Önümüzdeki iki kurban bayramı hayvan kesimi yasaklansın!
Yaşadığımız sıra dışı dönemde ülke içindeki yaşam şartları ve dünyanın gittikçe ağır çatışmalara doğru sürüklenişini gözlemliyoruz. Türkiye fahiş otomobil fiyatları, fahiş kiralar ve kırmızı et eksikliği… gibi temel sorunlarla karşı karşıya.
Beş ailenin dünya gücünü ele geçirmesi ve nükleer savaş çıkartıp bir 'Mesih tiyatrosu' hazırlığında olması endişe verici. Daha endişe verici olan köklü birçok devletin bağımsızlığını yitirip oyuncak haline gelmiş olması ve bu gerçeği haklarından saklamasıdır. Türkiye'de halk en çok yaşam şartlarıyla boğuşmakta, bu uğultu ve sis bulutu içinde muhtemel savaş hazırlıklarının, zorunlu silahlanmanın, depremin, koronanın, yakılan ormanların yönetime ve halka yazdığı fatura göz ardı edilmekte. Bu sıra dışı durumda yönetim acilen sıra dışı adımlar atmak durumunda ki geç bile kalındı. KIRMIZI ET Halkımız balık tüketimde pek istekli değil. Gençlik kokusundan dolayı kuzu eti konusunda önceki nesil kadar iştahlı değil. Tavuk tüketiliyor ancak sosyal medya dahil her platformda ızgaralar ve kebaplar ön plana çıkartılıyor. Bu da büyük baş hayvan etine büyük çapta yüklenilmesine yol açıyor. Bu arada göçler, her yıl konuk edilen yaklaşık otuz milyon turist de talep ve fiyatları arttırıyor. Yiyecek ihracatı kalemleri de gözden geçirilmeye başlandı bu sevindirici. Çözüm: Önümüzdeki iki kurban bayramında hayvan kesiminin yasaklanması! Aynı zamanda acil canlı hayvan ithali ve gerçek üreticiye bu hayvanların ulaştırılması. Yem fiyatlarının bir bölümünün finanse edilmesi. Ayrıca hayvancılık sektöründe çalışacak bakıcı ve çobanlar konusunda acil eğitim hamlesinin başlaması. Gençlerin sanal alemden alınıp gerçek yaşamla tanıştırılması. Mavi yakalıların çoğaltılması. EMLAK ve KİRALAR Bir yandan alım satım ve uyanık aracılar, diğer yandan emlağın bir gereksinim değil 'kumbara' ya da yatırım aracı olarak görülmesi. Bu konuda harekete geçildiğini gözlemliyoruz. Bakın vatandaşımız başını sokacak bir daireciğin düşünü kurarken diğer tarafta bir kesim bardak altlığı kolleksiyonu yapar gibi zevkine emlak biriktiriyor. Sorun burada işte. Beslenme barınma değerleri üzerinde spekülasyon yapılması ve bunun önüne geçilememesi. Bir konut ve bir yazlık üzerindeki emlaklara ağır vergiler getirmek ilk etapta en iyi çözümdür. Fiyatları kıracaktır. Üçüncü ve dördüncü konuttan fazlasına yılda emlak başı 75.000 lira vergi. Yangını söndürecektir. OTOMOBİL Alarm veriyor. Fiyatlar Avrupa ülkelerine göre 4-5 kat fazla. Otomotiv sektörü olan bir ülkede bu nasıl olur? Eskiden yeni sürücü belgesi alan gençlerin ucuz yollu kullanılmış yerli araç umutları vardı ama şimdi o da yok. Metal yorgunu on kuruşluk araçlar bile 150.000 liradan başlıyor. Çözüm ilk etapta gurbetçide olabilir. Onların memlekete çok faydaları dokundu, onları da ödüllendirmenin zamanı geldi. Gurbetçi kişi başına bir otomobili bir kerelik Türkiye'ye getirsin. İster klasik ister yeni fark etmez. Avrupa'da araçlar çok daha bakımlı. Sınırdan sorunsuz geçsin. Türkiye plakası araç başına örneğin 100.000 lira vergi karşılığında verilsin. Hem piyasa kırılsın hem de devletin kasasına para girsin. Bir ev, belki bir otomobil ve karnının doyması bir hayale dönüşürse umutsuzluk başlar. Bu durumda yönetim kimin elinde olursa olsun desteği kaybeder. Yeni gelen de çaresiz kalır ve kargaşa başlar. Yaşanılan sıra dışı olumsuz şartlara karşı derhal radikal ve akıllı çözümler üretmenin zamanı geldi geçiyor. Serbest piyasa ekonomisi çalışmıyor artık. Devletler bu konuda önlemler almaya başladı. Umutsuz insan sağlıklı düşünemez ve problemler baş gösterir. Fiyat terörüyle ve ağırlaşan şartlarla mücadele sert, acele, acil, entel, akıllı uygulamaları kaçınılmaz hale getirdi. Bu ulusal egemenlik davasıdır. Harekete geçme zamanıdır. Cem Güneş
Gercekedebiyat.com