Mahmud Derviş (1941-2008) hiçbir zaman okuyucularının beklentilerine teslim olmadı. Bunun yerine okurlarını, yeni şiirsel konu ve biçimlere doğru maceralara katılmaya davet etti. Her ne kadar "Filistin'in ulusal şairi" olarak değerlendirilse de Yunan, Roma, İran, Yahudi, Süryani, Kenan, Sümer ve Türk tarih ve mitolojisinden de yararlandı. Hayatı boyunca on düzyazı kitap ve düzinelerce şiir kitabı yayımladı. 1996’da şair Helit Yeshurun'a verdiği bir röportajda, her şiirin kendi başlangıcını yarattığını ve "dünyayı yeniden inşa ettiğini" ifade etti.

Konuşmayı  Kahire merkezli  serbest gazeteci olan Marcia Lynx Qualey ArabLit.org sitesi için yaptı.

- Atı Neden Yalnız Bıraktın gibi bazı kitaplarda Derviş sadece kendi hikâyesini değil aynı zamanda Filistin'in kolektif tarihini de anlatır. Aslında sadece Filistin'in değil Kenan, İbrani, Yunan, Roma, İran, Mısır, Arap, Osmanlı, İngiliz ve Fransız tarihini de epik ve efsanevi tarzda, ama gündelik dili de kullanarak anlatır. Acaba Türk okuyucular bu tarih ya da hikâyede kendilerini Arap, Fransız ya da İngiliz okuyuculardan daha farklı konumlandırıyorlar mı?

Doğrusu tek tip bir okuyucudan söz etmek mümkün değil. Tek bir okuyucunun bile farklı zamanlarda okuduğu metinleri alımlaması farklı olabilirken tek tip Arap, Fransız ya da İngiliz okuyucusundan söz etmek doğru değildir. Her okuyucu kültürü, birikimi ve şiir okumadaki yaratıcılığı oranında bu metinleri alımlar. Buna karşın, her okuyucunun birey olarak kültürel bir tarihe sahip olduğunu ve aldığı mirasın Derviş’in metinlerini okumasını etkileyeceğini de dikkatten kaçırmamak gerekir.

Örneğin, Filistin toplumu Türkiye toplumuna göre Hıristiyanlık göndermelerine daha fazla aşinadır. Bu yüzden Derviş’in metinler arası göndermelerinin Filistinli bir okurda daha zengin çağrışım yaratması beklemek yanlış olmaz. Bu gerçeği dikkate alarak çevirilerimde, Türk okuyucusunun İncil ve Tevrat ayetlerine yapılan göndermeleri daha anlayabilmesini sağlamak için dipnotta belirttim.

‘ARAPÇANIN TÜM SES VE RİTİMLERİNDEN YARARLANIR’

- Derviş, bir tempo, bir ritim yakalayarak işe koyulduğundan ve müzikaliteyi bulmak için bir fikir, bir imge ya da bir olaya ihtiyaç duyduğundan bahseder. Türkçede onun şiirlerindeki bu ritmi ve müzikaliteyi yeniden nasıl inşa ediyorsunuz?

Mahmud Derviş şiirlerinde, Arapçanın bütün ses ve ritim imkânlarından yararlanır. Şiirlerinde tef’ile ölçüsünü son derece esnek kullanır. Hatta aynı şiirde birkaç vezni zekice bir arada kullanabilir. Şiirlerindeki bu tef’ile ölçüsünün sağladığı çeşitlilik, şiirsel ritmin tekdüze olmasını önler. İç içe kafiyeler, aliterasyonlar, tekrarlar, cinaslar şiirin ritmini iyice yükseltir.

Ses zenginliğiyle anlamsal zenginliğin iç içe olduğu bu şiiri, hedef dilde aynı etkide yeniden yaratmak kolay değildir.

Mahmud Derviş, Badem Çiçeği Gibi yahut Daha Ötesi’nde, düzyazıya yakın ritimli şiirler ortaya koyar. Hatta kitabın başında Ebu Hayyân et-Tevhidi’nin şu sözlerini alıntılar: “En güzel söz, nesri andıran nazım ile nazmı andıran nesir arasında bir imge niteliğini taşıyan sözdür…”

Şiiri düzyazıya yaklaştıkça günlük dilin etkisi daha fazla görülür. Dolayısıyla çeviri yaklaşımı kitaptan kitaba, hatta şiirden şiire de farklılıklar gösterir.

Ben, Derviş şiirini Türkçeye çevirmeye başlamadan önce onu biçim açısından analiz ederim. Muhtemel çeviri kayıplarını nasıl telafi edebileceğimi inceden kestirmeye çalışırım. Okurken notlar alırım. Dahası eğer Mahmud Derviş o şiiri önceden seslendirmişse şiiri onun sesinden de dinlerim.

Bu şekilde, şairin şiirdeki sesini yakalamaya çalışırım. Çeviriye daha sonra başlarım. Sadece içeriği Türkçeye aktarmakla yetinmem, şiirlerdeki ritmi ve müzikaliteyi de bir şekilde yaratmaya çalışırım.

Türk edebiyatından seksene yakın eseri Arapçaya çevirmiş olan rahmetli Abdulkadir Abdelli, 'Senin Türkçe çevirilerini okurken Mahmud Derviş’i Arapçada okuyormuş gibi hissediyorum' derdi.

- Derviş'in son dönem şiir kitapları arasından çevirdiğiniz kitaplarını başka dillerden başka kitaplarla konuştursanız hangi kitapları seçerdiniz?

Mahmud Derviş eserlerinin, Nâzım Hikmet ve Yehuda Amihay’ın eserleriyle konuşmasını isterdim. Aralarında ilginç diyaloglar olabilirdi sanırım.

Kaynak: Cumhuriyet Kitap

 

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)