Salıncakta sıra bekleyen çocuk
Parkta salıncak sırası bekleyen Çocuk gibi sevdim seni. Biraz heyecan, Biraz da salıncağı başkası kapacak korkusu. Cemal Süreya Muhteşem bir beklentiyi anlatmış 6-12 yaş çocukların inanılmaz beklentisi Parkta salıncak sırası beklemek Küçükken çocuk bahçesinde En çok neyi severdiniz? Kum havuzu, kaydırak, tahterevalli? Tabii ki kayıtsız şartsız salıncak. Hani yemek yerken En çok sevdiğiniz lokmayı, Tostun sünen kaşarını Kıymalı pidenin orta yerini Fırın sütlacın yanık kısmını Soğanın cücüğünü Sona bırakmak İşte onun gibi Salıncağı en sona saklardım. Biner binmez hızlanmaya çalışırdım. Gittikçe yükselen salıncağın üstünde, Yandaki ıhlamur ağacının Yapraklarının arasından Süzülen güneşi görürdüm. Salıncak yere yaklaşınca, Parkın kırmızı, pembe gülleri Görünürdü gözüme... O masallardaki şehzadeler Beyaz atlarıyla uçardı önümden, Zümrüdüanka kuşu kanat çırpar, Neler hayal ederdim, neler… Sonra yavaşlar gibi olur. Can havli bir kez daha hızlanır Hadi salıncak uçur beni Biri ittirir salıncağın arkasından, Hooop yine göklere... Yüreğim ağzıma geliyor, Basarım çığlığı... Sanki bütün dünya ayaklarımın altında Bundan güzel bir his olabilir mi? Ve şiirin ikinci kısmı, sevdiğini Salıncağı başkası kaptırmak Ortaya bırakılan ciğeri kedinin Kapması gibi bir durum Zordur. Çok zordur. Parkta salıncak sırası bekleyen Bir çocuk gibi sıraya girmiş, Mutlu olmayı bekliyorsunuz. Gün gelip yine aynı insan yüzünden terk etmek, Kalabalıklar içinde yalnız hisseder, Evde tek başınayken kalabalığı yaşarsın. Zamanın ve mekânın anlamını yitirdiği an. Kimi zaman sevinç ve mutlulukla Kimi zaman boş umutlarla geçen süre. Çok aşıksındır Bir türlü açılamazsın. Sonra biri gelir gözlerinin Önünde onu alır götürür. Yadsınamaz ve kınanamaz bir hüzündür. Bir daha görememek, bakışamamak, Acı hissetmek, uykuda rüyada onu görmek, Üzülmek, hasret kalmak ve değer bilinmemek Zordur. Çok zordur. Hayal edin Böyle bir yaz günü Okullar tatil olmuş Yaprakların arasından sızan güneş Ve mis gibi toprak, bahar kokusu... Çocukluğumuzu ne de güzel yasamışız. Hepsi mazi oldu… Şimdi ne varsa yoksa telefon, tablet, Büyüklerine artık beni parka götür Diye ağlayan çocuklar yok. Bana telefonunu verir misin Tabletten oyun aç diye ağlayan Çocuklar var maalesef... Şimdilerde, bu yaşımda bile Ne zaman kendi ebatlarıma Göre bir salıncak bulsam, Sanki çeker küçülürüm. Kalbim pır pır atar, Gözüm kalır resmen, Hemen oturup sallanasım gelir. Eskinin salıncağı kaptırma korkusu Yerini “şuna bak, koskoca adam” Korkusu alır. Nadir Avşaroğlu Gercekedebiyat.com
Bazen bir şehri bir insan yüzünden sevip,