Son Dakika



“Sevda Şener, Özdemir Nutku, Metin And  gibi yerli tiyatro bilimcilerimizin içinde ise  Ayşegül Yüksel’in  bende çok özel bir yeri vardır. O kadar ki sözgelimi Haldun Taner Tiyatrosu, Çağdaş Türk Tiyatrosu’nda 10 Yazar, Yapısalcılık ve Bir Uygulama, Melih Cevdet Anday, Sahneden İzdüşümler gibi bazı kitaplarını altını çize çize elimden hiç düşürmeden okuduğum için  kitaplar yıllar içinde  iyiden iyiye yıprandılar” diyen Zehra İpşiroğlu,  “Yüksel’in çalışmalarının ve araştırmalarının en verimli yanı oyunları doğrudan mercek altına almasıdır” saptamasını yapıyor.

Zehra İpşiroğlu’nun Cumhuriyet’teki köşesinde Ayşegül Yüksel’le ilgili yazdığı yazıdan bazı bölümler şöyle:   

Akademik çalışmaların kim ne demişlere saplanan ya da  alıntı yığmacası içinde kaybolarak  sözüm ona bilimsellik taslayan duruşundan çok uzak bir yerdedir onun çalışmaları, incelediği yazarların yapıtlarıyla ya da izlediği sahne yorumlarıyla  özgün bir iletişime girer, kendi düşüncesini, görüşünü gizlemez tam tersine temellendirerek ve derine inerek açıklar.

Bu nedenle de araştırmalarında tiyatroya olan derin sevgisini tüm yoğunluğuyla hissederiz. Öte yandan açık oturumlarda gözlemlediğim canlılığı, izleyicilerle kurduğu yakın iletişim, anlattıklarını örneklerle somutlayarak en iyi biçimde iletme yeteneği onun çok iyi bir hoca olduğunun da somut bir göstergesi.

Bizde tiyatro denince  ilk akla gelen doğal olarak oyunculardır, tiyatronun arka planı yönetmen, dramaturg, dahası yazar bile ikinci plandadır. Oyunları ve sahnelemeleri  didik didik deşen araştırmacılar, tiyatro bilimcileri ve tiyatro eleştirmenleri ise çok az önemsenirler. 

Oyuncusuz bir tiyatro olmayacağına göre oyuncuların ön planda olması her ne kadar doğal olsa da tiyatro yazarıyla, dramaturguyla, yönetmeniyle bir ekip işidir; tiyatro eleştirmenliği ve araştırmacılığı ise verimli bir tiyatro ortamının yeşerebileceği  düşünsel bir alan yaratır. (…)

Yıllar önce İstanbul Tiyatro Festivali danışma kurulunda hangi oyuncuya  onur  ödülü vereceğimiz tartışılırken ödülün bu kez bir oyuncuya değil de  bir tiyatro araştırmacasına verilmesini önerdiğimde  bunun olmayacak bir şey önermişim gibi yadırganmasına üzülmüştüm. Ama bazen bir düşüncenin olgunlaşması ve yeşermesi zaman istiyor. Nitekim önce sevgili Sevda Şener,  Özdemir  Nutku, sonra da Dikmen Gürün,  tiyatro dünyamıza yaptıkları katkılardan ötürü onur ödüllerini aldılar.  Şimdi de sıra Ayşegül Yüksel’de.

Onu yürekten kutlarken  ona  sağlıklı ve verimli yıllar ve  tiyatromuza zenginlik katacak olan yeni araştırmalar ve çalışmalar diliyorum. Tiyatroya olan ilginin azalmadığı, tam tersine arttığı bir ortamda  tiyatro dünyamızı yeşertecek değerli kitaplara  hala çok ihtiyacımız var çünkü.

Zehra İpşiroğlu
(Cumhuriyet)
Grçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)