Göztepe’de bir gün: Mekân bellek ve erişilebilirliğin kırılgan uyumu / Güldem Eczacı
İzmir’de, evlerin ve okulların arasında, denize doğru inen yokuşlardan birinde yakın semtlerde yaşayanların yürüyerek bile ulaşabileceği bir mesafede, kentin belleğine yeni bir sanat durağı eklendi. Ayşe - Seniha Mayda Köşkü, 'Arkas Sanat Göztepe'...
Uzun yıllar süren titiz bir restorasyonun ardından Ayşe - Seniha Mayda Köşkü, “Arkas Sanat Göztepe” adıyla sanatseverlerin ziyaretine açıldı. Arkas Koleksiyonu’ndan seçilen geç Osmanlı Dönemi’nden yirminci yüzyılın ikinci yarısına kadar uzanan seçkisiyle 2025 Eylül ayında sanatseverlerle buluşan bu zarif yapı, yalnızca sergilenen eserleriyle değil, mekânın kendisiyle de izleyicisini geçmişle bugün arasında bir yolculuğa davet ediyor. Yaşantıya tanıklık etmiş, zengin bitki çeşitliliğine sahip bahçesi, köşkün ince detaylarla bezeli dış cephesi, içerideki yer döşemeleri ve tavan süslemeleriyle mekân, daha ilk anda ziyaretçisini zamanı unutturan estetik bir uyumla karşılıyor. Arkas Koleksiyonu’ndan seçilen tablolar, değişen yaşam tarzları, mimari anlayışları, siyasi tarihle birlikte farklılaşan temaları ve bunların topluma yansımalarını, sessiz ama güçlü, çok katmanlı bir tarihsel izlek içinde sunuyor. İki yıl boyunca ziyaret edilebilecek Arkas Koleksiyonu’nda Türk Ressamlar seçkisi Hoca Ali Rıza, Halil Paşa, Nazmi Ziya, İbrahim Çallı, Şevket Dağ gibi klasik ressamların yanında Nejad Devrim, Eren Eyüboğlu, Nurullah Berk, Nuri İyem ve Burhan Doğançay gibi modern dönem temsilcilerinin eserlerine yer veriyor. Arkas Sanat Göztepe, her pazartesi kapalı olmasına rağmen, 15 Aralık 2025 Pazartesi günü Herkes İçin Turizm, Avrupa Birliği ve Culture Civic desteği ile yürütülen “Erişilebilir Müze Eğitimi’nin Saha Uygulaması” projesi kapsamında engelli ziyaretçilere kapılarını açtı. Amaç, sanat alanlarının erişilebilirliğini yerinde deneyimlemek ve sanatla kurulan ilişkinin kapsayıcılığının nasıl çoğaltılabileceğini birlikte görmekti. Bu amaçla ilk ziyaret Ayşe-Seniha Mayda Köşkü’ne yapıldı. Sanat mekânlarının erişilebilirliği, İzmir Kent Konseyi Engelliler Meclisi, Herkes İçin Turizm Derneği, Sağırları Koruma ve Kalkındırma Derneği üyeleri tarafından yalnızca teorik düzlemde değil, yerinde yapılan gözlemlerle ele alındı. Davet, köşkün mekânsal dönüşümünde engelli erişiminin kolaylığına dair önemli bir değerlendirme zemini sundu. Özel ziyaretçilerini özenle karşılayan Arkas Sanat Göztepe’nin görevli rehberi, restorasyon sürecinden sergide yer alan eserlere kadar merak edilen tüm konularla ilgili bilgi verdi. İşitme, görme ve ortopedik engelli katılımcıların yer aldığı grupta, işitme engelliler için işaret dili tercümanları eşliğinde iletişim sağlanırken, ev sahipliği yapan rehber, görme engelliler için mekânı ve tabloları ayrıntılı betimlemelerle anlattı. Bahçedeki taş dokularından pencere ayrıntılarına, köşkün eski sahiplerinden sergilenen eserlerin hikâyelerine uzanan bu anlatım, ziyaretçilerin mekânı yalnızca gezmekle kalmayıp daha yakından tanımasına ve anlamlandırmasına imkân verdi. Köşkün içinde bulunduğu alanda, farklı hizmet amacıyla kullanılan dört ayrı binayla beraber ziyaret sırasında dinlenmeye olanak tanıyan bir kafe de bulunuyor. Daha ilk girişte ziyaretçileri karşılayan binada başlayan erişilebilirlik, tekerlekli sandalye kullanan ve merdiven kullanma zorluğu çeken bireylere girişi kolaylaştıran özel bir asansörle kullanımı rahat bir geçiş sunuyor. İçeri girer girmez zamanın durduğu hissini veren bahçe, her köşesinde belleğimizden bir çağrışımı uyandırıyor. Çocukluğun eski ve mutlu günlerini anımsatan bu alan, özgün yapıya uyumlu şekilde düzenlenen “kolay giriş” yürüme yolları ile mekânın kapsayıcı anlayışını daha ilk adımda görünür kılıyor. Köşkle birlikte hayatta kalmış bahçedeki fıskiyeli küçük havuzdan gelen su sesi ve denizden gelen iyot kokusu, kentte konacak bir dal bulan şanslı kuşların cıvıltısına karışıyor. Görme engelliler için bahçede duyulan bu “yeşil ve mavi tınılar”, alışılmış şehir gürültüsünden farklı, ferahlatıcı bir atmosfer yaratıyor. Latife Hanım Köşkü’ne de komşu olan, geçmişin en güzel esintisinin olduğu söylenen köşkün çevresi, okuldan gelen teneffüs zilinin sesiyle geleceğin enerjisini içeri taşıyor. Köşkün mimarisinde kullanılmış ahşabın, tuğlanın, cam işçiliğinin, tavan bezemelerindeki el emeğinin görünmeyen zarafeti, havadaki oksijende, yer taşlarının dokusunda, içerideki trabzanın tutuşunda ve gezi boyunca rehberlik eden görevlinin betimlemelerinde hissedilir hale geliyor. Duyular arasında kurulan bu sinestezik geçiş, sergi deneyimini herkes için çoğaltan bir etki yaratıyor. Ayşe-Seniha Mayda Köşkü, herkese uygun özenle tasarlanmış “Evrensel Tasarım” tuvaleti, bodrumdan en üst kata kadar uzanan asansöre ilave, çatı odasındaki tek bir tablo için bile ulaşımı sağlayan asansör düzeneği ile takdir edilesi bir erişilebilirlik imkânı sunuyor. Arkas Sanat’ın engelli erişimine ilişkin incelikle düşünülmüş detayları ve herkese kusursuz bir deneyim sunma konusundaki samimi çabası, yalnızca sanat adına değil, birlikte yaşama kültürü adına da çok değerli. Bu bilincin kentin tüm yaşam alanlarına yayılması, ortak varoluş kültürünü güçlendirmesi dileğiyle… Güldem Eczacı



Gercekedebiyat.com

















YORUMLAR