nadir-avsaroglu-salincak--5072025123202.jpg


Parkta salıncak sırası bekleyen

Çocuk gibi sevdim seni.

Biraz heyecan,

Biraz da salıncağı başkası kapacak korkusu.

 

Cemal Süreya

Muhteşem bir beklentiyi anlatmış

6-12 yaş çocukların inanılmaz beklentisi

Parkta salıncak sırası beklemek

 

Küçükken çocuk bahçesinde

En çok neyi severdiniz?

Kum havuzu, kaydırak, tahterevalli?

Tabii ki kayıtsız şartsız salıncak.

Hani yemek yerken

En çok sevdiğiniz lokmayı,

Tostun sünen kaşarını 

Kıymalı pidenin orta yerini

Fırın sütlacın yanık kısmını

Soğanın cücüğünü

Sona bırakmak

İşte onun gibi

Salıncağı en sona saklardım.

 

Biner binmez hızlanmaya çalışırdım.

Gittikçe yükselen salıncağın üstünde,

Yandaki ıhlamur ağacının

Yapraklarının arasından

Süzülen güneşi görürdüm.

Salıncak yere yaklaşınca,

Parkın kırmızı, pembe gülleri

Görünürdü gözüme...

O masallardaki şehzadeler

Beyaz atlarıyla uçardı önümden,

Zümrüdüanka kuşu kanat çırpar,

Neler hayal ederdim, neler…

 

Sonra yavaşlar gibi olur.

Can havli bir kez daha hızlanır

Hadi salıncak uçur beni

Biri ittirir salıncağın arkasından,

Hooop yine göklere...

Yüreğim ağzıma geliyor,

Basarım çığlığı...

 

Sanki bütün dünya ayaklarımın altında

Bundan güzel bir his olabilir mi?

 

Ve şiirin ikinci kısmı, sevdiğini

Salıncağı başkası kaptırmak

Ortaya bırakılan ciğeri kedinin

Kapması gibi bir durum

Zordur.

Çok zordur.

 

Parkta salıncak sırası bekleyen

Bir çocuk gibi sıraya girmiş,

Mutlu olmayı bekliyorsunuz.
Bazen bir şehri bir insan yüzünden sevip,

Gün gelip yine aynı insan yüzünden terk etmek,

Kalabalıklar içinde yalnız hisseder,

Evde tek başınayken kalabalığı yaşarsın.

 

Zamanın ve mekânın anlamını yitirdiği an.

Kimi zaman sevinç ve mutlulukla

Kimi zaman boş umutlarla geçen süre.

 

Çok aşıksındır  

Bir türlü açılamazsın.

Sonra biri gelir gözlerinin

Önünde onu alır götürür.

Yadsınamaz ve kınanamaz bir hüzündür.

 

Bir daha görememek, bakışamamak,

Acı hissetmek, uykuda rüyada onu görmek,

Üzülmek, hasret kalmak ve değer bilinmemek

Zordur.

Çok zordur.

 

Hayal edin

Böyle bir yaz günü

Okullar tatil olmuş

Yaprakların arasından sızan güneş

Ve mis gibi toprak, bahar kokusu...

Çocukluğumuzu ne de güzel yasamışız.

 

Hepsi mazi oldu…

Şimdi ne varsa yoksa telefon, tablet,

Büyüklerine artık beni parka götür

Diye ağlayan çocuklar yok.

Bana telefonunu verir misin

Tabletten oyun aç diye ağlayan

Çocuklar var maalesef...

 

Şimdilerde, bu yaşımda bile

Ne zaman kendi ebatlarıma

Göre bir salıncak bulsam,

Sanki çeker küçülürüm.

Kalbim pır pır atar,

Gözüm kalır resmen,

Hemen oturup sallanasım gelir.

 

Eskinin salıncağı kaptırma korkusu

Yerini “şuna bak, koskoca adam”

Korkusu alır.

 

Nadir Avşaroğlu

Gercekedebiyat.com

ÖNCEKİ YAZI

Benzer İçerikler