Son Dakika



Ressam Zehra Başaran'ın resimlerinde yaşlı ya da çocuk yok. Resminde yer bulan bütün insanlar, genç kızlar ve genç erkekler. Bunun nedenini sorduğumda, "Bilinçli bir tercih. Ben insanın aslında ölümsüz olduğunu düşünüyorum. En çok aşağılanan insandır, en çok direnen de odur. Bu nedenle hep genç olarak çiziyorum. Umut gençlerde var. İnsana ilişkin her şey gençlerde var" dedi.

Ahmet Yıldız Zehra Başaran'la

Gençliğin öncesi ve sonrası da önemli elbet ancak geleceğimizin tüm tohumları onlardadır. Şair Ahmet Telli'nin deyişiyle "İnsanlığa ateşi taşıyan gençliktir." Bu anlamda Zehra Başaran gençliği gelecek olarak tasarlamış.

Zehra Başaran'ın resminde soğuk renklerin yanında sosyal yanı ağır basan Millet veya artık günümüz resim modası içinde pek de rağbet görmeyen Courbert'i aratmayan bir gerçekçilik coşkusu var.

    

Belki Barbizon Okulu'nun üyesi olma isteği; doğadan izlenimlere atölyede duyguların karışması. Ama yalnızca çalışan değil hareket eden, düşünen gençlerin bedenleri var tualde. Başaran için akademik ressam olmak, sanırım önemli değil. Önemli olan, söz ettiğim Gerçekçi klasik yaklaşıma biraz romantizm eklemek. Oysa Gerçekçiler Romantikleri fazla hayalci oldukları için sevmezlerdi. Zehra Başaran seviyor yanılmıyorsam. Caspar David Friedrih'in duygu dünyası var Başaran'da biraz da.

Zehra Başaran 1971 yılında İstanbul’da doğmuş bir ressamımız.1995’de Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim Bölümü'nü bitirmiş.  2006’da aynı fakültenin resim bölümünde yüksek lisans programını tamamlamış. Resim çalışmalarına İstanbul'daki atölyesinde devam ediyor.  Ben bir eleştirmen yazar olarak yazar ve şairlerde yalnızca yaşadıkları çağın değil içinde bulundukları kentin de yazarı şairi olmalarını istemişimdir. Büyük yazarlar hep böyle yaptı: Dostoyevski (Petersburg), Hugo (Paris)… Zehra Başaran'ın Ankara'da Galeri Akdeniz'de 20 Nisan 5 Mayıs 2018 tarihlerinde sergilenen resimlerinde İstanbul'u aramadım desem yalan olur.

Yine de onun genç insan figüründen sonra "genç" kedi çalışmalarına eğilmesi de ilginç geldi. Belki de mesajını insanın sırtından vermekten yoruldu, bunu hayvanlarla yapmayı denedi.

"Sırtından" demişken, Zehra Başaran genç insan figürlerine de hayvanlara da basit bir uçurtma ya da garip bir paraşüte benzeyen deri kayışlarla bağlanmış bir alet yüklüyor. Sırtlarında bunu görüyoruz. Belki o klasik resim biçiminden sıyrılmak için sürreal bir ayrıntı. Belki bir gün kanatlanıp uçmak için özgürlüğü simgeleyen bir şey.

Yine de Zehra Başaran'ın imzası niteliğindeki bu aleti gördüğümüzde daha büyük daha unutulmaz resimlerden onun olduğunu bu işaretten anlayacağız.

Ahmet Yıldız

Gercekedebiyat.com

 

ÖNCEKİ HABER

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

Yorum Yaz

Kişisel bilgileriniz paylaşılmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra adınız ve yorumunuz görüntülenecektir. (*)