Kitap değil yazar okuduğunu her fırsatta söyleyen Mehmet Eroğlu'nun has bir okuyucu kitlesinin olduğu bilinir. Yaygın değil, derinliğine bir okur kitlesidir bu. Zira bir kitabını okuyan tüm romanlarını okur, hatta yazarın tüm eserleriyle bile sınırlı kalmaz bu bağımlılık. Onun seçerek okuduğu ve okunmasını önerdiği Dino Buzzatti ve Romain Gary gibi yalnızca has okurların tanıdığı yazarları da okumaya yöneltir. Buzzatti'nin "Tatar Çölü" ve Gary'nin "Cennetin Kökleri" kitaplarını okumadan Eroğlu'nun kitaplığını tamamlamak eksik olur. Beni bu yazarlara yönelten de Eroğlu'nun kitaplarında verdiği gizli şifrelerdi. Her biri dünyanın farklı bir coğrafyasında insanin bitmez yolculuğunu, bireyin kendisiyle mücadelesini ve yalnızlığı ele alan üç yazar, dingin bir fonda, kelimelerin coşkusunu yaşatıyor.

Eroglu`nu tanımak ve onun has okurlarından biri olmak isteyenler mutlaka ilk kitabi “Issızlığın Ortasında” ile başlamalı. En son kitabına kadar, bütün kitaplarında, anlatmaya çalıştığı şey orada başlıyor. Romain Gary için ise “Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı” adlı otobiyografik romanı da Gary için aynı önemi taşır. Yahudi göçmeni oldugu halde Fransa`da elinden tutarak kiliseye dua etmeye götüren annesini tanımadan Gary`nin kadınlarla olan düzeyli ilişkisini anlamak ve “Kadının Işığı”nı anlayabilmek imkânsız. Oğlunu henüz altı yaşındayken kitaplar okumaya ve resim çizmeye yönelten bu tutkulu ve uzak görüşlü kadın, oğlunun 40 yaşlarında elde edeceği maddi ve manevi tüm değerleri henüz 6 yaşındayken görmüş ve ona, "Bir gün gelecek kitapların Balzac’ìnkinden daha çok satacak, Fransa büyükelçisi olacak ve Londra`dan giyineceksin" demiş. Buzzati mi? Hikayeleriyle bilinen yazar, “Tatar Çölü” ile Eroğlu’yla aynı saflara katılıyor. “Tatar Çölü”nü okumadan çoğu kez boşuna akıp giden zamanı, gelemeyecekleri, olamayacakları bos yere beklemenin neleri kaybettirdiğini bilemeyeceksiniz.

Eroğlu, bir yazar olarak, insan yaratılışının gölgeli alanlarında boy atan durum ve duygularla ilgili olduğunu söylüyor her fırsatta. Yazarken, insan türünde yan yana ortaya çıkan kıyıcılık ve merhamet; kardeşlik ve düşmanlık gibi birbirine zıt kavramların birlikte yer aldığı o sisli, anlaşılmaz bölgeden beslendiğini vurgulayan yazar, Gary'i de aynı kaynaktan beslenen bir yazar olduğu için tercih ediyor. Yazar'ın Buzzati'yi okumalarının özünde ise yine aynı insan türü içindeki insanın tam zıddı olan sıradanlığı vurgulaması yatıyor.

Buzzatti ve Gary’i yeniden okuma ve hatırlatma isteği doğuran ise Eroğlu’nun Agora Kitaplığı’ndan çıkan yeni kitabı; “Düş Kırgınları”. Bu kitap yazarın kitaplığındaki dokuzuncu romanı olarak yerini aldı. Eroğlu'nu son olarak "Kusma Külübü" adlı kitap ile okumuş, öfkesini kelimelerle akıttığına tanık olmuştuk. Yazar, bu kitap ile okuyucusunu şaşırtarak, bir aşk hikâyesi ele alıyor. Ancak kitap, bir aşk hikâyesinin ötesinde, sonu çok öncesinden görülen bir ölüm hikâyesi olarak okunabilir. Yazar da bunun ipuçlarını göstermekten kaçınmıyor. Hem karakterini hem okuyucuyu adım adım ölüme hazırlıyor. Ölüm üzerine önermeler kuran yazar, ölümü bu dünyaya ait olmayacak kadar kutsuyor. Kitaptaki hiçbir ölüm, hazin bir son değil bu yüzden.

Yazar, her zamanki gibi yenilgiyi yaşamış, yaralı benlikleri anlatıyor. Yenilginin adresi ise bu kez bir yarımada olan Karaburun tercih edilmiş. Kitabımızın kahramanı Kuzey, Eroğlu'nun diğer kitaplarında da olduğu gibi iki darbe yaşamış 68 kuşağından. Yazmak ve anlatmak dışında pek bir yeteneği kalmamış olan Kuzey, kitabın başında "İnsan var olduğuna inanmak için mi kendini anlatır? Öyle ise susacağım" dese de kelimelerle ustalıkla oynamaya devam ediyor. "Düş Kırgınları" adını taşıyacak olan romanını yazma(ma)ya çalışan Kuzey, 25 yaşındaki Şafak'la aşkı tanımlar. Ancak geçmişin yaralarından kurtulmak öyle kolay değildir. İşkencelerin izleri yaşamının panoraması olarak vücuduna nakşedilen Kuzey, geçmişten geleceğe giden köprüde kalmıştır. İçkiyle belleğinden kaçan Kuzey, aşkla yaşama son bir tutunma ihtimali yaşar. Aşk ile ölüm arasında barışma, alışma gibi bir ortaklık kuran yazar, kitapta aşk için "Ruhumuzun çileli ergenliği" tanımlamasını yapıyor.

Kitapta dikkat çeken bir diğer konu olarak iki kuşağın karşı karşıya getirilmesi öne çıkıyor. Bir tarafta Kuzey, diğer tarafta genç nesli temsil eden Şafak ve Çiğdem var. Çiğdem, Kuzey için 5 yıl önce yitirdiği Şafak'ın siluetini getirir. Bu siluet sonradan ölüme davetiye çıkarır. Kuzey, bu iki genç kadın ekseninde bugünkü genç kuşağı da kimi göndermelerle birlikte sorguluyor. Yazar, genç kuşağı "kendini gerçekleştirmek" söylemiyle tiye alıyor. "İnsan otuz yaşına gelmeden budalalıktan kurtulamaz" sözüyle de gençliğini yaşamış, yaşacak herkese bir göndermede bulunuyor.

Anlatıcının ağız değiştirdiği kitapta, hikâyeyi; Sami, Çiğdem, yazar, Feylesof İhsan Yılmaz ve Fındık'tan dinliyoruz. Kuzey, ketumluğunun aksine "Gezgin bir ayyaşın güncesinden" konuşur. Kuzey Nietzche'den, Ruben Dario'dan alıntılarla acıyı tanımlıyor. Kitabın en etkili pasajlarını da bu günceler oluşturuyor.

Kitap, savaşları, yıkımları; bedeninin ya da ruhunun bir parçasını yitiren bir kuşağı, suçlu bellekleri sorguluyor. Aynı zamanda, Şafak'ın aşkı karşısında "gitme, kal" diyemeyen Kuzey'in, aşk korkusunu sorguluyor. Bir tarafıyla karanlık, gizemli bir adam olarak gördüğümüz Kuzey, kabuğunun içinde ise muzip ve sevimli bir adam taşıyor.

Kuzey, kitapta öyle güzel konuşuyor ki; onu soru sormadan sadece dinlemek gerekiyor. Yazıya da son noktayı o koyuyor: Hayat dediğimiz -kısa ya da uzun süren- bir ölüm hikâyesinden başka nedir ki?

Kitaptan altı çizili notlar:

* Kim ölümün terk ettiği bir insandan daha yalnız olabilir ki!

* Aşıkken ölüm karşısında olduğu kadar tek başınadır insan.

* Hayallerimiz aslında tek bir istekten, kendimizi sevme düşüncesinden doğar.

* İyi bir yazar okunmak değil, Nietzche gibi ezberlenmek ister. Kuzey'in başyapıtı ölümünden sonra yayınlansa da kanla yazılmış, ezberlenecek bir yapıttır.

* Acıyı aşındırmak için öfke yeterlidir ama hüznün ilacı yoktur.

Müjde Arslan
Gerçekedebiyat.com

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)