'Skuter'in Türkçesi ne olsun / Kemal Ateş
Yazar Kemal Ateş son günlerde sessiz sedasiz kent yaşamına giren tek kişilik iki tekerlekli 'skuter' denen sevimli araçların yaygınlaşmasıyla Türkçesi'nin ne olması gerektiği üzerine önerilerde bulundu.
Kemal Ateş'in Aydınlık gazetesindeki yazısı şöyle: Gazetelerden okuduğumuza göre geçenlerde Meclis’te “skuter” ile ilgili bir yasa hazırlığı olmuş. Son zamanlarda elektriklisi de çıktı bu sevimli araçların, epey yaygınlaştı. Yasayı hazırlayanlar “skuter” sözcüğüne Türkçe karşılık aramışlar, ama bulamamışlar. “Bingit” diyenler olmuş, “basgit” diyenler olmuş. Eğlenceli iştir sözcük türetmek, başta gülünür, ama bu arayışlar sonucunda bakarsınız güldüğümüz sözcüklerden biri tutuverir. Biraz sonra benim önereceğim sözcüğe de güleceksiniz belki. Sözcük tuttuktan sonra da artık ortada gülünecek bir şey kalmaz. “Gecekondu” sözcüğü, “dolmuş” sözcüğü de bir zamanlar insanları güldürmüştü, şimdi dilin herhangi bir sözcüğü gibi kullanıyoruz. “Bilgisayar” sözcüğüyle bile dalga geçenler oldu. O yıllarda Leyla Sayar diye güzel bir dansöz vardı, ona gönderme yaparak sözcüğü türeten Aydın Köksal ile dalga geçerlerdi. "Skuter” karşılığı olarak ben önce “ayakbineceği” dedim, sonra “ayakbiniti” ya da “ayakbinitçiği” sözcükleri daha uygun geldi bana. "Binit" sözcüğü Türkçenin çok eski bir sözcüğüdür. Sahip çıkılırsa “skuter” sözcüğünü yukarıdaki sözcükler karşılar. Bir başıma ben sesimi duyuramam. TDK’nin dışındayım, 12 Eylül düzeni bu kurumu dernek olmaktan çıkardı. Bu durumda Nazlı Ilıcak’ın günahı büyüktür. Eskiden beş yüze yakın üyesi olan bir Türk Dil Kurumu vardı, bu tür sözcüklere karşılıklar bulunur, bu beş yüz kişi tartışır, üyelerin onayını aldıktan sonra ilkin bir öneri olarak duyurulur, sözcük tutar, yaygınlaşırsa sözlüklere de girerdi. Vaktiyle o beş yüz üye arasında ben de vardım. Türetilen, önerilen her bir sözcük üzerine bu ülkenin en seçkin şairleri, yazarları, dilcileri, edebiyatçıları konuşup tartışırlardı. Türkçe o dönemde binlerce sözcük kazandı. Şimdi yeni TDK yabancı sözcüklere karşılıklar bulsa bile bunları topluma kabul ettirmekte zorlanıyor, çünkü dernek özelliğini yitirince o beş yüz kişi, yani bizler dışarıda kaldık. Bir sözcüğe karşılık bulmak yetmiyor, onu üslup sahibi yazarların kullanıp topluma kabul ettirmesi, yaygınlaştırması da önemli. TDK eskiden bu konuda daha başarılıydı. “Ayakbiniti” ya da “ayakbinitçiği” pekâlâ “skuter”in yerini tutabilecek sözcükler. Her sözcük gibi başta yadırganır, ama usta yazarlar, gazeteciler, spikerler kullandığı zaman yaygınlaşır, ısınıveririz sonunda. Bu gün hepimizin kullandığı binlerce öz Türkçe sözcük başta yadırganmıştır. “Duayen” sözcüğü için de “işatası” diyorum ben. Bir işin, atası, ustası anlamında… ARAŞIRIZ Bu sözcüğü arada bir siz de duyuyorsunuz sanırım. Kimin türettiğini bilmiyoruz, halkın türettiği bir sözcük. Ara-maktan, ara-ş-mak… “Ş” eki işteşlik ekidir, bir eylemin karşılıklı yapılmasını anlatır. Gülüşmek, tanışmak gibi yaygın örneklerin yanı sıra, unutulmaya yüz tutmuş, ama unutmamamız gereken örnekler de var: “ısırışmak”, “içişmek”, “sarılışmak” gibi… Bu örneklere benzeterek “araşmak”, “araşırız” demek yanlış değildir, dile bir sözcük daha kazandırmaktır bu. TRT’den emekli olan spiker Jülide Sönmez “tekinsiz” sözcüğünün doğru olup olmadığını sormuştu bir söyleşimizde. Çok yaygın olmasa da dilimizin usta yazarları kullanıyor, kullanmışlar... “Kolaysız”, “dolaysız” gibi bir sözcük, “tekinsiz” demek yanlış değil. Sözcükler kaybolmamalı, bu nedenle özellikle az kullanılan sözcükleri çok kullanmalıyız ki unutulmasınlar. Kemal Ateş
(Aydınlık)
Gerçek Edebiyat
YORUMLAR