Siyonizmin Babası: Dr. Theodor Herzl
Herzl, 21 Mayıs 1860’da Macaristan’ın başkenti olan Budapeşte’de doğdu. Asıl adı tam olarak Theodor Binyam Zaev Herzl’dir. Zengin bir ailenin çocuğu, ailesinin Yahudiliği asimile olmuştur. Ailesi, 1878’de Viyana’ya taşınır. Herzl, Viyana Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesine gider 1884’te üniversiteyi bitirir ve ‘Hukuk Doktoru’ unvanını alır. Buna karşın onu hukukçu olarak görmeyiz, kendi seçtiği yaşam biçimiyle o gazeteci/yazar kimliği ile varlığını ortaya koyacaktır. Neue Freie Press gazetesinin muhabiri ve yazarıdır. Edebiyata heves eder ve çok ünlü olmayan tiyatro oyunları yazar. The Ghetto onun yazdığı oyunlardan biri ve The Getto için aynı şeyin söylenemeyeceği, önemsizdir denilemeyeceği kanısındayım. İsrail’in kanlı Siyonist oyunu gerçek yaşamda oynanmadan önce sahnede gerçek yaşamda oynanmadığı gibi oynanır. Yazdıklarıyla Filistinde oynanan kanlı oyun arasında dağlar kadar fark vardır. Oyunda iki dinin hoşgörüsü gösterilir. Hıristiyan ve Yahudi toplumu karşılıklı saygıya dayanan bir toplum yaratırlar. Bu topluluk huzur ve barış içinde yaşar. Herzl, 1894’de, Emil Zola’nın da tepkisiyle karşılanacak Dreyfus olayını yaşayacaktır. Fransız ordusunda yüzbaşı olan Alfred Dreyfus, İbrani asıllı olması gerekçesiyle haksız yere vatana ihanet suçlaması ile yargılanacak ve suçlu bulunarak, mahkûm edilecektir. Yılmaz Dikbaş ‘Terörün Efendileri’ kitabında benzeri bir suçlama ile Herzl’in de başına geldiğine işaret eder: “Özellikle Dreyfus olayından sonra, Dr. Theodor Herzl’in kafasında tek bir çözüm yolu oluşur: Göç! Yahudilerin toplu halde, kendi toprakları olabilecek bir coğrafyaya göç etmesi! / Dr. Theodor Herzl, artık şuna inanmaktaydı: Yahudi karşıtlığı her zaman Avrupalıların içinde var olmuş ve var olmaya devam edecek bir olguydu. Bunu asimilasyon yolu ile yani Yahudi topluluğunu Hıristiyan toplumun içinde eriterek Hıristiyan toplumunun ayrılmaz bir parçası yapmak olanaksızdı. Tek yol, Yahudilerin egemenliğini sürdürebileceği bir devlete sahip olmaktı./ İşte Dr. Theodor Herzl, bu duygu ve düşünceler içinde, 1896 yılında ‘Der Judenstaat’, yani ‘Yahudi Devleti’ adlı kitapçığı yazdı.” (s.22,23) Bu kitapçık bir kırılma ya da bir başlangıç noktasıdır. Bu kitapçığı Siyonizm’in anayasası olarak adlandırmak olası… Kitap orijinal adından da anlaşılacağı gibi Almanca yazılmıştı ve 1946’da Sylvie D’Avigdor’un İngilizce çevirisi ile American Zionist Emergency Council tarafından yayımlanır. Öncesi de var. Herzl, Judaizm’le ilgilenmeye Dreyfus olayından önce ailesinin yaşadıklarından yola çıkarak ilgilenmeye başlamıştı. 1892’de Dreyfus olayından iki yıl kadar önce “Anti Semitizm” adlı bir yazı yayımlamıştı. Herzl, “Yahudi Devleti” kitapçığını 1896’da yazdı. Adından da çıkarsanacağı gibi, Herzl, düşünsel anlamda varlığını ortaya koyduğu dünya Yahudilerinin bir arada yaşayacağı bir devlet tasarısını bu kitapçıkta anlatmaktadır. Kitap altı bölümden oluşuyordu. Herzl, çıkış noktası olarak “…yaşamak için başka bir ulusa bağımlı olmamalıyız” ilkesinden hareket edecektir. Bilindiği gibi İsrailoğullarının üzerinde yaşayabilecekleri, gelişecekleri/ geliştirecekleri toprakları yoktu. Sığınmacı olarak bulundukları ülkeleri başlangıçta kendi ülkeleri olarak kabul etmişlerdi. Herzl’in Yahudi Devleti’ni, iki yapı üzerinden kurulmasını tasarlamaktaydı. Bunlardan biri örgüt, diğeri şirketti. Örgüt ‘Yahudi Örgütü’ olarak, şirket de ‘Yahudi Şirketi’ olarak adlandırılır. Herzl’in Yahudi Devleti teorisi, teori ve pratik üzerine kurulmaktadır. Bu anlamda Yahudi Örgütü bilim ve siyasal alanda teorik, Yahudi Şirketi finansal anlamda pratikte yetkilidir. Yahudi Şirketi’nin işlevi sığındıkları ülkelerden Yahudi Ülkesi’ne göç edeceklerin geride bıraktıkları taşınmazları nakde dönüştürmek, yeni topraklarda ticari ilişkileri düzenlemektir. Ancak ortada bir sorun var; toprağı olmayanın vatanı da olamaz. Devlet, devletler içinde ve toprak olmaksızın gerçekleştirilemez / kurulamaz. Eğer bir Yahudi Devleti olacaksa, o devletin gelişip / geliştirileceği topraklarının olması kaçınılmazdır. Herzl’in bunu da düşündüğünü yazdığı kitaptan anlıyoruz. İki bölgeyi düşündüğünü yazıyor; Filistin ya da Arjantin. Bu seçimde karar verici olan da ‘Yahudi Örgütü’ olacaktır. Bir şaşırtmaca verdiği ortadadır. Onun gönlünde yatan Yahudi Devleti’nin kurulacağı bölge Arjantin değildir. O bu kararı verirken seçimi ne Yahudilere ne de yetkili olduğunu yazdığı Yahudi Örgütü’ne bırakmaktadır. Tek seçicinin ve tek karar vericinin Theodor Herzl olduğu görülmektedir. Herzl, Yahudi Devleti kurmak için gözünü diktiği topraklar Filistin topraklarıdır. Tarihi yurt olarak Filistin’i görmektedir. Bu düşün gerçekleşebilmesi için tek bir engel vardır: Osmanlı İmparatorluğu. Eğer Majesteleri Osmanlı Sultanı, Filistin’i Yahudilere verirse karşılığında Osmanlının finansal yapısını düzenlemeyi üstüne almayı teklif etmeye hazırdır. Sözü edilen Majesteleri Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit’tir ve Filistin Osmanlı idaresi altındadır. Filistin, en son 24 Ağustos 1516’da Mercidabık Savaşı ile Yavuz Sultan Selim tarafından Memluk Sultanı Kansu Gavri’yi yenerek Osmanlı topraklarına katılmıştır. Bu tarihten itibaren Filistin’de 400 yıllık bir Osmanlı egemenliği dönemi yaşanmıştır. Herzl, Majesteleri Osmanlı Sultanı II: Abdülhamit’ten Filistin’i isteyecek, karşılığında Türkiye’nin finansal yapısının tamamının düzenlenmesi işini üzerine alacaktır. Alış veriş budur. Herzl’in kafasında bütün işleri ve işlemleri bitirdiğini görüyoruz. Herzl’in pratik işlevler yüklediği Yahudi Şirketi’ne gelince. Anılan şirketin İngiliz yasalarına göre Anonim Şirket olarak kurulması öngörülmektedir. Tüzüğü de aynı ülkenin yasalarına göre şekillenecektir, İngiltere’nin koruması altında bulunacak ve merkezi Londra’da olacaktır. Yahudi Örgütü, Yahudi Devleti’nin kurulmasında bilimsel yöntemlerle iş görecektir. Ancak siyasal bir işleve de sahiptir. Bu örgütün en önemli işlevi, diğer hükümetlere, Yahudi Halkının da devlet kurma gücüne sahip olduğunu kabul ettirme girişimlerinde bulunmasıdır. Herzl, kurulacak Yahudi Devleti’nin ‘aristokratik cumhuriyet’ olacağını söylüyor. Herzl’in demokrasiye kapalı olduğunu görüyoruz. Cumhuriyet’e de karşıdır, yalnızca aristokratik olanını sevmektedir. Yahudi Devleti’nin kurulması için işgal edilmesi istenilen Filistin mi? Üzerinde 700 bin insan yaşamaktadır. Shabtai Teveth’ten alıntılayan Yılmaz Dikbaş ‘Efendi Teröristler’de “Dr. Theodor Herzl’in ‘Yahudi Devleti’ adlı kitapçığı kaleme aldığı sırada, Filistin’de yaklaşık 700 bin kişi yaşamakta, bu nüfusun yüzde 92’si Müslüman Arap, sadece yüzde 8’i Yahudi idi ve Siyonistlerin esamisi bile okunmuyordu!”(s.32) diye yazar. Demografik dağılım budur. Dikbaş bir çıkarsama yapıyor ve ardından, haklı bir soruya ve bir yargıya dönüşen bir saptama… Çıkarsama olanı “Dr. Theodor Herzl en sonunda baklayı ağzından çıkarıyor ve kitapçığında toprak işgalinden söz ediyor. Açık açık, her türlü aracı kullanarak Yahudi Devleti kurmak amacıyla, toprakları ele geçireceklerini söylüyor./ Filistin’de yüz yıldan fazladır yaşanan terörizmi böylece ilk kez Dr. Theodor Herzl başlatmış oluyor, toprak işgallerine, zorla ele geçirmelere yeşil ışık yakıyor.” (s.59) Halit PayzaYAHUDİ DEVLETİ KİTAPÇIĞI
ARİSTOKRATİK CUMHURİYET
NASIL BİR DEVLET?
Gerçekedebiyat.com