Tevfik Fikret'in evi Aşiyan ziyaretinde neler oldu? / Ahmet Yıldız
İstanbul yaşlıdır. İnsanlar umutsuzdur. Birkaç gün önceki Kurban Bayramı’nda hayvan katliamı sonucu çöpler ve “Payitaht”, Ağustos sıcağında daha beter kokmaktadır!
Kurban Bayramı'nın üçüncü günü, 19 Ağustos 1918 gününün sabahı Alman "müttefik(!)lerimiz”in armağan ettiği yaşlı bir "Benz" marka körüklü askeri otomobil, Aziziye Karakolu'nu geçip dar ve bozuk yoldan sarsılarak Bebek'e ulaşır. Büyük Yapıtlar Küçük Yapıtlar
Otomobilin giremeyeceği Aşiyan'a sapan dik yokuşun başına gelince durur.
Otuz yaşlarında, sarı saçları özenle taranmış, astragan kalpaklı, göğsü nişanlarla dolu, gösterişli ve oldukça genç bir paşa, koluna girdiği Harbiye'den hocasıyla birlikte otomobilden inerler.
Tevfik Fikret'in daha mezarının bile bulunmadığı bu evi, bu genç paşa sabahın köründe niçin ziyaret etmek istemektedir?
(Tevfik Fikret'in mezarı, o yıllarda, vasiyetine rağmen akrabaları tarafından gömüldüğü Bebek'tedir. Ancak 1961 yılında, “1960 İhtilali”ni yapanlarca vasiyetine uyulmuş, kemikleri çıkarılıp, Aşiyan'ın bahçesine gömülmüştür.)
Otomobilden inerken, Harbiye'den hocası Emin Bey de bu soruyu sorar:
"Sabahın köründe Fikret'in evinde ne işimiz var Paşa?"
Paşa, yokuşu çıkan çevik adımlarını bir an durdurarak:
"Ben inkılâp ruhumu Fikret’den aldım. Ziyaret edeceğim yerlerin başında elbette Aşiyan gelir hocam!" diye yanıtlar.
*
İstanbul yaşlıdır. İnsanlar umutsuzdur. Birkaç gün önceki Kurban Bayramı’nda hayvan katliamı sonucu çöpler ve “Payitaht”, Ağustos sıcağında daha beter kokmaktadır!
*
Paşa’nın, 15 Aralık 1917'den Ocak 1918'e dek padişah Vahdettin'le birlikte Almanya'yı ziyaret etmesinin üzerinden ancak 8 ay geçmiştir. Almanya'nın yenileceğini orada görmüştür.
Daha üç gün önce Harbiye Nezareti'nden aldığı 7’nci Ordu Komutanlığına getirildiğine ilişkin görev emri iç cebinde durmaktadır. Filistin ve Suriye'deki İngiliz ilerleyişini durdurmak için Halep'in kuzeyinde bir savunma hattı kurmakla görevlendirilmiştir.
Şimdi çocukluğundan beri büyük hayranlık beslediği Tevfik Fikret'i, 3’üncü ölüm yıldönümünde anmak üzere Aşiyan'da düzenlenecek törene katılmak için yokuşu tırmanmaktadır. (1917'deki 2’nci ölüm yıldönümüne de katılmıştır!)
Edebiyatı seven bu Paşa Namık Kemal'den "vatan" kavramını, Tevfik Fikret'ten o vatanda yaşayan "insan" kavramını öğrenmiştir!
Gerçek şairlerin, sezgilerinin isabetiyle büyük oldukları, tehlikeleri kavramada, yürünecek yolu göstermede çok önemli olduklarının bilincindedir!
Namık Kemal'in:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini
Yoğimiş kurtaracak bahtı kara maderini!" (annesini)
dizelerini şöyle değiştirerek, yanındakilere yüksek sesle söylemiştir:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini!"
*
Aşiyan'a çıkarlar. Tevfik Fikret'i üçüncü ölüm yıldönümünde anmak için gelenlerle birlikte saygı duruşunda bulunulur. Tarihi ziyarette, Süleyman Nazif'in el yazısıyla anı defterinde şunlar yazmaktadır.
"Anısı çevresinde bulunmakla övünen, Fikret’i taparcasına sevenler... İmza: Mustafa Kemal-Süleyman Nazif-Faik Ali, 19 Ağustos 1918"
Anlaşılacağı gibi paşa, Mustafa Kemal Paşa'dır!
Dönüşte, yokuşu inerken, Boğaz’dan esen yeli ciğerlerine çekerek mırıldandığı sözcüklerin, Tevfik Fikret'in şu dizeleri olmadığını kim iddia edebilir!
"Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol
Ey hak yaşa, ey sevgili millet yaşa, var ol!"
Ama, Mustafa Kemal'in otomobile binerken hocasına şu sırrı verdiği kayıtlarda yazılıdır:
"Yakında Anadolu'ya gidiyorum!"
*
Fikret’in evini ziyaretinden tam 9 ay sonra, 19 Mayıs 1919'da Samsun'dadır.
*
Bugün ülkemiz (ve bölgemiz) karanlık bir tünelden geçiyor. "Ferda"sı belirsiz. Devrimcisi de yok, önderi de yok, şairinin kafası karışık!
Ateşin ve ihanetin kol gezdiği günler!
Türkiye’nin, yol gösterebilecek şairlerini yeniden yaratması (düşünmesi) gerekmiyor mu acaba?
NOT: (Orhan Karaveli'ye Tevfik Fikret ve Haluk'un Gerçeği adlı değerli kitabı yazdığı için bir kez daha teşekkür.)
Ahmet Yıldız
Satın almak için...
YORUMLAR