağustos 1974 günü Cumhuriyet'te çıkan yazım üzerine bizim St. Michel Bulvarı ilericilerimiz bir bildiri daha yayımlamışlar. Bir tanesini bana göndermek lütfunda bulundukları bu yeni bildirinin başlığında dernek adını ve adresini açıkça belirttiklerine göre artık ben de buraya aktarmakta bir sakınca görmüyorum. Derneğin adı bir tuhaf: Dilbilgisi açısından dilimize pek uygun düşmüyor. -Fransa Türkiyeli Öğrenciler Birliği- denmiş. Herhalde -Fransa Türk Öğrenciler Birliği- dense daha düzgün bir Türkçe olurdu. Adresi de -6, Place St. Michel, Paris.'' ''Altına imza attıkları ortak bildiri sayesinde kendilerini Yunan uydusu olarak ilan ettiklerinin farkına varmazlar mı?'' ''Kıbrıs sorunundaki Türk tezini yabancı kamuoyuna duyurmak üzere dört bir yana heyetler gönderdiğimiz bu sırada anlaşılan -Türkiyeli- öğrencileri uyarmak amacıyla bir başka heyeti de Paris'e St. Michel meydanına yollamamız gerekecek. Eğer gözü kapalı ilericilerimizin (!) gözlerini açma olasılığı varsa.'' Nadir Nadi Bey, 9 Ekim 1974 tarihli ''Türk ve Türkiyeli'' başlıklı bir başyazı daha yazar. Bu başyazının kimi bölümleri şöyledir: ''Geçenlerde 'Türkiyeli Öğrenciler' deyiminin yersizliğine dair yazdığım yazı üzerine, Paris'ten ve Ankara Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden mektuplar aldım. Aldığım mektupların bir bölümü beni haklı bulmakta, daha büyük bir bölümü ise 'Türkiyeli Öğrenciler' den yana bir dil kullanmaktadır. Beni asıl şaşırtan, bu sonuncular arasında en ateşli görünenlerden birinin, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyesi bulunduğunu öğrenmek oldu. "Günümüz koşulları içinde sapık bulvar solculuğunun nerelere kadar sızdığını ve Türk soluna ne büyük zararlar verebileceğini göstermesi bakımından sayın öğretim üyesinin mektubu gerçekten düşündürücüdür. Paris kahvelerinde oturup Fransız kızlarına hoş görünmek için süper solcu (gauchiste) geçinmeye özenen bizim bir bölüm öğrencilerimizi Ankara'da imrenerek izleyen yandaşları bulunduğunu doğrusu bugüne dek aklımıza getirmemiştik. "Her yerde etnik gruplar vardır. İngiltere'de, Fransa'da, İtalya'da, komşumuz Yunanistan'da ve daha başka ülkelerde durum böyledir. "Etnik ayrıcalıkları sol değil, tam tersine çeşitli sağ akımlar kışkırtmak ve sömürtmek çabası içindedirler. Sermayenin emeğe karşı öteden beri sürdürdüğü bölücü yöntemlerden biridir bu. Sol ise her türlü etnik ayrıcalıkların dışında emeğin hakkını savunur, ırk, dil, din farkı gözetmeksizin insanın insan tarafından sömürülmesini önlemeye çalışır. "Fransız Komünist Partisi liderlerinden Jacques Duclos anadilinin -oksitan- diye benim adını yeni duyduğum bir dil olduğunu, Fransızcayı ancak ilkokula gittiği zaman öğrendiğini anılarında yazar. Ne Duclos'un, ne de başka bir komünist yandaşının söz ve yazılarında -Fransız halkları- ya da -Fransalılar- deyimini kullandığı görülmüş, duyulmuş mudur. "Hatta bizim süper solcuların -L'Association des ´etudiants de Turquie en France- (Fransa Türkiyeli Öğrenciler Birliği) damgasıyla imzaladıkları ortak bildirinin altında Yunan örgütlerinin imzasını bir görelim. Bizimkilerle aynı görüşü paylaşmış olsalardı, onlar da benzer bir deyim kullanırlardı. Oysa hiç yapmamışlar -´etudiants de Grêce- (Yunanistanlı öğrenciler) yerine -´etudiants Grec- (Yunan öğrenciler) demek suretiyle ulusal bütünlüklerini açıkça belirtmişlerdir. Türkiye'de etnik bir sorun yoktur. Bu topraklarda doğan ve elinde devletimizin kimlik kâğıdı bulunan herkes, aslı ne olursa olsun Türk yurttaşıdır.'' * Nadir Nadi Bey'in akıl, yöntembilimsel düşünce, bilimsel bilgi, mantıksal düşünce içeren bu değerli düşünceleri ve öğütleri, yabancı devlet paraları ile Türkiye içinde ve dışında ''Türkiye Cumhuriyeti Devleti'' düşmanlığı yapanlar tarafından geri tepilmiştir. Sinsi, kurnaz, ikiyüzlü bir konumda ''etnik ayrımcı''lık yapan hain bir takım, ''Türk'' deyimini ''Türkiyeli'' deyimine, ''Türk Yazar'' deyimini ''Türkiyeli Yazar'' deyimine dönüştürmüştür! Yabancı ülkelerde ''İngiltereli, Fransalı, Almanyalı, İtalyalı, Amerikalı Yazar'' deyimleri kullanılmaz. Yabancı ülkelerde ''İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan, Amerikan Yazarı'' deyimleri kullanılır. ''İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Amerika Edebiyatı'' denmez. ''İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan, Amerikan Edebiyatı'' denir. Dante İtalyalı şair değil, İtalyan şairidir! Milton İngiltereli şair değil, İngiliz şairidir! Goethe Almanyalı şair değil, Alman şairidir! Yunus Emre Türkiyeli şair değil, Türk şairidir! Dünyanın tüm sözlükleri bu yaratıcıları; İtalyan, İngiliz, Alman, Türk deyimi ile tanımlar. Karl Marx, Marksist düşüncenin temellerini oluşturan yöntemini açıklarken ''Alman Felsefesi'', ''İngiliz Ekonomi-Politiği'', ''Fransız Sosyalizmi'' deyimlerini kullanır. Almanya, İngiltere, Fransa deyimlerini kullanmaz. Daha önce de yazmıştım, K. Marx ve F. Engels çokuluslu Osmanlı Devleti'ne ilişkin yazılarında, Türkiye ve Türkiyeli sözcüklerini ve deyimlerini kullanmazlar. Sürekli olarak ''Türk'' sözcüğünü ve deyimini kullanırlar. K. Marx'ın ve F. Engels'in ''Ulus'' adını tanımlayan deyimleri kullanmalarından ötürü, ''mega solcular'' bu iki büyük düşünürü ''şovenizm''le suçlamışlardır. ''Türk'' sözcüğüne karşı düşmanlığı, yabancı devlet parası ile ''Türkiye Cumhuriyeti Devleti'' karşıtı ''etnik ayrımcı''lık yapanlar oluşturmuştur. 1974'te bu üç değerli yazıyı yazan Nadir Nadi Bey, ''Türk'' sözcüğü yerine şimdi bile ''Türkiyeli'' sözcüğünü kullanan bu etnik ayrımcılara, mezarötesi dünyadan acı bir gülümsemeyle bakmaktadır. Metin Erksan (Cumhuriyet, 28 Ocak 1999) Gerçekedebiyat.com
''Türk değil de Türkiyeli olduklarını derneklerinin adında belirten bu gençler savundukları düşüncelerle değil de genel tutumlarıyla ulusal bir sorun halinde karşımızdadırlar. Bunlar nedirler, kimin nesidirler. Paris'te ne yaparlar?''
YORUMLAR