Özlü Demir
Yazgısını, seçimini, rastlantı ve kazalarını benliğinde harmanlayıp, bağırıp çağırmadan, öğretip suçlamadan, saygın bir ömre dönüştürmeyi bilenler var; Demir Özlü onlardandı.
Yazgısını, seçimini, rastlantı ve kazalarını benliğinde harmanlayıp, bağırıp çağırmadan, öğretip suçlamadan, saygın bir ömre dönüştürmeyi bilenler var; Demir Özlü onlardandı. Bana onun adı, ‘düzey’i hatırlatıyor başka hatırlattıkları yanında. İnsan dünyayı değiştir(e)meyebilir, ‘büyük’ bir şair veya yazar ol(a)mayabilir; fakat birilerinin tutunacağı, göreceği, dokunup soluyacağı bir yaşam ve yaratı düzeyi tutturabilir. O bunu yaptı, bana sorarsanız. Bu çok şeydir. Şimdiki kerameti fotoğrafından menkul sosyal medya edebiyatçısı kalabalığımızın anlaması biraz zor bunu. Boş, ukala, afralı tafralı bir konuşmasını hatırlıyor musunuz onun, bırakın yazısını! Vardığı yerde kalmasa olmaz mıydı? Bu sağlam ve istikrarlı karakterden daha çok yararlanabilirdik elbette öyle olsaydı. İyi de hangimiz kaç hayat yaşıyoruz ki? Hiç değilse ricat etmedi bazıları gibi kendi ‘anlam’ından moda anlamsızlıklara. Işığını kim, hangi ferlikte gördü, biraz da bakışına bağlıdır; o bizi aydınlatan bir yıldızdır edebiyat göğümüzde. Ferit Edgü’yü ‘Allah korusun’; onunla, Onat Kutlar’la (ki koruyamadı, “politicallycorrect” bir terör eyleminde yitirdik onu) ve çok hızla değişen zamanına pekala haklı nedenlerle ayak uyduramayıp kendine kıyan kardeşi Tezer Özlü ile birlikte hatırlarım Demir Özlü’yü. Bunlar; sözcüğün olumlu anlamıyla, kentli, seçkin ve katiyen züppe olmayan entelektüellerimizdendir. İyi eğitilmişler... Diller biliyor…Bir sayfa yazdılar mı eksiksiz bir yontu çıkarıyorlar(dı) ortaya... Dilimizin, ülkemizin böylesine düzey tutturmuş bir evladının ömrünün büyük bir kısmını kuzeyde bir ülkede geçirmiş olması üzücü müdür? Hayır! Bize ilk anda öyle gelse bile... O ne yaptığını bilen biriydi çünkü. Hem, varoluşunu -siz yazgısını diyebilirsiniz- seçen değil midir on(lar)a göre insan? Öte yandan, bir yurt da, bir ırmak gibi, taşırdığı ve başka ırmaklara karıştırdığı kollarıyla var olmaz mı? Varoluşçu- devrimci esinler ve buna hiç de uzak olmayan nihilistik esintiler üstünden yaşamı anlatırken, anlattığını şairanelik, masalsılık ya da destansılıktan kurtarıp yeni dünyanın etik, estetik ve düşün kapılarını da çalan, yerine göre onu açan çok değerli edebiyatçılarımızdandı Demir Özlü. Kuşağı ile birlikte müdavimi oldukları “Existantialist Cafe”den (1), zihin ve beğenimizi dünya ile hizalayan ve özgürleştiren mektuplar yolladılar bize. (1) At The Existentialist Cafe: Freedom, Beingand Apricot Coctails; Sarah Bakewell, Antonina Beamish; Other Press, 2016 Ferruh Tunç
Gerçekedebiyat.com
YORUMLAR